Yuhanna 1 Başlangıçta Söz vardı, ve Söz Tan- rı'yla birlikteydi, ve Söz Tanrı'ydı. 2 Başlangıçta o, Tanrı'yla birlikteydi. 3 Her şey onun aracılığıyla var oldu; ve var olan hiç bir şey onsuz olmadı. 4 Yaşam ondaydı; ve yaşam insan- ların ışığıydı. 5 Ve ışık karanlıkta parlar; ve karan- lık onu kavramadı. 6 Tanrı'dan gönderilmiş bir adam vardı, adı Yuhanna idi. 7 O, tanıklık için, Işık hakkında tanık- lık etsin ve herkes onun aracılığıyla iman etsin diye geldi. 8 Kendisi o Işık değildi, ama o Işık hakkında tanıklık etmeye gönderildi. 9 Gerçek Işık dünyaya gelen her in- sanı aydınlatandı. 10 O, dünyadaydı, ve dünya onun aracılığıyla var oldu, ve dünya onu bilmedi. 11 Kendininkilere geldi, ve kendinin- kiler onu kabul etmediler. 12 Ama onu kabul edenlerin hepsine, onun adına iman edenlere, Tanrı'nın oğulları olma yetkisi verdi; 13 Onlar ne kandan, ne bedenin iste- ğinden, ne de insanın isteğinden değil, ama Tanrı'dan doğdular. 14 Ve Söz beden olup inayet ve ger- çekle dolu olarak aramızda yaşadı, biz de onun yüceliğini, Baba'dan biricik doğmuş olanın yüceliği olarak gördük. 15 Yuhanna onun hakkında tanıklık etti, ve bağırarak dedi: Benden sonra gelenin benden önceliği var; çünkü o benden önce vardı, diye sözünü et- tiğim kişi budur. 16 Ve hepimiz onun doluluğundan aldık, ve inayet için inayet. 17 Çünkü yasa Musa aracılığıyla verildi, ama inayet ve gerçek İsa Mesih aracılığıyla geldi. 18 Hiçbir zaman hiç kimse Tanrı'yı görmemiştir; Baba'nın bağrında olan biricik Oğul onu bildirdi. 19 Ve Yahudiler, Sen kimsin? diye kendisine sormak için Yeruşalem'den kâhinlerle Levililer'i gönderdikleri zaman Yuhanna'nın tanıklığı şudur; 20 Ve açıkça konuştu, ve inkâr etme- di; ve, Ben Mesih değilim, diye açıkça konuştu. 21 Onlar da kendisine, Öyleyse ne? Sen İlyas mısın? diye sordular. O da, Değilim, dedi. Sen o peygamber mi- sin? Ve o cevap verdi: Hayır. 22 O zaman ona dediler: Sen kimsin? öyle ki, bizi gönderenlere cevap verelim. Kendin için ne diyorsun? 23 Ben, Yeşaya peygamberin dediği gibi, Rab'bin yolunu düzeltin, diye çölde bağıranın sesiyim, dedi. 24 Ve gönderilenler Ferisiler'dendi. 25 Ve ona sorup kendisine dediler: Öyleyse, sen ne Mesih, ne İlyas, ne de o peygambersen, neden vaftiz edi- yorsun? 26 Yuhanna onlara cevap verip dedi: Ben suyla vaftiz ediyorum, ama ara- nızda tanımadığınız biri duruyor; 27 Benden sonra gelip benden önce- liği olan odur, ben onun çarığının bağını çözmeye layık değilim. 28 Bu şeyler Ürdün'ün ötesinde olan Beytabara'da, Yuhanna'nın vaftiz et- tiği yerde oldu. 29 Yuhanna ertesi gün İsa'nın ken- disine doğru geldiğini görerek dedi: İşte dünyanın günahını kaldıran Tanrı Kuzusu. 30 Kendisi için, Benden sonra bir adam geliyor ki, benden önceliği var; çünkü o benden önce vardı, dediğim kişi budur. 31 Ve ben onu tanımıyordum; ama o İsrail'e açıklansın diye ben suyla vaftiz ederek geldim. 32 Ve Yuhanna tanıklık edip dedi: Ruh'un güvercin gibi gökten indiğini gördüm, ve onun üzerinde durdu. 33 Ve ben onu tanımıyordum, ama suyla vaftiz etmek için beni gönderen, kendisi bana, Ruh'un kimin üzerine inip durduğunu görürsen, Kutsal Ruh'la vaftiz eden odur, dedi. 34 Ben de gördüm ve Tanrı'nın Oğlu budur diye tanıklık ettim. 35 Ertesi gün Yuhanna yine duru- yordu, ve öğrencilerinden ikisi de; 36 Ve İsa'ya yürürken bakarak, İşte Tanrı Kuzusu! dedi. 37 Ve iki öğrenci onu konuşurken işitip İsa'nın ardından gittiler. 38 Ve İsa dönüp ardından geldiklerini görünce onlara, Ne arıyorsunuz? dedi. Onlar ona, Rabbi, (ki tercüme olunursa, Öğretmen, demektir,) nere- de oturuyorsun? dediler. 39 Onlara, Gelin de görün, dedi. Gidip onun nerede oturduğunu gördü- ler, ve o gün onunla kaldılar; çünkü onuncu saat sularıydı. 40 Yuhanna'nın dediğini işitip onun ardından giden iki kişiden biri Simon Petros'un kardeşi Andreas idi. 41 O önce kendi kardeşi Simon'u bu- lup ona dedi: Biz Mesih'i bulduk, ki çevirisi, Hristos'tur. 42 Ve onu İsa'ya getirdi. İsa da ona bakıp dedi: Sen Yuna oğlu Simon'- sun, Kifas diye çağrılacaksın, ki çevi- risi, Taş'tır. 43 Ertesi gün İsa Galile'ye gitmek isteyip Filippos'u buldu ve ona, Ardımdan gel, dedi. 44 Filippos da Andreas ile Petros'un kenti olan Beytsayda'dandı. 45 Filippos Natanael'i bulup ona dedi: Musa'nın yasada ve peygamber- lerin de hakkında yazdıkları kişiyi, Yusuf'un oğlu Nazaretli İsa'yı bulduk. 46 Ve Natanael ona, Nazaret'ten iyi bir şey çıkabilir mi? dedi. Filippos ona, Gel de gör, dedi. 47 İsa Natanael'in kendisine doğru geldiğini görüp onun için, İşte kendi- sinde hile olmayan gerçek bir İsrailli! dedi. 48 Natanael ona, Beni nereden tanı- yorsun? dedi. İsa cevap verip ona dedi: Filippos seni çağırmadan önce, sen incir ağacının altındayken, seni gördüm. 49 Natanael cevap verip ona dedi: Rabbi, sen Tanrı'nın Oğlu'sun; sen İsrail'in Kralı'sın. 50 İsa cevap verip ona dedi: Sana, Seni incir ağacının altında gördüm, dediğim için mi inanıyorsun? bunlar- dan daha büyük şeyler göreceksin. 51 Ve ona dedi: Doğrusu, doğrusu size derim, Bundan sonra göğün açıl- dığını ve Tanrı'nın meleklerinin İn- sanoğlu üzerinde yükselip indiklerini göreceksiniz. Yuhanna 2 Ve üçüncü gün Galile'nin Kana kentinde bir düğün vardı; ve İsa'nın annesi oradaydı; 2 İsa ve öğrencileri de düğüne çağrıl- mışlardı. 3 Ve şarap tükenince İsa'nın annesi ona, Şarapları kalmadı, dedi. 4 İsa ona, Kadın, benden sana ne? benim saatim daha gelmedi, dedi. 5 Annesi hizmetçilere, Size ne derse yapın, dedi. 6 Ve Yahudiler'in geleneksel temizliği için oraya konmuş, her biri seksenle yüz yirmi litre alan altı taş su küpü vardı. 7 İsa onlara, Küpleri suyla doldurun, dedi. Ve onları ağızlarına kadar dol- durdular. 8 Ve onlara, Şimdi bundan alın, ve şölen başkanına götürün, dedi. Onlar da götürdüler. 9 Şölen başkanı şarap olmuş suyu tadınca, ve onun nereden olduğunu bilmiyordu, (oysa suyu çıkaran hiz- metçiler biliyorlardı;) şölen başkanı güveyi çağırıp 10 Ona dedi: Herkes önce iyi şarabı, çok içildikten sonra da kötüsünü sunar; ama sen iyi şarabı şimdiye dek sakladın. 11 Mucizelerin bu başlangıcını İsa Galile'nin Kana kentinde yaptı, ve yüceliğini gösterdi; öğrencileri de ona iman ettiler. 12 Bundan sonra Kapernahum'a indi, kendisi, ve annesi, ve kardeşleri, ve öğrencileri; ve orada birkaç gün kaldılar. 13 Ve Yahudiler'in Fısıh bayramı yakındı, İsa da Yeruşalem'e çıktı, 14 Ve tapınakta sığır ve koyun ve güvercin satanlarla para bozanları oturmakta buldu; 15 Ve iplerden bir kamçı yapıp hepsi- ni, koyunları da sığırları da tapınak- tan kovdu; ve para bozanların para- larını döktü ve masalarını devirdi; 16 Ve güvercin satanlara, Bu şeyleri buradan kaldırın; Babam'ın evini bir ticaret evi yapmayın, dedi. 17 Öğrencileri de, Senin evinin gay- reti beni yiyip bitirmiştir, diye yazıl- mış olduğunu hatırladılar. 18 Bunun üzerine Yahudiler cevap verip ona dediler: Mademki bu şeyleri yapıyorsun, bize ne belirti gösterirsin? 19 İsa cevap verip onlara dedi: Bu tapınağı yıkın, ve üç günde ben onu yeniden yükselteceğim. 20 Bunun üzerine Yahudiler, Bu tapı- nak kırk altı yılda yapıldı, ve sen onu üç günde mi yükselteceksin? dediler. 21 Ama o, bedeninin tapınağından söz ediyordu. 22 Onun için ölülerden dirildiği za- man, öğrencileri bunu kendilerine söylediğini hatırladılar; ve yazıya ve İsa'nın söylediği söze iman ettiler. 23 Ve Fısıh'ta, bayram gününde, o Yeruşalem'deyken, yaptığı mucizeleri görerek birçokları onun adına iman ettiler. 24 Ama İsa kendini onlara emanet etmedi, çünkü bütün insanları bili- yordu, 25 Ve insan hakkında kimsenin tanık- lık etmesine ihtiyacı yoktu; çünkü kendisi insanın içinde ne olduğunu biliyordu. Yuhanna 3 Nikodimos adlı, Ferisiler'den bir adam, Yahudiler'in bir önderi vardı; 2 Bu adam geceleyin İsa'ya gelip ona dedi: Rabbi, senin Tanrı'dan gelmiş bir öğretmen olduğunu biliyoruz; çünkü Tanrı kendisiyle olmadıkça hiç kimse senin yaptığın bu mucizeleri yapamaz. 3 İsa cevap verip ona dedi: Doğrusu, doğrusu sana derim, Bir kimse yeni- den doğmadıkça, Tanrı'nın krallığını göremez. 4 Nikodimos ona dedi: Yaşlanmış bir adam nasıl doğabilir? annesinin rah- mine ikinci kez girip doğabilir mi? 5 İsa cevap verdi: Doğrusu, doğrusu sana derim, Bir kimse sudan ve Ruh'tan doğmadıkça Tanrı'nın kral- liğina giremez. 6 Bedenden doğan bedendir; ve Ruh'tan doğan ruhtur. 7 Sana, Yeniden doğmalısınız, dediği- me şaşma. 8 Rüzgâr dilediği yerde eser, ve onun sesini işitirsin, ama nereden gelip nereye gittiğini bilmezsin; Ruh'tan doğan herkes böyledir. 9 Nikodimos cevap verip ona, Bu şeyler nasıl olabilir? dedi. 10 İsa cevap verip ona dedi: Sen İsrail'in öğretmenisin de bu şeyleri bilmiyor musun? 11 Doğrusu, doğrusu sana derim, Bildiğimizi söylüyoruz, ve gördüğü- müze tanıklık ediyoruz; ve tanıklığı- mızı kabul etmiyorsunuz. 12 Size yeryüzüyle ilgili şeyleri söyle- diğimde inanmazsanız, gökle ilgili şeyleri size söylersem, nasıl inana- caksınız? 13 Ve gökten inmiş olandan, yani gökte olan İnsanoğlu'ndan başka hiç kimse göğe çıkmamıştır. 14 Ve Musa çölde yılanı nasıl yu- karı kaldırdıysa, İnsanoğlu'nun da öy- lece yukarı kaldırılması gerekir; 15 Öyle ki, ona her kim iman ederse mahvolmasın, ama sonsuz yaşamı olsun. 16 Çünkü Tanrı dünyayı öyle sevdi ki, biricik Oğlu'nu verdi, öyle ki, ona her kim iman ederse mahvolmasın, ama sonsuz yaşamı olsun. 17 Çünkü Tanrı, Oğlu'nu dünyayı yargılamak için dünyaya göndermedi; ama dünya onun aracılığıyla kurtul- sun diye gönderdi. 18 Ona iman eden yargılanmaz; iman etmeyen ise zaten yargılanmış- tır, çünkü Tanrı'nın biricik Oğlu'nun adına iman etmemiştir. 19 Yargı da şudur: dünyaya ışık geldi, ve insanlar ışığın yerine ka- ranlığı sevdiler, çünkü onların işleri kötüydü. 20 Çünkü kötülük yapan herkes ışık- tan nefret eder, ve işleri açığa çık- masın diye ışığa gelmez. 21 Ama gerçeği uygulayan kişi, işleri Tanrı'da yapıldığı belli olsun diye ışığa gelir. 22 Bundan sonra İsa'yla öğrencileri Yahudiye diyarına geldiler; ve orada onlarla kalıyor ve vaftiz ediyordu. 23 Ve Yuhanna da Salim yakınında Aynun'da vaftiz ediyordu, çünkü orada bol su vardı; ve gelip vaftiz oluyorlardı. 24 Çünkü Yuhanna henüz hapse atıl- mamıştı. 25 O zaman Yuhanna'nın bazı öğ- rencileriyle Yahudiler arasında temiz- lenme konusunda bir tartışma çıktı. 26 Ve Yuhanna'ya gelip ona dediler: Rabbi, Ürdün ötesinde seninle birlikte olan, kendisi için tanıklık ettiğin kişi, işte o vaftiz ediyor ve herkes ona geliyor. 27 Yuhanna cevap verip dedi: İnsan, kendisine gökten verilmedikçe hiçbir şey alamaz. 28 Ben Mesih değilim, ama onun önünce gönderildim, dediğime siz kendiniz bana tanıklık edersiniz. 29 Gelin kiminse, güvey odur; ama ayakta duran ve onu dinleyen güveyin arkadaşı, güveyin sesinden çok se- vinir; bunun için benim bu sevincim tamam oldu. 30 Ona büyümek, banaysa küçülmek gerekir. 31 Yukarıdan gelen hepsinden üstün- dür; yerden olan yerseldir ve yerden konuşur; gökten gelen hepsinden üstündür. 32 Ve ne görmüş ve işitmişse buna tanıklık eder; ve tanıklığını kimse kabul etmez. 33 Onun tanıklığını kabul eden, Tanrı'nın gerçek olduğunu mührünü basmıştır. 34 Çünkü Tanrı'nın gönderdiği kişi Tanrı'nın sözlerini söyler; çünkü Tanrı ona Ruh'u ölçüyle vermez. 35 Baba Oğul'u sever ve her şeyi onun eline vermiştir. 36 Oğul'a iman edenin sonsuz yaşamı vardır; Oğul'a inanmayan ise yaşamı görmeyecektir; ama Tanrı'nın gazabı onun üzerinde kalır. Yuhanna 4 Ferisiler'in İsa'nın Yuhanna'dan daha çok öğrenci edinip vaftiz ettiğini duyduklarını Rab öğrenince, 2 (Oysa İsa'nın kendisi değil, ama öğrencileri vaftiz ediyordu,) 3 Yahudiye'den ayrılıp yine Galile'ye gitti. 4 Ve Samiriye'den geçmesi gerekti; 5 Böylece Yakup'un oğlu Yusuf'a ver- diği toprağa yakın olan Samiriye'nin Sihar denilen kentine geldi. 6 Yakub'un kuyusu da oradaydı. Onun için İsa yolculuktan yorulmuş olarak kuyunun yanına böylece otur- muştu; altıncı saat sularıydı. 7 Samiriyeli bir kadın su çekmeye geldi; İsa ona, Bana su ver, içeyim, dedi. 8 (Çünkü öğrencileri yiyecek satın almak için kente gitmişlerdi.) 9 Samiriyeli kadın da ona dedi: Sen Yahudi'sin, bense Samiriyeli bir kadı- nım, nasıl oluyor da benden su istiyor- sun? çünkü Yahudiler'in Samiriyeli- ler'le ilişkileri yoktur. 10 İsa cevap verip ona dedi: Eğer sen Tanrı'nın armağanını ve sana, Bana su ver, içeyim, diyenin kim olduğunu bilseydin, sen ondan isterdin, o da sana diri su verirdi. 11 Kadın ona dedi: Efendi, su çekecek bir şeyin yok, kuyu da derin, böyle olunca sende nereden o diri su olur? 12 Sen bu kuyuyu bize vermiş, ken- disi, ve çocukları, ve davarları ondan içmiş olan atamız Yakup'tan daha büyük müsün? 13 İsa cevap verip ona dedi: Bu sudan her içen yine susayacak; 14 Oysa kendisine benim vereceğim sudan her kim içerse sonsuza dek susamaz; ama ona vereceğim su ken- disinde sonsuz yaşam için fışkıran bir su kaynağı olacak. 15 Kadın ona dedi: Efendi, bu suyu bana ver, böylece ne susayayım, ne de su çekmek için buraya geleyim. 16 İsa ona, Git, kocanı çağır, ve buraya gel, dedi. 17 Kadın cevap verip, Kocam yoktur, dedi. İsa ona dedi: Kocam yoktur demekle iyi söyledin, 18 Çünkü beş kocaya vardın; ve şimdi sendeki, kocan değildir; bunda doğru konuştun. 19 Kadın ona dedi: Efendi, görüyo- rum ki, sen bir peygambersin. 20 Atalarımız bu dağda tapındılar; ama sizler tapınılması gereken yer Yeruşalem'dedir dersiniz. 21 İsa ona dedi: Kadın, bana inan, saat geliyor ki, o zaman Baba'ya ne bu dağda, ne de Yeruşalem'de tapına- caksınız. 22 Siz bilmediğinize tapınıyorsunuz; biz bildiğimize tapınıyoruz; çünkü kurtuluş Yahudiler'dendir. 23 Ama gerçek tapınıcıların Baba'ya ruhta ve gerçekte tapınacakları saat geliyor, ve şimdidir; çünkü Baba kendisine böyle tapınanları arıyor. 24 Tanrı Ruh'tur; ve ona tapınanların ruhta ve gerçekte tapınmaları gerek- tir. 25 Kadın ona dedi: Biliyorum ki, Hristos denilen Mesih gelecektir; o gelince, bize her şeyi bildirecektir. 26 İsa ona, Seninle konuşan ben, oyum, dedi. 27 Ve bunun üzerine öğrencileri ge- lip kadınla konuşmasına şaştılar; bu- nunla birlikte hiç biri, Ne arıyorsun? ya da, O kadınla neden konuşuyor- sun? demedi. 28 Sonra kadın su testisini bıraktı ve kente gidip halka dedi: 29 Gelin, yapmış olduğum her şeyi bana söyleyen adamı görün; acaba Mesih bu mudur? 30 Onlar da kentten çıkıp ona geli- yorlardı. 31 Bu arada öğrencileri, Rabbi, ye, diye rica ediyorlardı. 32 Ama o onlara, Benim, sizin bilme- diğiniz bir yiyeceğim var, dedi. 33 Bu nedenle öğrenciler birbirlerine, Acaba biri ona yiyecek mi getirdi? dediler. 34 İsa onlara dedi: Benim yemeğim beni gönderenin isteğini yapmak ve onun işini tamamlamaktır. 35 Sizler, Ekinleri biçmeye daha dört ay var, demiyor musunuz? işte, size diyorum, Gözlerinizi kaldırın ve tarlalara bakın; çünkü zaten biçilmek üzere ağarmışlar. 36 Ve biçen ücret alır, ve sonsuz yaşam için ürün toplar; öyle ki, eken de, biçen de birlikte sevinsinler. 37 Çünkü, Biri eker, başkası biçer, sözü bunda doğrudur. 38 Ben sizi emek vermediğiniz şeyi biçmeye gönderdim; başkaları emek verdiler, ve siz onların emeğine gir- diniz. 39 Ve o kentten olan Samiriyeli- ler'in birçoğu, Yaptığım her şeyi bana söyledi, diye tanıklık eden kadının sözü üzerine ona iman ettiler. 40 Böylece Samiriyeliler ona geldik- leri zaman, yanlarında kalması için ona yalvardılar; o da orada iki gün kaldı. 41 Ve kendi sözü üzerine daha bir- çokları iman etti; 42 Ve kadına dediler: Bizim iman etmemiz artık senin söylemenle değil; çünkü biz kendimiz işittik ve biliyoruz ki, gerçekten dünyanın kurtarıcısı, Mesih budur. 43 Ve iki gün sonra oradan ayrılıp Galile'ye gitti. 44 Çünkü İsa'nın kendisi, bir pey- gamberin kendi memleketinde saygın- lığı olmadığına tanıklık etmişti. 45 Ve Galile'ye geldiği zaman, bay- ramda onun Yeruşalem'de yaptığı her şeyi görmüş olan Galileliler onu kabul ettiler; çünkü onlar da bayrama git- mişlerdi. 46 Bunun üzerine İsa yine, suyu şarap yaptığı Galile'nin Kana kentine geldi. Ve orada bir saray görevlisi vardı; oğlu Kapernahum'da hastaydı. 47 İsa'nın Yahudiye'den Galile'ye gel- diğini işitince yanına vardı ve inip oğlunu iyileştirmesi için ona yalvardı; çünkü ölmek üzereydi. 48 O zaman İsa ona, Belirtiler ve harikalar görmedikçe iman etmeye- ceksiniz, dedi. 49 Saray görevlisi ona, Efendi, ço- cuğum ölmeden önce in, dedi. 50 İsa ona, Git, oğlun yaşıyor, dedi. Ve adam İsa'nın kendisine söylediği söze iman edip gitti. 51 Ve o daha inerken köleleri onu karşılayıp, Oğlun yaşıyor, diye haber verdiler. 52 O zaman onlara onun iyileşmeye başladığı saati sordu. Onlar da kendi- sine, Dün yedinci saatte ateşi düştü, dediler. 53 Böylece baba, İsa'nın kendisine, Oğlun yaşıyor, dediği saatte olduğunu anladı; ve kendisi ile bütün ev halkı iman etti. 54 Bu da İsa'nın Yahudiye'den Gali- le'ye gelişinde yaptığı ikinci mucize- dir. Yuhanna 5 Bundan sonra Yahudiler'in bir bayra- mı vardı; ve İsa Yeruşalem'e çıktı. 2 Ve Yeruşalem'de koyun kapısı ya- nında, İbranice'de Beythesta denilen beş eyvanlı bir havuz vardır. 3 Bunlarda, kör, topal, beden üyeleri kurumuş hastalardan büyük bir kala- balık yatıyor, suyun çalkalanmasını bekliyordu. 4 Çünkü zaman zaman bir melek havuzun içine iner suyu çalkalardı; ve su çalkalandıktan sonra içine ilk giren tutulduğu her hangi bir hastalıktan kurtulurdu. 5 Ve orada otuz sekiz yıldan beri hastalık çeken bir adam vardı. 6 İsa onu yatmakta görüp onun uzun zamandır bu durumda olduğunu bile- rek ona, İyi olmak ister misin? dedi. 7 Hasta ona cevap verdi: Efendi, su çalkalandığı zaman beni havuza ko- yacak bir kimsem yok; ve ben gelir- ken başkası benden önce iniyor. 8 İsa ona, Kalk, döşeğini kaldır ve yürü, dedi. 9 Ve adam hemen iyi oldu, ve döşe- ğini kaldırıp yürüdü; ve o gün Sept günüydü. 10 Bunun için Yahudiler iyileşene, Bugün Sept günü; döşeğini kaldır- man yasaktır, dediler. 11 O onlara cevap verdi: Beni iyi eden, o bana, Döşeğini kaldır ve yürü, dedi. 12 O zaman ona sordular: Sana, Döşeğini kaldır ve yürü, diyen adam kim? 13 İyileşen adam ise onun kim ol- duğunu bilmiyordu; çünkü o yerde kalabalık olduğundan İsa çekilmişti. 14 Bundan sonra İsa onu tapınakta bulup kendisine, Bak, iyi oldun; artık günah işleme ki başına daha kötü bir şey gelmesin, dedi. 15 Adam gidip kendisini iyi edenin İsa olduğunu Yahudiler'e bildirdi. 16 Ve bu yüzden Yahudiler İsa'ya zulmediyor, ve onu öldürmeye çalı- şıyorlardı, çünkü bu şeyleri Sept gününde yapmıştı. 17 Ama İsa onlara cevap verdi: Babam şimdiye dek çalışmaktadır, ben de çalışıyorum. 18 İşte bu yüzden Yahudiler onu öldürmeye daha çok çalışıyorlardı, çünkü yalnız Sept gününü bozmakla kalmamıştı, aynı zamanda Tanrı'nın kendi Babası olduğunu söyleyerek kendisini Tanrı'ya eşit kılıyordu. 19 Bunun için İsa cevap verip onlara dedi: Doğrusu, doğrusu size derim, Baba'nın yaptığını gördüğü şeyden başka Oğul kendiliğinden hiçbir şey yapamaz; çünkü o ne şeyler yaparsa, Oğul da onları öylece yapar. 20 Çünkü Baba Oğul'u sever ve yaptıklarının hepsini ona gösterir; ve sizler şaşasınız diye ona bunlardan daha büyük işler de gösterecektir. 21 Çünkü Baba nasıl ölüleri diriltip onlara yaşam veriyorsa; Oğul da dile- diği kimselere öylece yaşam verir. 22 Çünkü Baba kimseyi yargılamaz, ama tüm yargılamayı Oğul'a vermiş- tir; 23 Öyle ki, herkes Baba'ya saygi gösterdiği gibi Oğul'a saygı göstersin. Oğul'a saygı göstermeyen, onu gönde- ren Baba'ya saygı göstermez. 24 Doğrusu, doğrusu size derim, Be- nim sözümü dinleyenin ve beni gön- derene iman edenin sonsuz yaşamı vardır, ve yargılanmaz; ama ölümden yaşama geçmiştir. 25 Doğrusu, doğrusu size derim, Ölü- lerin Tanrı Oğlu'nun sesini işitecekleri saat geliyor, ve şimdidir; ve işitenler yaşayacaklar. 26 Çünkü Baba'nın kendisinde yaşam olduğu gibi; böylece Oğul'a da ken- disinde yaşam olmayı verdi. 27 Ve ona yargı uygulama yetkisini de verdi, çünkü o İnsanoğlu'dur. 28 Buna şaşmayın; çünkü saat geliyor ki, mezarda olanların hepsi onun sesini işitecekler, 29 Ve iyilik yapanlar yaşam dirilişi- ne, ve kötülük yapanlar yargı dirilişi- ne çıkacaklar. 30 Ben kendiliğimden hiçbir şey yapamam, işittiğim gibi yargılarım; ve benim yargım adildir; çünkü ben kendi isteğimi değil, ama beni gön- deren Baba'nın isteğini ararım. 31 Eğer kendim için ben tanıklık eder- sem, tanıklığım doğru değildir. 32 Benim için tanıklık eden başka biri vardır; ve onun benim için ettiği tanıklığın doğru olduğunu biliyorum. 33 Siz Yuhanna'ya adamlar gönderdi- niz, ve o gerçeğe tanıklık etti. 34 Ben ise insandan tanıklık kabul etmem; ama kurtulasınız diye bu şeyleri söylüyorum. 35 O, yanan ve ışık saçan bir çıraydı; siz de onun ışığında bir süre için sevinmek istediniz. 36 Ama benim, Yuhanna'nınkinden daha büyük tanıklığım var; çünkü tamamlamam için Baba'nın bana verdiği işler, şu yaptığım işler, beni Baba'nın gönderdiğine tanıklık edi- yor. 37 Beni gönderen Baba kendisi de benim için tanıklık etmiştir. Siz hiçbir zaman ne onun sesini işittiniz, ne de onun şeklini gördünüz. 38 Ve onun sözü içinizde kalmıyor; çünkü onun gönderdiği kişiye iman etmiyorsunuz. 39 Yazıları araştırın; çünkü onlarda sonsuz yaşama sahip olduğunuzu sanıyorsunuz; bana tanıklık eden de onlardır. 40 Ve siz yaşama kavuşmak için bana gelmek istemiyorsunuz. 41 İnsanlardan yücelik kabul etmiyo- rum. 42 Ama sizi biliyorum, içinizde Tanrı sevgisi yoktur. 43 Ben Babam'ın adıyla geldim ve beni kabul etmiyorsunuz; eğer başka biri kendi adıyla gelirse, onu kabul edeceksiniz. 44 Birbirinizden yücelik kabul eden ve tek olan Tanrı'dan gelen yüceliği aramayan sizler nasıl iman edebilir- siniz? 45 Sanmayın ki, sizi Baba'nın önünde suçlayacağım, sizi suçlayan biri var, kendisine umut bağladığınız Musa. 46 Çünkü Musa'ya iman etmiş olsay- dınız, bana da iman ederdiniz; çünkü o benim hakkımda yazmıştır. 47 Ama onun yazılarına iman etmez- seniz, benim sözlerime nasıl iman edeceksiniz? Yuhanna 6 Bu şeylerden sonra İsa Taberiye diye tanınan Galile denizinin karşı yaka- sına gitti. 2 Ve büyük bir kalabalık onun ardın- dan gidiyordu, çünkü hastalar üzerin- de yaptığı mucizelerini görmüşlerdi. 3 Ve İsa dağa çıkıp orada öğrenci- leriyle birlikte oturdu. 4 Ve Yahudiler'in Fısıh bayramı ya- kındı. 5 Ve İsa gözlerini kaldırıp büyük bir kalabalığın kendisine doğru geldiğini görünce Filippos'a, Bunların yemesi için nereden ekmek alalım? dedi. 6 Bunu da onu denemek için söyledi, çünkü kendisi ne yapacağını bili- yordu. 7 Filippos ona cevap verdi: Her biri- nin az bir şey alması için iki yüz dinarlık ekmek bile yetmez. 8 Öğrencilerinden biri, Simon Petros'- un kardeşi Andreas ona dedi: 9 Burada beş arpa ekmeğiyle iki kü- çük balığı olan bir çocuk var, ama bu kadar adam için bunlar nedir ki? 10 Ve İsa, Adamları yere oturtun, dedi. O yerde bol çimen vardı. Böy- lece, sayısı yaklaşık beş bini bulan adam yere oturdu. 11 Ve İsa ekmekleri aldı, ve teşekkür sunduktan sonra ögrencilere dağıttı, ögrenciler de oturanlara; bunun gibi, balıklardan da istedikleri kadar verdi. 12 Onlar doyunca öğrencilerine, Ar- takalan parçaları toplayın, hiçbir şey ziyan olmasın, dedi. 13 Onlar da topladılar, ve beş arpa ekmeğini yiyenlerden artakalan par- çalarla on iki küfe doldurdular. 14 O zaman o adamlar, İsa'nın yaptı- ğı mucizeyi görünce, Gerçekten dün- yaya gelecek olan peygamber budur, dediler. 15 İsa da onların gelip kendisini kral yapmak için zorla götüreceklerini bildiğinden, yalnız başına yine dağa çekildi. 16 Ve akşam olunca öğrencileri deni- ze indiler, 17 Ve bir kayığa binip denizin karşı yakasına, Kapernahum'a doğru yol aldılar. Ve zaten karanlık basmıştı, ve İsa henüz yanlarına gelmemişti. 18 Güçlü bir rüzgâr estiğinden deniz kabarıyordu. 19 Böylece yaklaşık üç dört mil kürek çektikten sonra, İsa'nın deniz üstünde yürüyerek kayığa yaklaştığını gördü- ler; ve korktular. 20 Ama o onlara, Ben'im, korkmayın, dedi. 21 Bunun üzerine onu kayığa almak istediler, ve kayık hemen gitmekte oldukları karaya vardı. 22 Ertesi gün denizin karşı yakasın- da duran halk gördü ki, orada öğren- cilerinin bindiği kayıktan başka kayık yoktur, ve İsa öğrencileriyle birlikte kayığa binmemişti, ama öğrencileri yalnız gitmişlerdi; 23 (Ama Rab teşekkür sunduktan sonra ekmek yedikleri yerin yakınına Taberiye'den başka kayıklar geldi;) 24 Halk İsa'nın ve öğrencilerinin ora- da olmadığını görünce, kendileri de kayıklara binerek Kapernahum'a, İsa'yı aramaya gitti. 25 Ve onu denizin karşı yakasında bulunca kendisine, Rabbi, buraya ne zaman geldin? dediler. 26 İsa onlara cevap verip dedi: Doğ- rusu, doğrusu size derim, Mucizeler gördüğünüz için değil, ama ekmek- lerden yiyip doyduğunuz için beni arıyorsunuz. 27 Geçici olan yiyecek için değil, ama sonsuz yaşama kalıcı olan yiyecek için çalışın, bunu size İnsanoğlu vere- cek, çünkü Baba Tanrı ona mührünü basmıştır. 28 O zaman ona, Tanrı'nın işlerini iş- lemek için biz ne yapalım? dediler. 29 İsa cevap verip onlara dedi: Tanrı'- nın işi şudur: onun gönderdiği kişiye iman edesiniz. 30 Bunun üzerine ona dediler: Öy- leyse ne belirti yapacaksın ki, görüp sana iman edelim? Ne yapacaksın? 31 Atalarımız çölde man yediler, ya- zılmış olduğu gibi, Yemeleri için on- lara gökten ekmek verdi. 32 İsa da onlara dedi: Doğrusu, doğ- rusu size derim, Gökten ekmeği size Musa vermedi; ama gökten gerçek ekmeği size Babam verir. 33 Çünkü Tanrı'nın ekmeği, gökten inen ve dünyaya yaşam verendir. 34 Onlar da ona, Ya Rab, bize bu ekmeği her zaman ver, dediler. 35 Ve İsa onlara dedi: Yaşam ekmeği ben'im, bana gelen asla acıkmaz; ve bana iman eden hiçbir zaman susa- maz. 36 Ama ben size dedim ki, Beni gördünüz, yine de iman etmiyorsu- nuz. 37 Baba'nın bana verdiklerinin hepsi bana gelecektir; ve bana geleni asla dışarı atmam. 38 Çünkü kendi isteğimi değil, ama beni gönderenin isteğini yapmak için gökten indim. 39 Ve beni gönderen Baba'nın isteği şudur: bana verdiklerinden hiçbirini yitirmeyeyim, ama son günde onu dirilteyim. 40 Ve beni gönderenin isteği şudur: Oğul'u gören ve ona iman eden herkesin sonsuz yaşamı olsun; ben de onu son günde dirilteceğim. 41 Bunun üzerine, Gökten inen ek- mek ben'im, dediği için Yahudiler ona karşı söylenmeye başladılar. 42 Ve dediler: Annesini ve babasını tanıdığımız, Yusuf oğlu İsa değil mi bu? nasıl oluyor da, Ben gökten in- dim, diyor? 43 Onun için İsa cevap verip onlara dedi: Aranızda söylenmeyin. 44 Beni gönderen Baba onu çek- medikçe, kimse bana gelemez; ben de onu son günde dirilteceğim. 45 Peygamberlerde yazılıdır: Ve on- ların hepsi Tanrı tarafından öğretil- miş olacaklar. Onun için Baba'dan işiten ve öğrenen herkes bana gelir. 46 Bu, kimsenin Baba'yı gördüğü anlamına gelmez; ancak Tanrı'dan olan Baba'yı görmüştür. 47 Doğrusu, doğrusu size derim, Bana iman edenin sonsuz yaşamı vardır. 48 Yaşam ekmeği ben'im. 49 Atalarınız çölde man yediler, ve öldüler. 50 Bir kimse ondan yesin ve ölmesin diye gökten inen ekmek budur. 51 Gökten inmiş olan diri ekmek ben'im, eğer bir kimse bu ekmekten yerse, sonsuza dek yaşayacak; ve benim vereceğim ekmek, dünyanın yaşamı için vereceğim bedenimdir. 52 Bunun üzerine Yahudiler, Bu adam yememiz için bedenini bize nasıl verebilir? diye birbiriyle çekiş- tiler. 53 Bunun üzerine İsa onlara dedi: Doğrusu, doğrusu size derim, İn- sanoğlu'nun bedenini yiyip kanını içmedikçe sizde yaşam olmayacak. 54 Bedenimi yiyenin ve kanımı içenin sonsuz yaşamı vardır; ben de onu son günde dirilteceğim. 55 Çünkü bedenim gerçek yiyecek, kanım da gerçek içecektir. 56 Bedenimi yiyip kanımı içen bende kalır, ben de onda. 57 Diri olan Baba beni gönderdiği ve ben Baba'nın aracılığıyla yaşadığım gibi, beni yiyen de benim aracılığımla yaşayacaktır. 58 Gökten inmiş olan ekmek budur, atalarınız man yiyip öldükleri gibi değil, bu ekmeği yiyen sonsuza dek yaşar. 59 Bu şeyleri Kapernahum'da öğretir- ken havrada söyledi. 60 Ve öğrencilerinden birçoğu bunu işitince, Bu söz çetindir, bunu kim dinleyebilir? dediler. 61 İsa öğrencilerinin bu konuda söy- lendiklerini içinden bilerek onlara dedi: Bu sizi tökezlendiriyor mu? 62 Ya İnsanoğlu'nun önceden bulun- duğu yere yükseldiğini görürseniz...? 63 Yaşam veren ruhtur, beden hiçbir şeye yaramaz, size söylediğim sözler ruhtur, ve yaşamdır. 64 Ama sizden bazıları var ki, iman etmiyorlar. Çünkü İsa iman etmeyen- lerin ve kendisini ele verecek olanın kim olduğunu başlangıçtan biliyordu. 65 Ve dedi: Bunun için size dedim ki, Babam'dan kendisine verilmedikçe kimse bana gelemez. 66 Bunun üzerine öğrencilerinden birçoğu geri döndüler, ve artık onunla yürümediler. 67 İsa o zaman onikilere, Siz de mi gitmek istiyorsunuz? dedi. 68 Simon Petros ona cevap verdi: Ya Rab, biz kime gideceğiz? sonsuz yaşamın sözleri sendedir. 69 Biz de iman ettik ve biliyoruz ki, sen diri Tanrı'nın Oğlu Mesih'sin. 70 İsa onlara cevap verdi: Siz Oniki- leri ben seçmedim mi? ve sizden biri iblistir. 71 Simon'un oğlu Yahuda İskariyot'- tan söz ediyordu, çünkü Onikilerden biri olup onu ele verecek olan oydu. Yuhanna 7 Bu şeylerden sonra İsa Galile'de ge- ziyordu; çünkü Yahudiler onu öldür- meye çalıştıkları için Yahudiye'de gezmek istemiyordu. 2 Yahudiler'in Çardak Kurma bayra- mı yaklaşmıştı. 3 Bunun için kardeşleri ona dediler: Buradan çık, ve Yahudiye'ye git ki, öğrencilerin de yaptığın işleri görsün- ler. 4 Çünkü kendini açıkça tanıtmak isteyen kimse gizlide bir şey yapmaz. Eğer sen bu şeyleri yapıyorsan, ken- dini dünyaya göster. 5 Çünkü kardeşleri bile ona iman etmiyorlardı. 6 İsa onlara dedi: Benim zamanım daha gelmedi, ama sizin zamanınız her zaman hazırdır. 7 Dünya sizden nefret edemez, ama benden nefret eder, çünkü ben onun hakkında, işleri kötü olduğuna tanık- lık ediyorum. 8 Siz bu bayrama çıkın, ben bu bayrama daha çıkmam, çünkü benim zamanım daha dolmadı. 9 Onlara bu sözleri söyleyerek Ga- lile'de kaldı. 10 Ne var ki, kardeşleri bayrama çıkınca, o zaman kendisi de, açıkça değil, ama gizlice imiş gibi çıktı. 11 Yahudiler de onu bayram yerinde arıyor ve, O nerede? diyorlardı. 12 Ve halk arasında kendisi için çok mırıldanmalar oldu; bazıları, İyi adamdır, diyordu; başkaları, Hayır, ama halkı saptırıyor, diyorlardı. 13 Ama Yahudiler'in korkusundan hiç kimse ondan açıkça söz etmi- yordu. 14 Artık bayramın yarısı geçince, İsa tapınağa çıktı, ve öğretiyordu. 15 Ve Yahudiler şaşırmışlardı, Bu adam öğrenim görmeden nasıl bilgili olabilir? diyorlardı. 16 İsa onlara cevap verip dedi: Öğretişim benim değil, ama beni gönderenindir, 17 Eğer bir kimse onun isteğini uygu- lamak isterse, bu öğretişin Tanrı'dan mı olduğunu, yoksa kendiliğimden mi konuştuğumu bilecektir. 18 Kendiliğinden konuşan kendi yü- celiğini arar, ama kendisini göndere- nin yüceliğini arayan, o doğrudur, ve onda haksızlık yoktur. 19 Musa size yasayı vermedi mi? yine de hiçbiriniz yasayı uygulamıyorsu- nuz. Neden beni öldürmeye çalışıyor- sunuz? 20 Halk cevap verip dedi: Sende cin var, kim seni öldürmeye çalışıyor? 21 İsa cevap verip onlara dedi: Ben bir iş yaptım, ve hepiniz şaşıyorsunuz. 22 Bunun için Musa size sünneti verdi; (Musa'dan olduğu için değil, ama atalardan olduğu için;) ve siz Sept günü birini sünnet edersiniz. 23 Musa'nın yasası bozulmasın diye Sept günü adam sünnet ediliyorsa; Sept günü bir adamı tamamen iyileş- tirdiğim için mi bana kızıyorsunuz? 24 Görünüşe göre yargılamayın, yar- gınız adil olsun. 25 Ve Yeruşalemliler'den bazıları dediler: Öldürmek istedikleri adam bu değil mi? 26 Ve işte, açıkça konuşuyor, ve ona bir şey demiyorlar. Yoksa önderler onun gerçekten Mesih olduğunu ger- çekten biliyorlar mı? 27 Ama biz bu adamın nereden gel- diğini biliyoruz, oysa Mesih geldiği zaman onun nereden geldiğini kimse bilmeyecek. 28 O zaman İsa tapınakta öğretirken bağırıp dedi: Hem beni tanıyorsunuz, hem de nereden olduğumu biliyorsu- nuz; ve ben kendiliğimden gelmedim, ama beni gönderen gerçektir, onu siz tanımıyorsunuz. 29 Ama ben onu tanırım, çünkü ben ondanım, ve beni o gönderdi. 30 Bunun üzerine onu yakalamak istediler, ama kimse ona el sürmedi, çünkü onun saati henüz gelmemişti. 31 Halktan birçoğu da ona iman edip dediler: Mesih gelince, bunun yaptığı mucizelerden daha mı çok yapacak? 32 Ferisiler halkın onun hakkında bu şeyleri mırıldandıklarını işittiler; ve Ferisiler'le başkâhinler onu yaka- lamak için görevliler gönderdiler. 33 Ve İsa onlara dedi: Kısa bir süre daha sizinleyim, ve sonra beni gönde- rene gideceğim. 34 Beni arayacaksınız ve bulmaya- caksınız; ve benim bulunduğum yere siz gelemezsiniz. 35 Bunun üzerine Yahudiler kendi aralarında dediler: Nereye gidecek de biz onu bulmayacağız? Uluslar ara- sına dağılmış olanlara gidip Uluslar'a mı öğretecek? 36 Beni arayacaksınız ve bulmaya- caksınız; ve benim bulunduğum yere siz gelemezsiniz, dediği bu söz nedir? 37 Bayramın sonuncu büyük günü İsa ayakta durdu ve bağırıp dedi: Eğer bir kimse susarsa bana gelsin ve içsin. 38 Yazının dediği gibi, bana iman edenin içinden diri su ırmakları aka- caktır. 39 (Ama bunu, kendisine iman eden- lerin alacakları Ruh'la ilgili olarak söyledi; çünkü Kutsal Ruh henüz ve- rilmemişti; çünkü İsa henüz yüceltil- memişti.) 40 Halktan birçoğu bu sözü işitince, Gerçekten bu o peygamberdir, dedi- ler. 41 Başkaları, Bu Mesih'tir, dediler. Ama bazıları dediler: Mesih Galile'- den mi gelecek? 42 Yazı, Mesih, Davut'un soyundan ve Davut'un olduğu Beytlehem kasa- basından gelecek, dememiş midir? 43 Böylece ondan dolayı halk ara- sında ayrılık oldu. 44 Ve onlardan bazıları onu yakala- mak istediler; ama hiç kimse ona el sürmedi. 45 Bu sırada görevliler başkâhin- lerle Ferisiler'in yanına geldiler; ve onlara, Niçin onu getirmediniz? dedi- ler. 46 Görevliler cevap verdiler: Hiç kimse hiçbir zaman bu adam gibi konuşmamıştır. 47 Bunun üzerine Ferisiler onlara ce- vap verdiler: Yoksa siz de mi aldan- dınız? 48 Önderlerden ya da Ferisilerden hiç biri ona iman etti mi? 49 Ama yasayı bilmeyen bu halk lanetlidir. 50 (Onlardan biri, geceleyin İsa'ya gelmiş olan) Nikodimos onlara dedi: 51 Yasamız dinlemeden ve ne yap- tığını bilmeden insanı yargılar mı? 52 Cevap verip ona dediler: Yoksa sen de mi Galile'densin? Araştır, ve bak, Galile'den peygamber çıkmaz. 53 Ve herkes kendi evine gitti. Yuhanna 8 İsa da Zeytin dağına gitti. 2 Ve sabah erken yine tapınağa geldi, ve bütün halk onun yanına geldi, o da oturup onlara öğretmekteydi. 3 Ve yazıcılarla Ferisiler ona zinada yakalanmış bir kadın getirdiler; ve onu ortaya koyarak 4 Ona dediler: Öğretmen, bu kadın zina işlerken suçüstü yakalandı. 5 Ve Musa yasada bu gibilerin taş- lanmasını bize emretti, sen ne dersin? 6 Bunu kendisini denemek için söylü- yorlardı, öyle ki, onu suçlu çıkarabil- sinler. Ama İsa eğilmiş, onları duy- mamış gibi, parmağıyla toprağa yazı yazıyordu. 7 Ve kendisine soru sormakta devam etmeleri üzerine doğruldu ve onlara, Aranızda kim günahsızsa, onun üzeri- ne taşı önce o atsın, dedi. 8 Ve yine eğilip toprağa yazmaya koyuldu. 9 Bunu işitenler kendi vicdanlarınca susturulup yaşlılarda başlayarak so- nuncusuna varıncaya dek birer birer dışarı çıktılar; ve İsa tek başına kaldı, kadın da orta yerde duruyordu. 10 İsa doğrulup kadından başka kim- seyi görmeyince ona, Kadın, seni suç- layanlar nerede? kimse seni yargıla- madı mı? dedi. 11 O da, Hiç kimse, ya Rab, dedi. Ve İsa ona, Ben de seni yargılamıyorum, git ve artık bundan sonra günah işle- me, dedi. 12 Bunun ardından İsa yine onlara seslenip dedi: Ben dünyanın ışığıyım, benim ardımdan gelen, karanlıkta yürümez, ama yaşam ışığına sahip olur. 13 Ferisiler ona, Sen kendin için tanıklık ediyorsun; tanıklığın doğru değil, dediler. 14 İsa cevap verip onlara dedi: Kendim için ben tanıklık ediyorsam da tanıklığım doğrudur; çünkü nere- den geldiğimi ve nereye gittiğimi biliyorum; oysa siz, nereden geldiğimi de, nereye gittiğimi de bilmiyorsunuz. 15 Siz bedene göre yargılıyorsunuz, ben hiç kimseyi yargılamam. 16 Ve eğer ben yargılasam bile, benim yargım doğrudur; çünkü yalnız değilim, ama ben ve beni gönderen Baba. 17 Ve sizin yasanızda da iki kişinin tanıklığının doğru olduğu yazılmıştır. 18 Kendim için tanıklık eden ben'im, beni gönderen Baba da benim için tanıklık ediyor. 19 O zaman ona, Baban nerede? dediler. İsa cevap verdi: Siz ne beni tanırsınız, ne de Babam'ı, eğer beni tanısaydınız, Babam'ı da tanırdınız. 20 İsa bu sözleri tapınakta ögretirken, para toplanan yerde söyledi; ve kimse onu yakalamadı; çünkü saati henüz gelmemişti. 21 İsa yine onlara, Ben gidiyorum, ve siz beni arayacaksınız, ve günahınız içinde öleceksiniz; benim gittiğim yere siz gelemezsiniz, dedi. 22 Bunun üzerine Yahudiler dediler: Yoksa kendini mi öldürecek? çünkü, Benim gittiğim yere siz gelemezsiniz, diyor. 23 Ve onlara dedi: Siz aşağıdansınız, ben yukarıdanım; siz bu dünyadan- sınız, ben bu dünyadan değilim. 24 Bu nedenle size, günahlarınız için- de öleceksiniz dedim; çünkü benim o olduğuma iman etmezseniz, günahla- rınız içinde öleceksiniz. 25 Bunun için ona, Sen kimsin? dedi- ler. Ve İsa onlara dedi: Başlangıçtan beri size ne söyledimse, oyum. 26 Sizinle ilgili söyleyecek ve yargı- layacak çok şeyim var; ama beni gönderen gerçektir, ve ben ondan işittiklerimi dünyaya bildiriyorum. 27 Kendilerine Baba'dan söz ettiğini anlamadılar. 28 Bunun üzerine İsa onlara dedi: İnsanoğlu'nu yukarı kaldırdığınız za- man bileceksiniz ki, ben oyum, ve kendiliğimden hiçbir şey yapmıyo- rum; ama bu şeyleri Babam'ın bana öğrettiği gibi söylüyorum. 29 Ve beni gönderen benimledir; Baba beni yalnız bırakmadı; çünkü ben her zaman onu hoşnut eden şeyleri yapıyorum. 30 Bu sözleri söylerken, birçokları ona iman ettiler. 31 O zaman İsa, kendisine iman etmiş olan Yahudilere dedi: Eğer benim sözümde durursanız, gerçekten benim öğrencilerimsiniz; 32 Ve gerçeği bileceksiniz, ve gerçek sizi özgür kılacak. 33 Ona cevap verdiler: Biz İbra- him'in soyuyuz, ve hiçbir zaman kim- seye kölelik etmedik; sen nasıl, Özgür olacaksınız, diyorsun? 34 İsa onlara cevap verdi: Doğrusu, doğrusu size derim, Günah işleyen herkes günahın kölesidir. 35 Ve köle evde sonsuza dek kalmaz, ama Oğul sonsuza dek kalır. 36 Bunun için eğer Oğul sizi özgür kılarsa, gerçekten özgür olursunuz. 37 İbrahim'in soyu olduğunuzu bili- yorum; ama beni öldürmeye çalışı- yorsunuz, çünkü benim sözüm içiniz- de yer tutmuyor. 38 Ben Babam'ın yanında gördükle- rimi söylüyorum, siz de babanızın yanında gördüklerinizi yapıyorsunuz. 39 Onlar cevap verip kendisine: Bi- zim babamız İbrahim'dir, dediler. İsa onlara dedi: İbrahim'in çocukları ol- saydınız, İbrahim'in işlerini yapardı- nız. 40 Ama şimdi beni, Tanrı'dan işit- tiğim gerçeği size bildiren adamı, öldürmek istiyorsunuz; İbrahim bunu yapmadı. 41 Siz babanızın yaptıklarını yapıyor- sunuz. Bunun üzerine onlar ona, Biz zinadan doğmadık, bir tek Babamız var, o da Tanrı'dır, dediler. 42 İsa onlara dedi: Tanrı Babanız olsaydı, beni severdiniz, çünkü ben Tanrı'dan çıkıp geldim, ve kendi- liğimden gelmedim, ama beni o gönderdi. 43 Söylediklerimi neden anlamıyor- sunuz? çünkü sözümü dinlemeye dayanamıyorsunuz. 44 Siz babanız İblis'tensiniz, ve baba- nızın arzularını yapmak istiyorsunuz. O başlangıçtan beri katildi, ve gerçek- te durmadı, çünkü onda gerçek yok- tur. Yalan söylediği zaman kendinin- kinden söyler, çünkü yalancıdır, ve yalanın babasıdır. 45 Ama ben size gerçeği söylediğim- den bana iman etmiyorsunuz. 46 Hanginiz bende günah olduğunu kanıtlar? Ve gerçeği söylüyorsam, neden bana iman etmiyorsunuz? 47 Tanrı'dan olan Tanrı'nın sözlerini dinler; Tanrı'dan olmadığınız için din- lemiyorsunuz. 48 O zaman Yahudiler cevap verip ona dediler: Sen Samiriyelisin, ve cine tutulmuşsun demekte haklı değil mi- yiz? 49 İsa cevap verdi: Bende cin yoktur; ama Babam'a saygı gösterıyorum, ve siz beni aşağılıyorsunuz. 50 Ve ben kendi yüceliğimi aramıyo- rum; arayan ve yargılayan biri vardır. 51 Doğrusu, doğrusu size derim, Bir kimse sözümü tutarsa, sonsuza dek ölüm görmeyecektir. 52 O zaman Yahudiler ona dediler: Şimdi anlıyoruz ki, sende bir cin vardır. İbrahim öldü, peygamberler de; ve sen, Bir kimse sözümü tutarsa, sonsuza dek ölümü tatmayacaktır, diyorsun. 53 Sen babamız İbrahim'den daha büyük müsün? o öldü, peygamberler de öldüler; sen kendini kim sanıyor- sun? 54 İsa cevap verdi: Eğer ben kendimi yüceltirsem, yüceliğim hiçtir, beni yü- celten Babam'dır, ki siz onun hak- kında Tanrımız'dır dersiniz. 55 Ve siz onu tanımıyorsunuz, ama ben onu tanırım; ve eğer onu tanı- mıyorum dersem, sizin gibi yalancı olurum; ama ben onu tanırım, ve sözünü tutarım. 56 Babanız İbrahim benim günümü göreceği için sevinçle coştu, ve görüp sevindi. 57 Bunun için Yahudiler ona, Daha elli yaşında değilsin, İbrahim'i de mi gördün? dediler. 58 İsa onlara, Doğrusu, doğrusu size derim, İbrahim doğmadan önce ben varım, dedi. 59 O zaman ona atmak için taşlar kaldırdılar, ama İsa gizlendi, ve ara- larından geçerek tapınaktan çıktı, ve böylece gitti. Yuhanna 9 Ve İsa geçip giderken, doğuştan kör bir adam gördü. 2 Ve öğrencileri ona sorup dediler: Öğretmen, kim günah işledi de bu adam kör doğdu, kendisi mi, yoksa annesi babası mı? 3 İsa cevap verdi: Ne o günah işledi, ne de annesi babası; ama Tanrı'nın işleri onda gösterilsin diye oldu bu. 4 Daha gündüzken beni gönderenin işlerini yapmalıyım; gece geliyor, o zaman kimse çalışamaz. 5 Ben dünyada olduğum sürece dün- yanın ışığıyım. 6 Bu sözleri söyledikten sonra yere tükürdü, ve tükürükle çamur yaptı, ve çamuru kör adamın gözlerine sürdü, 7 Ve ona dedi: Git, Şiloha (Gönderil- miş, diye tercüme olunur) havuzunda yıkan, dedi. O da gidip yıkandı, ve gözleri açılmış olarak geldi. 8 Bunun üzerine komşuları ve onun kör olduğunu önceden görenler, Otu- rup dilenen adam bu değil mi? dedi- ler. 9 Kimi, Odur, dedi, kimi, Ona benzi- yor, dedi, kendisi ise, Ben oyum, dedi. 10 Bunun için ona, Gözlerin nasıl açıldı? dediler. 11 O cevap verip dedi: İsa adındaki adam çamur yapıp gözlerime sürdü, ve bana, Şiloha havuzuna git ve yıkan, dedi; ben de gidip yıkandım, ve gözlerim açıldı. 12 O zaman kendisine, Nerede o? dediler. Bilmiyorum, dedi. 13 Önceleri kör olan adamı Ferisi- ler'e getirdiler. 14 İsa'nın çamur yapıp onun gözlerini açtığı zaman Sept günüydü. 15 Bunun için yine Ferisiler de nasıl görüme kavuştuğunu ondan sordular. O da onlara, Gözlerime çamur koydu, ve yıkandım, ve görüyorum, dedi. 16 Bunun üzerine Ferisiler'den bazı- ları, Bu adam Tanrı'dan değildir, çünkü Sept gününü tutmuyor, dediler. Başkaları da, Günahkâr bir adam na- sıl böyle mucizeler yapabilir? dediler. Ve aralarında ayrılık oldu. 17 Kör adama yine, Senin gözlerini açtığına göre, onun hakkında sen ne dersin? dediler. O da, Peygamberdir, dedi. 18 Ama Yahudiler, gözleri açılmış olan adamın anasıyla babasını çağı- rıncaya dek, onun kör olup da göz- lerinin açıldığına inanmadılar. 19 Ve onlara sorup dediler: Kör doğ- du dediğiniz oğlunuz bu mu? nasıl oluyor da şimdi görüyor? 20 Anasıyla babası onlara cevap ve- rip dediler: Bunun bizim oğlumuz ol- duğunu ve kör doğduğunu biliyoruz; 21 Ama şimdi nasıl gördüğünü bilmi- yoruz, yahut gözlerini kimin açtığını biz bilmiyoruz; ergin yaştadır; ona sorun; kendisi için kendisi konuşsun. 22 Anası babası Yahudiler'den kork- tukları için bu sözleri söylediler; çün- kü onun Mesih olduğunu kim açıkça söylerse, havra dışı edilsin diye Yahudiler zaten söz birliği etmişlerdi. 23 Bundan dolayı onun anasıyla ba- bası, Ergin yaştadır; ona sorun, dedi- ler. 24 Bunun üzerine önceleri kör olan adamı tekrar çağırıp ona, Tanrı'yı yücelt, biz bu adamın günahkâr olduğunu biliyoruz, dediler. 25 O da cevap verip dedi: Onun gü- nahkâr olup olmadığını bilmiyorum; bildiğim bir şey var, kördüm, şimdi görüyorum. 26 O zaman ona yine, Sana ne yaptı? gözlerini nasıl açtı? dediler. 27 Onlara cevap verdi: Size şimdi söyledim, ve dinlemediniz; niçin yeni- den işitmek istiyorsunuz? yoksa siz de mi onun öğrencileri olmak istiyor- sunuz? 28 Onun için ona sövüp dediler; Onun öğrencisi sensin, biz ise Musa'nın öğrencileriyiz. 29 Tanrı'nın Musa'yla konuştuğunu biliyoruz; ama bu adamın nereden olduğunu bilmiyoruz. 30 Adam cevap verip onlara dedi: Şaşılacak şey şunda ki, siz onun nere- den olduğunu bilmiyorsunuz, ama o benim gözlerimi açtı. 31 Tanrı'nın günahkârları dinlemedi- ğini biliriz, ama kişi Tanrı'ya tapar ve isteğini uygularsa, onu dinler. 32 Dünya var olalı, bir kimsenin doğuştan kör olan birinin gözlerini açtığı duyulmamıştır. 33 Eğer bu adam Tanrı'dan olma- saydı, hiçbir şey yapamazdı. 34 Cevap verip ona dediler: Tama- men günahlar içinde doğdun, ve sen mi bize öğreteceksin? Ve onu dışarı attılar. 35 İsa onu dışarı attıklarını duydu; ve onu bulup kendisine, Sen Tanrı'nın Oğlu'na iman ediyor musun? dedi. 36 O cevap verip, Ya Rab, kimdir ki, ona iman edeyim? dedi. 37 Ve İsa ona, Hem onu gördün, hem de seninle konuşan odur, dedi. 38 Ve o, Ya Rab, iman ediyorum, dedi. Ve ona tapındı. 39 Ve İsa dedi: Bu dünyaya yargıla- mak için geldim, öyle ki, görmeyenler görsünler, görenler de kör olsunlar. 40 Ve yanında bulunan Ferisiler'den bazıları bu sözleri işitip ona, Yoksa biz de mi körüz? dediler. 41 İsa onlara dedi: Kör olsaydınız, günahınız olmazdı; ama şimdi, Görü- yoruz, diyorsunuz; onun için günahı- nız duruyor. Yuhanna 10 Doğrusu, doğrusu size derim, Koyun ağılına kapıdan girmeyip başka yer- den tırmanan kişi hırsız ve hayduttur. 2 Kapıdan girense koyunların çobanı- dır. 3 Kapıcı ona açar; ve koyunlar onun sesini işitirler, o da kendi koyunlarını adlarıyla çağırır, ve onları dışarı götü- rür. 4 Ve kendi koyunlarını dışarı çıka- rınca önlerinden gider, koyunlar da onu izler, çünkü onun sesini tanırlar. 5 Ve bir yabancının ardından gitmez- ler, ama ondan kaçarlar; çünkü ya- bancıların sesini tanımazlar. 6 İsa onlara bu benzetmeyi anlattı; olduğunu anlamadılar. 7 Bunun üzerine İsa yine onlara dedi: Doğrusu, doğrusu size derim, Ben koyunların kapısıyım. 8 Benden önce gelenlerin hepsi hırsız ve hayduttur, ama koyunlar onları dinlemedi. 9 Kapı ben'im; eğer bir kimse benim aracılığımla içeri girerse kurtulur; ve girer ve çıkar, ve otlak bulur. 10 Hırsız ancak çalmak, ve öldürmek, ve yok etmek için gelir; bense onlarda yaşam olsun, hem de bol yaşam olsun diye geldim. 11 Ben iyi çobanım; iyi çoban koyun- lar için canını verir. 12 Ama çoban olmayıp koyunlar kendisinin olmayan ücretli adam, kurdun geldiğini görünce koyunları bırakıp kaçar, kurt da onları kapar, ve koyunları dağıtır. 13 Ücretli adam kaçar, çünkü ücretli- dir, ve koyunlar için kaygı çekmez. 14 Ben iyi çobanım, ve benimkileri tanırım, benimkiler de beni tanırlar. 15 Baba beni tanıdığı gibi, ben de Baba'yı tanırım; ve koyunlar için canımı veririm. 16 Ve bu ağıldan olmayan başka koyunlarım var, onları da getirme- liyim, ve benim sesimi işitecekler; ve tek sürü, tek çoban olacak. 17 Babam beni bunun için sever, çünkü canımı veririm, öyle ki, onu yeniden alayım. 18 Onu benden kimse almaz, ama onu ben kendiliğimden veririm. Onu ver- meye yetkim vardır, ve onu yeniden almaya yetkim vardır. Bu buyruğu Babam'dan aldım. 19 Bu sözlerden dolayı Yahudiler arasında yine ayrılık doğdu. 20 Ve onlardan birçoğu, Onda cin var, delidir; niçin onu dinliyorsunuz? dediler. 21 Başkaları, Bunlar cine tutulmuş birinin sözleri değildir. Cin körlerin gözlerini açabilir mi? dediler. 22 Yeruşalem'de Kutlama bayramı gelmişti, ve mevsim kıştı. 23 Ve İsa tapınakta Süleyman'ın ey- vanında yürüyordu. 24 Yahudiler çevresini sarıp kendisine dediler: Bizi daha ne kadar zaman kuşkuda bırakacaksın? Eğer Mesih isen, bize açıkça söyle. 25 İsa onlara cevap verdi: Size söyle- dim, ve iman etmiyorsunuz. Babam'ın adıyla yaptığım işler bana tanıklık ediyor. 26 Ama siz iman etmiyorsunuz, çün- kü size dediğim gibi, koyunlarımdan değilsiniz. 27 Koyunlarım sesimi işitirler, ben de onları tanırım, ve ardımdan gelirler. 28 Ve onlara sonsuz yaşam veririm; ve onlar sonsuza dek mahvolmaya- caklar, hiç kimse de onları elimden kapmayacak. 29 Onları bana veren Babam hepsin- den büyüktür; ve onları Babam'ın elinden kapmaya kimsenin gücü yet- mez. 30 Ben ve Babam biriz. 31 Bunun üzerine Yahudiler onu taş- lamak için yerden yine taş aldılar. 32 İsa onlara cevap verdi: Size Babam'dan birçok iyi işler gösterdim, bu işlerden hangisi için beni taşlı- yorsunuz? 33 Yahudiler ona cevap verip dediler: Seni iyi iş için değil, ama küfür için, ve sen bir insanken, kendini Tanrı yaptığın için taşlıyoruz. 34 İsa onlara cevap verdi: Yasanızda, Siz ilahlarsınız, dedim, diye yazılı değil mi? 35 Eğer kendilerine Tanrı'nın sözü gelenleri ilahlar diye adlandırırsa, ve yazı bozulamaz; 36 Tanrı'nın Oğlu'yum, dediğim için, Baba'nın kutsayıp dünyaya gönder- diği kişiye mi, Küfür ediyorsun, di- yorsunuz? 37 Eğer Babam'ın işlerini yapmıyor- sam, bana iman etmeyin. 38 Ama yapıyorsam, bana iman etmeseniz bile, yaptığım işlere iman edin, öyle ki, Baba'nın bende, benim de onda olduğumu bilesiniz ve iman edesiniz. 39 Bunun üzerine, onu yine yaka- lamaya çalıştılar, ama o, ellerinden sıyrılıp gitti. 40 Ve yine Ürdün ötesine, Yuhanna'- nın ilk vaftiz ettiği yere gitti; ve orada kaldı. 41 Ve birçokları ona gelip dediler: Yuhanna hiç mucize yapmadı, ama Yuhanna'nın bu adam için söylediği her şey doğruydu. 42 Ve orada birçokları ona iman etti. Yuhanna 11 Meryem ile kız kardeşi Marta'nın kasabası olan Beytanya'dan Lazar adında bir adam hastalanmıştı. 2 (Hasta Lazar, Rab'be hoş kokulu yağ sürüp saçlarıyla onun ayaklarını silen Meryem'in kardeşiydi.) 3 Onun için kız kardeşleri ona, Ya Rab, işte, sevdiğin kişi hastadır, diye haber gönderdiler. 4 İsa bunu işitince, Bu hastalık ölüm için değil, ama Tanrı'nın yüceliği içindir, öyle ki, Tanrı'nın Oğlu bu- nunla yüceltilsin, dedi. 5 İsa Marta'yı, ve kız kardeşini, ve Lazar'ı severdi. 6 Ve onun hasta olduğunu işitince bulunduğu yerde iki gün daha kaldı. 7 Sonra öğrencilerine, Yine Yahudi- ye'ye gidelim, dedi. 8 Öğrencileri ona, Öğretmen, Yahu- diler az önce seni taşlamak iştiyor- lardı; ve yine oraya mı gidiyorsun? dediler. 9 İsa cevap verdi: Günde on iki saat yok mu? Eğer bir kimse gündüz yü- rürse sendelemez, çünkü bu dünyanın ışığını görür. 10 Ama bir kimse gece yürürse sen- deler, çünkü kendisinde ışık yoktur. 11 Bu şeyleri söyledi; ve sonra onlara dedi: Dostumuz Lazar uyumuştur, ama ben onu uyandırmaya gidiyo- rum. 12 Bunun üzerine öğrencileri, Ya Rab, uyumuşsa iyileşecektir, dediler. 13 İsa onun ölümünden söz ediyordu; ama onlar uyku uyumasından söz ettiğini sandılar. 14 Bunun üzerine İsa onlara açıkça, Lazar ölmüştür, dedi. 15 Ve iman edesiniz diye orada bu- lunmadığıma sizin için seviniyorum; ama yanına gidelim. 16 Didimos denilen Tomas öğrenci arkadaşlarına, Biz de gidelim, onunla birlikte ölelim, dedi. 17 İsa gelince, onu zaten dört gündür mezarda yatmakta buldu. 18 Ve Beytanya Yeruşalem'e yakındı, yaklaşık on beş ok atımı uzaklıktaydı. 19 Ve Yahudiler'in birçoğu, kardeş- leri için onları teselli etsinler diye Marta ve Meryem'e gelmişlerdi. 20 Marta, İsa'nın geldiğini duyunca onu karşılamaya çıktı; Meryem ise evde oturuyordu. 21 Marta İsa'ya dedi: Ya Rab, burada olsaydın, kardeşim ölmezdi. 22 Ama şimdi bile, Tanrı'dan her ne dilersen Tanrı'nın sana vereceğini biliyorum. 23 İsa ona, Kardeşin dirilecektir, dedi. 24 Marta ona, Son gün, dirilişte onun dirileceğini biliyorum, dedi. 25 İsa ona dedi: Diriliş ve yaşam ben'im, Bana iman eden ölmüş olsa da yaşayacaktır. 26 Ve kim yaşar ve bana iman ederse sonsuzluk boyunca hiç ölmeyecektir. Buna iman ediyor musun? 27 Ona, Evet, ya Rab, senin dünyaya gelecek olan Tanrı'nın Oğlu Mesih olduğuna iman ettim, dedi. 28 Ve bunu söyledikten sonra gidip kız kardeşi Meryem'i gizlice çağıra- rak, Öğretmen burada seni çağırıyor, dedi. 29 O bunu işitince çabuk kalkıp onun yanına gitti. 30 İsa daha kasabaya varmamıştı, ama Marta'nın kendisini karşıladığı yerdeydi. 31 Meryem'le birlikte evde bulunan ve onu teselli eden Yahudiler, onun hızla kalkıp dışarı çıktığını görünce, Orada ağlamak için mezara gidiyor, diyerek ardından gittiler. 32 Meryem İsa'nın bulunduğu yere varıp onu görünce, ayaklarına kapa- narak, Ya Rab, burada olsaydın, kar- deşim ölmezdi, dedi. 33 İsa onun ağladığını ve onunla ge- len Yahudiler'in de ağladığını görün- ce, ruhunda inledi, ve yüreği sıkıldı, 34 Ve, Onu nereye koydunuz? dedi. Ona, Ya Rab, gel de gör, dediler. 35 İsa ağladı. 36 Bunun üzerine Yahudiler, Bakın, onu ne kadar seviyormuş! dediler. 37 Onlardan bazıları da, Körün göz- lerini açan bu kişi, bunun ölümünü de önleyemez miydi? dediler. 38 Bunun üzerine İsa yine içinden inleyerek mezara vardı. O bir mağa- raydı, ve onun üzerine bir taş konul- muştu. 39 İsa, Taşı kaldırın, dedi. Ölenin kız kardeşi Marta ona, Ya Rab, o artık kokmuştur, çünkü öleli dört gün oldu, dedi. 40 İsa ona, Sana, iman edersen Tan- rı'nın yüceliğini göreceksin demedim mi? dedi. 41 Bunun üzerine ölünün yatırılmış olduğu yerden taşı kaldırdılar. Ve İsa gözlerini yukarı kaldırıp dedi: Ey Baba, beni işittiğin için sana şükre- derim. 42 Ve beni her zaman işittiğini bili- yordum; ama bunu, çevrede duran halk için, beni senin gönderdiğine iman etsinler diye söyledim. 43 Ve bu şeyleri söyledikten sonra yüksek sesle, Lazar, dışarı gel, diye bağırdı. 44 Ve ölü, elleri ve ayakları sargılarla bağlı ve yüzü mendille sarılmış olarak dışarı çıktı. İsa onlara, Onu çözün ve bırakın gitsin, dedi. 45 Bunun üzerine, Meryem'e gelen ve İsa'nın yaptıklarını gören Yahudiler'in birçoğu ona iman etti. 46 Ama onlardan bazıları Ferisilere gidip İsa'nın yaptıklarını onlara bil- dirdiler. 47 Bunun üzerine başkâhinlerle Ferisiler bir meclis toplayıp dediler: Ne yapacağız? çünkü bu adam birçok mucizeler yapıyor. 48 Onu böyle bırakırsak, herkes ona iman edecek; Romalılar da gelip hem yerimizi hem de ulusumuzu ortadan kaldıracaklar. 49 Ve onlardan biri, o yılın başkâhini olan Kayafa, kendilerine dedi: Hiçbir şey bilmiyorsunuz, 50 Ve hem de bütün ulusun mahvol- maması için, halk uğruna bir tek adamın ölmesinin bizim için daha elverişli olduğunu düşünmüyorsunuz. 51 Ve bunu kendiliğinden söylemedi; ama o yılın başkâhini olarak İsa'nın, ulusun uğruna, 52 Ve yalnız ulusun uğruna değil, ama Tanrı'nın dağılmış çocuklarını toplayıp birleştirmek için de öleceğine ilişkin peygamberlikte bulunuyordu. 53 Ve o günden sonra onu öldürmeyi tasarladılar. 54 Bu yüzden İsa artık Yahudiler arasında açıkça dolaşmadı; ancak oradan çöle yakın bir yere, Efraim denilen kente gitti, ve öğrencileriyle birlikte orada kaldı. 55 Ve Yahudiler'in Fısıh bayramı yakındı; ve taşradakilerin birçoğu kendilerini arındırmak için Fısıh'tan önce Yeruşalem'e çıktı. 56 Bunlar İsa'yı arıyor ve tapınakta durup birbirlerine, Ne dersiniz, bay- rama hiç gelmeyecek mi? diyorlardı. 57 Başkâhinlerle Ferisiler de onun nerede olduğunu bilen varsa bildirsin diye buyruklar çıkarmışlardı, öyle ki, onu yakalayabilsinler. Yuhanna 12 Ve Fısıh'tan altı gün önce, İsa ölmüş olup da ölülerden dirilttiği Lazar'ın bulunduğu Beytanya'ya geldi. 2 Orada kendisi için bir akşam ye- meği düzenlediler. Ve Marta hizmet ediyordu, ama Lazar onunla birlikte sofrada oturanlardan biriydi. 3 Bu arada Meryem çok değerli hint- sümbülü yağından bir litre alıp İsa'nın ayaklarına sürdü, ve saçlarıyla ayak- larını sildi; ve ev yağın kokusuyla doldu. 4 Ama öğrencilerinden biri, onu ele verecek olan Simon'un oğlu Yahuda İskariyot, 5 Bu yağ neden üç yüz dinara satılıp yoksullara verilmedi? dedi. 6 Bunu, yoksulları kayırdığı için değil, ama hırsız olduğu için, ve para kesesi kendisinde olup içine konulanı taşıdığı için söyledi. 7 Bunun üzerine İsa dedi: Kadını bırak, bunu benim gömüleceğim gün için sakladı. 8 Çünkü yoksullar her zaman aranız- dadır, ama ben her zaman aranızda olmayacağım. 9 Yahudiler'den büyük bir kalabalık onun orada olduğunu öğrendi; ve yalnız İsa için değil, ama ölülerden dirilttiği Lazar'ı da görmek için gel- diler. 10 Başkâhinler ise Lazar'ı da öl- dürmeyi tasarladılar. 11 Çünkü onun yüzünden birçok Yahudi gidip İsa'ya iman ediyordu. 12 Ertesi gün bayrama gelen büyük bir kalabalık İsa'nın Yeruşalem'e gelmekte olduğunu işitince, 13 Hurma dalları alarak onu karşı- lamaya çıktılar, ve, Hosanna, Rab'bin adıyla gelen İsrail'in Kralı kutludur, diye bağırıyorlardı. 14 Ve İsa bir sıpa bulup üzerine bindi, yazılmış olduğu gibi, 15 Korkma, Sion kızı, işte, Kralın bir eşek sıpasına binmiş geliyor. 16 Öğrencileri ilkin bu şeyleri anla- madılar; ama İsa yüceltilince, bunla- rın onun hakkında yazıldığını, ve bu şeyleri ona kendileri yaptıklarını hatırladılar. 17 Lazar'ı mezardan çağırıp onu ölü- lerden dirilttiği vakit kendisiyle bir- likte bulunan halk tanıklık ediyordu. 18 Halk da bundan dolayı onu karşı- lamaya çıktı, çünkü onun bu mucizeyi yaptığını duymuşlardı. 19 Bunun üzerine Ferisiler birbirle- rine, Görüyorsunuz ya, hiçbir şeye yaramıyorsunuz; işte, dünya onun ar- dından gitti, dediler. 20 Bayramda tapınmaya çıkanlar arasında bazı Yunanlılar vardı. 21 Bunlar Galile'nin Beytsayda ken- tinden olan Filippos'a gelip, Efendi, İsa'yı görmek istiyoruz, diye rica etti- ler. 22 Filippos gelip Andreas'a söyledi, Andreas ve Filippos da İsa'ya bildir- diler. 23 İsa onlara cevap verip dedi: İnsanoğlu'nun yüceltileceği saat geldi. 24 Doğrusu, doğrusu size derim, Buğday tanesi toprağa düşüp ölme- dikçe yalnız kalır, ama ölürse çok ürün verir. 25 Canını seven onu yitirecek; ve bu dünyada canından nefret eden onu sonsuz yaşam için saklayacak. 26 Bir kimse bana hizmet ederse, ardımdan gelsin, ve ben neredeysem hizmetçim de orada olacak; kim bana hizmet ederse Babam onu onurlan- dıracaktır. 27 Şimdi canım çok sıkılmaktadır; ve ne diyeyim? Ey Baba beni bu saatten kurtar; ama ben bunun için bu saate geldim. 28 Ey Baba, adını yücelt. Bunun üzerine gökten bir ses geldi: Hem yücelttim, hem de yine yücelteceğim. 29 Orada durup bunu işiten halk, Gök gürledi, diyordu; başkaları, Bir melek onunla konuştu, diyordu. 30 İsa cevap verip dedi: Bu ses benim için değil, ancak sizin için geldi. 31 Bu dünyanın yargısı şimdidir; bu dünyanın reisi şimdi dışarı atılacaktır. 32 Ve ben yerden yukarı kaldırılır- sam, bütün insanları kendime çeke- ceğim. 33 Bunu nasıl bir ölümle öleceğini belirtmek için söyledi. 34 Halk ona cevap verdi: Yasadan Mesih'in sonsuza dek kalacağını işittik; ve sen nasıl, İnsanoğlu yukarı kaldırılmalıdır, diyorsun? kimdir bu İnsanoğlu? 35 Bunun üzerine İsa onlara dedi: Kısa bir süre daha ışık sizinledir. İşığınız varken yürüyün ki, karanlık sizi basmasın; çünkü karanlıkta yürü- yen nereye gittiğini bilmez. 36 Sizde ışık varken, ışığa iman edin ki, ışığın oğulları olasınız. İsa bunları söyledikten sonra gidip onlardan giz- lendi. 37 Önlerinde bunca mucize yaptığı halde ona iman etmediler; 38 Öyle ki, Yeşaya peygamberin söylediği söz yerine gelsin: Ya Rab, verdiğimiz habere kim inandı? ve Rab'bin pazısı kime gösterildi? 39 Bu nedenle iman edemiyorlardı, çünkü Yeşaya yine demiştir: 40 Onların gözlerini kör etti, ve yü- reklerini katılaştırdı, öyle ki, gözle- riyle görmesin, ve yürekleriyle anla- masın, ve dönmesinler, ben de onları iyileştirmeyeyim. 41 Bu şeyleri Yeşaya, yüceliğini gö- rüp onun hakkında konuştuğu zaman söyledi. 42 Bununla beraber, önderlerin bile birçoğu ona iman etti, ama Ferisiler yüzünden, havra dışı edilmemek için açıkça söylemediler. 43 Çünkü insan övgüsünü, Tanrı öv- güsünden daha çok sevdiler. 44 İsa bağırıp dedi: Bana iman eden bana değil, ancak beni gönderene iman eder. 45 Ve beni gören, beni göndereni görür. 46 Bana iman eden hiç kimse ka- ranlıkta kalmasın diye, dünyaya ışık olarak geldim. 47 Sözlerimi işitip de iman etmeyeni ben yargılamam, çünkü ben dünyayı yargılamak için değil, ancak dünyayı kurtarmak için geldim. 48 Beni reddedip sözlerimi kabul et- meyeni yargılayacak biri var; söyle- diğim söz onu son günde yargıla- yacaktır. 49 Çünkü ben kendiliğimden konuş- madım; ama beni gönderen Baba'nın kendisi ne diyeceğimi ve ne konuşa- cağımı bana buyurdu. 50 Ve onun buyruğunun sonsuz ya- şam olduğunu bilirim; bunun için ne söylüyorsam, Baba'nın bana söylediği gibi söylüyorum. Yuhanna 13 Fısıh bayramından önce, İsa bu dün- yadan ayrılıp Baba'ya gideceği saatin geldiğini bilerek, dünyada kendisinin olanları sevmiş olarak onları sonuna kadar sevdi. 2 Ve akşam yemeği bitince, İblis Simon oğlu Yahuda İskariyot'un yü- reğine onu ele vermesini zaten koy- muş bulunarak; 3 İsa, Baba'nın her şeyi kendi ellerine verdiğini ve Tanrı'dan gelmiş olup Tanrı'ya gittiğini bilerek; 4 Yemekten kalkıp giysilerini bir yana koydu; ve bir havlu alıp kuşandı. 5 Sonra leğene su koyup öğrencilerin ayaklarını yıkamaya ve kuşandığı havluyla silmeye başladı. 6 Böylece Simon Petros'a geldi; ve Petros ona, Ya Rab, ayaklarımı sen mi yıkayacaksın? dedi. 7 İsa cevap verip ona dedi: Ne yaptığımı şimdi anlamıyorsun; ama sonra anlayacaksın. 8 Petros ona, Benim ayaklarımı asla yıkamayacaksın, dedi. İsa ona cevap verdi: Seni yıkamazsam, benimle payın olmaz. 9 Simon Petros ona, Ya Rab, yalnız ayaklarımı değil, ama ellerimi ve başımı da yıka, dedi. 10 İsa ona dedi: Yıkanmış olan, ayak- larının yıkanmasından başka ihtiyacı yoktur, ama tamamen temizdir; siz de temizsiniz, ama hepiniz değil. 11 Çünkü kendini ele verecek olanı biliyordu; bu nedenle, Hepiniz temiz değilsiniz, demişti. 12 Böylece onların ayaklarını yıkayıp elbisesini aldıktan sonra, yine sofraya oturunca, onlara dedi: Size ne yap- tığımı biliyor musunuz? 13 Siz beni Öğretmen ve Rab diye çağırıyorsunuz; ve iyi diyorsunuz; çünkü ben oyum. 14 Şimdi ben, Rabbiniz ve Öğretme- niniz olduğum halde, ayaklarınızı yı- kadımsa; siz de birbirinizin ayaklarını yıkamalısınız. 15 Çünkü benim size yaptığım gibi siz de yapasınız diye size bir örnek verdim. 16 Doğrusu, doğrusu size derim, Köle efendisinden büyük değildir; ne de gönderilen kendisini gönderenden daha büyüktür. 17 Eğer bu şeyleri biliyorsanız, onları yaparsanız size ne mutlu. 18 Hepiniz için söylemiyorum, ben seçtiklerimi bilirim; ama yazı yerine gelsin diye: Benimle ekmek yiyen bana karşı ökçesini kaldırdı. 19 Size şimdiden, olmadan önce söy- lüyorum ki, olunca benim o olduğu- ma iman edesiniz. 20 Doğrusu, doğrusu size derim, Be- nim gönderdiğim her hangi bir kim- seyi kabul eden beni kabul eder; beni kabul eden de beni göndereni kabul eder. 21 İsa bu şeyleri söyledikten sonra ruhta çok sıkıldı, ve tanıklık edip dedi: Doğrusu, doğrusu size derim ki, siz- den biri beni ele verecek. 22 Bunun üzerine öğrenciler kimden söz ettiğine kuşkulanarak birbirlerine bakıyorlardı. 23 Ve öğrencilerinden biri İsa'nın bağrına yaslanmıştı; İsa onu severdi. 24 Bunun üzerine Simon Petros ona, kimden söz ettiğini sorsun diye işaret etti. 25 O da İsa'nın göğsüne yaslanmış olarak ona, Ya Rab, kimdir o? dedi. 26 İsa cevap verdi: Lokmayı banıp kime verirsem odur. Ve lokmayı banıp Simon oğlu Yahuda İskariyot'a verdi. 27 Ve lokmadan sonra Şeytan onun içine girdi. İsa da ona, Yapacağını tez yap, dedi. 28 Ama sofrada oturanlardan hiçbiri, bunu neden ona söylediğini anlamadı. 29 Çünkü kese Yahuda'da olduğun- dan, bazıları İsa'nın ona, Bayram için bize gerekli şeyleri satın al, ya da, Yoksullara bir şey ver, dediğini san- dılar. 30 O da lokmayı alıp hemen dışarı çıktı; ve gece idi. 31 O dışarı çıkınca İsa dedi: Şimdi İnsanoğlu yüceltildi, Tanrı da onda yüceltildi. 32 Eğer Tanrı onda yüceltildiyse, Tanrı onu kendinde yüceltecektir, ve onu hemen yüceltecektir. 33 Çocuklar, kısa bir süre daha sizin- leyim. Beni arayacaksınız; ve Yahu- dilere, Benim gittiğim yere siz gele- mezsiniz, dediğim gibi, şimdi size de diyorum. 34 Size yeni bir buyruk veriyorum: Birbirinizi sevin; sizi sevdiğim gibi siz de birbirinizi sevin. 35 Birbirinize sevginiz olursa, herkes bununla benim öğrencilerim olduğu- nuzu anlayacaktır. 36 Simon Petros ona, Ya Rab, nere- ye gidiyorsun? dedi. İsa ona cevap verdi: Gittiğim yere şimdi ardımdan gelemezsin, ama sonra ardımdan ge- leceksin. 37 Petros ona, Ya Rab, neden şimdi senin ardından gelemeyeyim? senin için canımı veririm, dedi. 38 İsa ona cevap verdi: Benim için canını mı vereceksin? Doğrusu, doğ- rusu sana derim, Sen beni üç kez inkâr etmeden, horoz ötmeyecektir. Yuhanna 14 Yüreğiniz sıkılmasın; siz Tanrı'ya iman edersiniz, Bana da iman edin. 2 Babam'ın evinde yaşanacak çok yerler vardır; öyle olmasa size söy- lerdim. Size yer hazırlamaya gidiyo- rum. 3 Ve gidip size yer hazırlarsam, siz de benim bulunduğum yerde olasınız diye, yine gelip sizi yanıma alacağım. 4 Ve benim nereye gittiğimi biliyor- sunuz, ve yolu biliyorsunuz. 5 Tomas ona, Ya Rab, senin nereye gideceğini bilmiyoruz, ve yolu nasıl bilebiliriz? dedi. 6 İsa ona dedi: Yol, gerçek ve yaşam ben'im, benim aracılığım olmadan Baba'ya kimse gelmez. 7 Eger beni tanımış olsaydınız, Babam'ı da tanırdınız; ve artık onu biliyorsunuz, ve onu gördünüz. 8 Filippos ona, Ya Rab, Baba'yı bize göster, ve bu bize yeter, dedi. 9 İsa ona dedi: Ey Filippos, bunca zamandır sizinle birlikteyim, ve beni daha tanımadın mı? beni görmüş olan, Baba'yı görmüştür; ve sen nasıl, Bize Baba'yı göster, diyorsun? 10 Benim Baba'da, Baba'nın da bende olduğuna inanmıyor musun? size söylediğim sözleri kendiliğimden söylemiyorum; ama bende yaşayan Baba'nın kendisi işleri yapıyor. 11 Bana inanın: ben Baba'dayım, Baba da bendedir; hiç değilse bu işlerden dolayı bana inanın. 12 Doğrusu, doğrusu size derim, Bana iman eden, yaptığım işleri ken- disi de yapacaktır; bunlardan daha büyüklerini de yapacaktır; çünkü ben Babam'a gidiyorum. 13 Ve benim adımla her ne dilerseniz yapacağım; öyle ki, Baba Oğul'da yüceltilsin. 14 Eğer benim adımla bir şey diler- seniz, ben onu yapacağım. 15 Eğer beni seviyorsanız, buyruk- larımı tutun. 16 Ben de Baba'dan dileyeceğim, ve o sonsuza dek sizinle birlikte kalsın diye size başka bir Tesellici, 17 Yani gerçek Ruhu'nu verecek; dünya onu kabul edemez, çünkü onu ne görür, ne de tanır; ama siz onu tanırsınız, çünkü o sizinle kalıyor, ve içinizde olacaktır. 18 Sizi öksüz bırakmayacağım, size geleceğim. 19 Az bir zaman daha ve dünya artık beni görmez; ama siz beni görür- sünüz; ben yaşadığım için, siz de yaşayacaksınız. 20 O gün bileceksiniz ki, ben Babam'- dayım, ve siz bendesiniz, ve ben siz- deyim. 21 Buyruklarım kendinde olup onları tutan, beni seven odur; ve beni seven Babam tarafından sevilecektir, ben de onu seveceğim ve kendimi ona göste- receğim. 22 Yahuda-İskariyot değil-ona dedi: Ya Rab, nasıl olur da kendini dünya- ya göstermeyip bize göstereceksin? 23 İsa cevap verip ona dedi: Bir kimse beni severse, sözümü tutacak; Babam da onu sevecek, ve biz ona gelip yanında konut kuracağız. 24 Beni sevmeyen, sözlerimi tutmaz; ve işittiğiniz söz benim değil, ama beni gönderen Baba'nındır. 25 Ben daha yanınızdayken size bu şeyleri söyledim. 26 Ama Baba'nın benim adımla gön- dereceği Tesellici, Kutsal Ruh, size her şeyi öğretecek ve bütün söyle- diklerimi size hatırlatacaktır. 27 Size esenlik bırakıyorum, size kendi esenliğimi veriyorum; ben size dünyanın verdiği gibi vermiyorum. Yüreğiniz sıkılmasın ve korkmasın. 28 Size, Giderim, ve size yine gelirim, dediğimi işittiniz. Eğer beni sevseydi- niz, Baba'ya gidiyorum, dediğim için sevinirdiniz; çünkü Babam benden büyüktür. 29 Ve bunu size şimdi, olmadan önce söyledim, öyle ki, olunca iman ede- siniz. 30 Artık sizinle çok konuşmayaca- ğım; çünkü bu dünyanın reisi geliyor, ve bende onun hiçbir şeyi yoktur. 31 Ama dünya Baba'yı sevdiğimi an- lasın diye; ve Baba'nın bana buyur- duğu gibi, öylece yapıyorum. Kalkın, buradan gidelim. Yuhanna 15 Ben gerçek asmayım ve Babam bağ- cıdır. 2 Bende meyve vermeyen her çubuğu keser; her meyve vereni de daha çok meyve versin diye budar. 3 Size söylediğim sözle siz şimdiden temizsiniz. 4 Bende kalın, ben de sizde. Çubuk asmada kalmazsa kendiliğinden mey- ve veremediği gibi, siz de bende kal- mazsanız meyve veremezsiniz. 5 Ben asmayım, siz çubuklarsınız. Bende kalan, benim de kendisinde kaldığım kişi çok meyve verir; çünkü bensiz hiçbir şey yapamazsınız. 6 Bir kimse bende kalmazsa, çubuk gibi dışarı atılır, ve kurur; ve insanlar onları toplayıp ateşe atarlar, ve yanar. 7 Eğer bende kalırsanız ve sözlerim sizde kalırsa, her ne isterseniz dileye- ceksiniz, ve size verilecektir. 8 Babam bununla, yani çok meyve vermenizle yüceltilir; böylece öğren- cilerim olursunuz. 9 Baba'nın beni sevdiği gibi ben de sizi sevdim; benim sevgimde kalın. 10 Eğer buyruklarımı tutarsanız, sev- gimde kalırsınız, nasıl ki ben de Babam'ın buyruklarını tutup onun sevgisinde kalıyorum. 11 Bu şeyleri size, sevincim sizde kalsın ve sevinciniz tamamlansın diye söyledim. 12 Benim buyruğum şudur: Sizi sev- diğim gibi birbirinizi sevin. 13 İnsanın dostları uğruna canını ver- mesinden daha büyük sevgi kimsede yoktur. 14 Eğer size buyurduklarımı yapar- sanız dostlarımsınız. 15 Artık size kul demem; çünkü kul efendisinin ne yaptığını bilmez; ama size dost dedim; çünkü Babam'dan bütün işittiklerimi size bildirdim. 16 Siz beni seçmediniz, ama ben sizi seçtim, ve gidip meyve veresiniz, meyveniz de kalıcı olsun diye sizi atadım, öyle ki, benim adımla Baba'- dan her ne dilerseniz size versin. 17 Bu şeyleri size buyuruyorum ki, birbirinizi sevesiniz. 18 Eğer dünya sizden nefret ederse, bilin ki, sizden önce benden nefret etmiştir. 19 Eğer dünyadan olsaydınız, dünya kendisinin olanı severdi; ama dünya- dan değilsiniz, ancak ben sizi dünya- dan seçtim, bunun için dünya sizden nefret ediyor. 20 Benim size söylediğim sözü hatır- layın: Köle efendisinden büyük değil- dir. Eğer bana zulmettilerse, size de zulmedecekler; eğer sözümü tuttular- sa, sizinkini de tutacaklar. 21 Ama bütün bu şeyleri size benim adımdan ötürü yapacaklar, çünkü beni göndereni tanımıyorlar. 22 Eğer gelmemiş ve onlara söyleme- miş olsaydım, günahları olmazdı; ama şimdi günahları için özürleri yoktur. 23 Benden nefret eden, Babam'dan da nefret eder. 24 Başka hiç kimsenin yapmadığı işleri onların arasında yapmamış olsaydım, günahları olmazdı; ama şimdi hem gördüler, hem de benden ve Babam'dan nefret ettiler. 25 Ama bu oldu ki, yasalarında yazılı söz yerine gelsin: Benden sebepsiz nefret ettiler. 26 Ama Baba'dan size göndereceğim Tesellici, yani Baba'dan çıkan gerçek Ruhu geldiği zaman, o bana tanıklık edecek. 27 Ve siz de tanıklık edeceksiniz, çünkü başlangıçtan beri benimle bir- liktesiniz. Yuhanna 16 Bu şeyleri size, sürçmeyesiniz diye söyledim. 2 Sizi havra dışı edecekler. Evet, saat geliyor ki, sizi öldüren herkes Tanrı'ya hizmet ettiğini sanacak. 3 Ve bu şeyleri size yapacaklar, çünkü ne Baba'yı tanıdılar, ne de beni. 4 Ama size bu şeyleri bildirdim, öyle ki, saati gelince bu şeyleri size söy- lediğimi hatırlayasınız. Ve size bu şeyleri başlangıçta söylemedim, çün- kü sizinle birlikteydim. 5 Ama şimdi beni gönderene gidiyo- rum; ve içinizden hiçbiri bana, Nere- ye gidiyorsun? diye sormuyor. 6 Ama size bu şeyleri söylediğim için yüreğinizi elem doldurdu. 7 Ama size gerçeği söylüyorum; Gitmem sizin için yararlıdır; çünkü gitmezsem Tesellici size gelmez; ama gidersem, onu size gönderirim. 8 Ve o gelince dünyayı günah için, ve doğruluk için, ve yargı için azarlaya- caktır. 9 Günah için, çünkü bana iman et- mezler. 10 Doğruluk için, çünkü Babam'a gidiyorum, ve artık beni görmezsiniz. 11 Ve yargı için, çünkü bu dünyanın reisi yargılandı. 12 Size söyleyecek daha çok şeyim var, ama şimdi bunlara dayanamaz- sınız. 13 Ama o, gerçek Ruhu, gelince, sizi tüm gerçeğe yöneltecek; çünkü ken- diliğinden konuşmayacak; ama her ne işitirse, onu söyleyecek; ve gelecek şeyleri size bildirecek. 14 O beni yüceltecek; çünkü benim olandan alacak ve size bildirecek. 15 Baba'nın her nesi varsa benimdir; bu nedenle benimkinden alıp size bildirecek dedim. 16 Kısa bir süre, ve beni görmeyecek- siniz; ve yine, kısa bir süre, ve beni göreceksiniz, çünkü Baba'ya gidiyo- rum. 17 Bunun üzerine öğrencilerinden bazıları birbirlerine dediler: Bu bize dediği nedir? Kısa bir süre, ve beni görmeyeceksiniz; ve yine, kısa bir süre, ve beni göreceksiniz; ve, Çünkü Baba'ya gidiyorum. 18 Böylece, Bu, Kısa bir süre, dediği nedir? söylediklerini anlamıyoruz, diyorlardı. 19 Ve İsa kendisine soru sormak istediklerini biliyordu, ve onlara dedi: Kısa bir süre, ve beni görmeyeceksi- niz; ve yine, kısa bir süre, ve beni göreceksiniz, dediğim bu söz için mi birbirinize soruyorsunuz? 20 Doğrusu, doğrusu size derim: Siz ağlayıp dövüneceksiniz, ama dünya sevinecektir; ve elem çekeceksiniz, ama eleminiz sevince dönüşecek. 21 Kadın doğuracağı zaman elem çeker, çünkü saati gelmiştir; ama çocuğu doğurunca, dünyaya bir insan doğmasının sevinciyle çektiği acıyı artık anmaz. 22 Bunun için siz de şimdi elem çeki- yorsunuz; ama sizi yine göreceğim, ve yüreğiniz sevinecek, ve sevincinizi kimse sizden almaz. 23 Ve o gün benden hiçbir şey sor- mayacaksınız. Doğrusu, doğrusu size derim, Baba'dan benim adımla her ne dilerseniz, size verecektir. 24 Şimdiye dek benim adımla bir şey dilemediniz; dileyin, ve alacaksınız, öyle ki, sevinciniz tamamlansın. 25 Size bu şeyleri mesellerle anlattım; ama saat geliyor ki, sizinle artık me- sellerle konuşmayacağım, ama size Baba hakkında açık bilgi vereceğim. 26 O gün benim adımla dileyeceksi- niz; ve size, sizin için Baba'dan istekte bulunacağım demem; 27 Çünkü beni sevdiğiniz ve Tanrı'- dan çıktığıma iman ettiğiniz için Baba'nın kendisi sizi seviyor. 28 Ben Baba'dan çıktım, ve dünyaya geldim; yine dünyayı bırakıp Baba'ya gidiyorum. 29 Öğrencileri ona, İşte, şimdi açıkça konuşuyorsun, ve hiç mesel kullanmı- yorsun. 30 Şimdi anlıyoruz ki, her şeyi bili- yorsun, ve kimsenin sana soru sorma- sına ihtiyacın yoktur; Tanrı'dan çık- tığına bunun için iman ediyoruz. 31 İsa onlara cevap verdi: Şimdi iman ediyor musunuz? 32 İşte, her birinizin kendininkilere dağılacağı ve beni yalnız bırakacağı saat geliyor, geldi bile; ama ben yalnız değilim, çünkü Baba benimle birliktedir. 33 Bende esenliğiniz olsun diye size bu şeyleri söyledim. Dünyada sıkıntı- nız olacak; ama cesur olun, ben dün- yayı yendim. Yuhanna 17 İsa bu sözleri söyledi, ve gözlerini göğe kaldırıp dedi: Ey Baba, saat geldi; Oğlu'nu yücelt ki, Oğlun da seni yüceltsin; 2 Nitekim sen ona tüm insanlık üze- rinde yetki verdin, öyle ki, ona verdik- lerinin hepsine sonsuz yaşam versin. 3 Sonsuz yaşam da şudur: seni, tek gerçek Tanrı'yı ve gönderdiğin İsa Mesih'i bilsinler. 4 Seni yeryüzünde yücelttim; yap- mam için bana verdiğin işi tamam- ladım. 5 Ve şimdi, Ey Baba, dünya var ol- madan önce senin yanında sahip ol- duğum yücelikle beni yanında yücelt. 6 Dünyadan bana verdiğin insanlara senin adını açıkladım; senindiler, ve onları bana verdin; ve senin sözünü tuttular. 7 Şimdi biliyorlar ki, bana verdiğin her şey sendendir. 8 Çünkü bana verdiğin sözleri onlara verdim; onlar da kabul ettiler, ve senden çıktığımı gerçekten anladılar, ve beni senin gönderdiğine iman ettiler. 9 Onlar için yalvarıyorum; dünya için değil, ama bana verdiğin kimseler için yalvarıyorum; çünkü onlar senindir. 10 Ve benimkilerin tümü senindir, seninkiler de benimdir; ve ben onlarda yüceltildim. 11 Ve ben artık dünyada değilim, ama onlar dünyadadır, ve ben sana geliyorum. Kutsal Baba, bana ver- diğin kimseleri adınla koru ki, bizim gibi bir olsunlar. 12 Dünyada onlarla birlikte olduğum sürece, onları senin adınla korudum; bana verdiğin kimseleri sakladım, ve helâk oğlundan başka onlardan hiç- biri mahvolmadı; öyle ki, yazı yerine gelsin. 13 Ama şimdi sana geliyorum; ve sevincim kendilerinde tamamlansın diye bu şeyleri dünyada söylüyorum. 14 Ben onlara senin sözünü verdim; ve dünya onlardan nefret etti, çünkü ben dünyadan olmadığım gibi, onlar da dünyadan değiller. 15 Onları dünyadan kaldırmanı değil, ama kötü olandan korumanı diliyo- rum. 16 Ben dünyadan olmadığım gibi, onlar da dünyadan değiller. 17 Onları gerçeğinle kutsal kıl; senin sözün gerçektir. 18 Sen beni dünyaya gönderdiğin gibi, ben de onları dünyaya gönder- dim. 19 Ve onların uğruna kendimi kutsal kılıyorum, öyle ki, onlar da gerçekle kutsal kılınsınlar. 20 Ve yalnız onlar için değil, ama onların sözüyle bana iman edecek olanlar için de yalvarıyorum; 21 Öyle ki, hepsi bir olsunlar; senin bende olduğun ve benim sende ol- duğum gibi, ey Baba, onlar da bizde bir olsunlar, dünya da beni senin gönderdiğine iman etsin. 22 Ve bana verdiğin yüceliği onlara verdim; öyle ki, bizim bir olduğumuz gibi onlar da bir olsunlar; 23 Ben onlarda, sen de bende, öyle ki, bir olmak üzere tamamlanmış olsun- lar; ve dünya beni senin gönderdiğini, ve beni sevdiğin gibi onları da sev- diğini anlasın. 24 Ey Baba, bana verdiklerinin de bulunduğum yerde benimle birlikte olmalarını istiyorum; öyle ki, bana verdiğin yüceliğimi görsünler; çünkü sen beni dünyanın kuruluşundan önce sevdin. 25 Ey adil Baba, dünya seni bilmedi; ama ben seni bildim, bunlar da beni senin gönderdiğini anladılar. 26 Ve adını onlara bildirdim, ve bil- direceğim; öyle ki, bana olan sevgin onlarda olsun, ben de onlarda olayım. Yuhanna 18 İsa bu sözleri söyledikten sonra, öğrencileriyle birlikte Kidron deresi- nin karşı yakasına geçti, orada bir bahçe vardı, kendisiyle öğrencileri oraya girdiler. 2 Ve onu ele veren Yahuda da bu yeri biliyordu; çünkü İsa öğrencileriyle çoğu kez orada buluşurdu. 3 Böylece Yahuda, yanına bir asker bölüğü ve başkâhinlerle Ferisiler'den görevlileri alıp fenerler ve meşalelerle ve silahlarla oraya geldi. 4 Ve İsa, başına geleceklerin hepsini bilerek öne çıkıp onlara, Kimi arıyor- sunuz? dedi. 5 Nazaretli İsa'yı, diye ona cevap verdiler. İsa onlara, Ben'im, dedi. Ve onu ele veren Yahuda da onlarla bir- likte duruyordu. 6 Ve onlara, Ben'im, dediği anda geri- leyip yere düştüler. 7 Bunun üzerine onlara yine, Kimi arıyorsunuz? diye sordu. Onlar da, Nazaretli İsa'yı, dediler. 8 İsa cevap verdi: Size söyledim, ben'im; bunun için eğer beni arıyor- sanız, bunları bırakın gitsinler. 9 Söylediği şu söz yerine gelsin diye oldu bu: Senin bana verdiklerinden hiçbirini yitirmedim. 10 O zaman Simon Petros yanında taşıdığı kılıcı çekti ve başkâhinin kölesine vurup sağ kulağını kesti. Ve kölenin adı Malhus'tu. 11 Ve İsa Petros'a, Kılıcını kınına koy; Babam'ın bana verdiği kâseyi içmeyeyim mi? dedi. 12 Bunun üzerine bölükle komutanı ve Yahudiler'in görevlileri İsa'yı tutup bağladılar, 13 Ve onu önce Hanna'ya götürdüler; çünkü o yılın başkâhini olan Kayafa'- nın kayınbabasıydı. 14 Ve halkın uğruna bir tek adamın ölmesi daha elverişlidir diye Yahudi- ler'e öğüt veren Kayafa idi. 15 Ve Simon Petros'la başka bir öğrenci İsa'nın ardından gidiyorlardı; o öğrenci başkâhinin tanıdığıydı, ve İsa'yla birlikte başkâhinin avlusuna girdi. 16 Ama Petros dışarıda, kapının ya- nında duruyordu. O vakit başkâhinin tanıdığı öbür öğrenci dışarı çıkıp ka- pıcı kızla konuştu ve Petros'u içeri getirdi. 17 Kapıcı kız da Petros'a dedi: Sen de bu adamın öğrencilerinden biri değil misin? O da, Hayır, değilim, dedi. 18 Ve köleler ve görevliler yaktıkları kömür ateşinin yanında duruyorlardı; Petros da onlarla birlikte durmuş ısı- nıyordu. 19 O vakit Başkâhin İsa'ya, öğrenci- leri ve öğretişiyle ilgili sorular sordu. 20 İsa ona cevap verdi: Ben dünyaya açıkça konuştum; Yahudiler'in daima toplandıkları havrada ve tapınakta her zaman öğrettim; ve gizlide hiçbir şey söylemedim. 21 Neden beni sorguya çekiyorsun? kendilerine ne söylediğimi beni işiten- lerden sor; işte, onlar ne söylediğimi biliyorlar. 22 O bu şeyleri söyleyince, orada duran görevlilerden biri, Başkâhine böyle mi cevap veriyorsun? diyerek İsa'ya bir tokat attı. 23 İsa ona cevap verdi: Eğer kötü bir şey söyledimse, kötülüğüne tanıklık et; ama iyiyse neden bana vuruyor- sun? 24 Ve Hanna onu bağlı olarak baş- kâhin Kayafa'ya göndermişti. 25 Ve Simon Petros orada durmuş ısınıyordu. Kendisine, Sen de onun öğrencilerinden değil misin? dediler. Hayır, değilim, diyerek inkâr etti. 26 Başkâhinin kölelerinden biri, Pet- ros'un kulağını kestiği adamın bir akrabası, Seni bahçede onunla bir- likte görmedim mi? dedi. 27 Bunun üzerine Petros yine inkâr etti; ve hemen horoz öttü. 28 O vakit İsa'yı Kayafa'dan vali konağına götürdüler; ve sabah erken- di; ve kirlenmesin, ama Fıshı yiye- bilsinler diye kendileri vali konağına girmediler. 29 Bunun üzerine Pilatus dışarı, on- ların yanına çıkıp, Bu adamı neyle suçluyorsunuz? dedi. 30 Cevap verip kendisine dediler: Bu adam kötülük eden biri olmasaydı, onu sana teslim etmezdik. 31 Bunun üzerine Pilatus onlara, Onu siz alın ve yasanıza göre onu yar- gılayın, dedi. Yahudiler de ona, Bizim kimseyi öldürmeye yetkimiz yoktur, dediler; 32 Bu, İsa'nın ne tür ölümle öleceğini belirtmek için söylediği söz yerine gelsin diye oldu. 33 Bunun üzerine, Pilatus yine vali konağına girdi ve İsa'yı çağırıp ona, Sen Yahudiler'in Kralı mısın? dedi. 34 İsa ona cevap verdi: Bunu ken- diliğinden mi söylüyorsun, yoksa benim hakkımda başkaları mı sana söyledi? 35 Pilatus cevap verdi: Ben Yahudi miyim? Seni bana kendi ulusun ve başkâhinler teslim ettiler; ne yaptın? 36 İsa cevap verdi: Benim krallığım bu dünyadan değildir; krallığım bu dünyadan olsaydı, hizmetçilerim Ya- hudiler'e teslim edilmemem için sava- şırlardı; ama şimdi benim krallığım buradan değildir. 37 Pilatus da ona, Öyleyse sen kral mısın? dedi. İsa cevap verdi: Kral olduğumu sen söylüyorsun. Ben bu- nun için doğdum, ve bunun için dün- yaya geldim ki, gerçeğe tanıklık ede- yim. Gerçekten olan herkes benim sesimi işitir. 38 Pilatus ona, Gerçek nedir? dedi. Ve bunu söyledikten sonra yine dışa- rıya, Yahudiler'in yanına çıkıp onlara dedi: Ben onda hiçbir suç bulmuyo- rum. 39 Ama sizin bir geleneğiniz var: her Fısıh'ta sizlere birisini salıveriyorum; şimdi size Yahudiler'in Kralını salı- vermemi ister misiniz? 40 Bunun üzerine onların hepsi yine bağırıp dediler: Bu adamı değil, ama Barabbas'ı. Barabbas ise bir haydut- tu. Yuhanna 19 O zaman Pilatus İsa'yı tutup kamçı- ladı. 2 Askerler de dikenlerden bir taç örüp onun başına koydular, ve ona mor renkte bir kaftan giydirdiler, 3 Ve, Selam, ey Yahudiler'in Kralı! diyorlar; ve ona tokat atıyorlardı. 4 Pilatus yine dışarı çıkıp onlara dedi: İşte, onu dışarıya, size getiriyorum, öyle ki, kendisinde hiçbir suç bulma- dığımı bilesiniz. 5 Böylece İsa, başındaki dikenli taç ve üzerindeki mor kaftanla dışarı çıktı. Ve Pilatus onlara, İşte o adam, dedi. 6 Başkâhinler ve görevliler onu gö- rünce, Çarmıha ger, çarmıha ger, diye bağırdılar. Pilatus onlara dedi: Siz onu alıp çarmıha gerin; çünkü ben onda bir suç bulmuyorum. 7 Yahudiler ona cevap verdiler: Bizim bir yasamız vardır, ve yasamıza göre onun ölmesi gerektir, çünkü kendini Tanrı'nın Oğlu yaptı. 8 Pilatus bu sözü işitince daha çok korktu; 9 Ve yine vali konağına girip İsa'ya, Neredensin? dedi. Ama İsa ona cevap vermedi. 10 Pilatus da ona dedi: Benimle ko- nuşmayacak mısın? seni çarmıha ger- meye yetkim olduğunu, salıvermeye de yetkim olduğunu bilmiyor musun? 11 İsa cevap verdi: Sana yukarıdan verilmemiş olsaydı, benim üzerimde hiçbir yetkin olmazdı; onun için beni sana teslim edenin günahı daha bü- yüktür. 12 Bundan sonra Pilatus onu salıver- meye çalıştı; ama Yahudiler bağırıp dediler: Eğer bu adamı salıverirsen, Kayser'in dostu değilsin; kendini kral eden herkes Kayser'e karşı konuşur. 13 Pilatus bu sözü işitince İsa'yı dışarı getirdi, ve Taş döşeme, ama İbranice'de Gabbata, denilen yerde yargı kürsüsüne oturdu. 14 Ve Fısıh'ın Hazırlık günüydü, ve altıncı saat sularıydı; ve Yahudiler'e, İşte Kralınız! dedi. 15 Ama onlar, Götür, götür, onu çar- mıha ger, diye bağırdılar. Pilatus on- lara, Kralınızı çarmıha gereyim mi? dedi. Başkâhinler cevap verdiler: Kayser'den başka kralımız yok. 16 O zaman onu, çarmıha gerilmek üzere onlara teslim etti. Onlar da İsa'yı alıp götürdüler. 17 Kendisi de çarmıhını taşıyarak İbranice'de Golgota denilen Kafatası yeri adındaki yere çıktı; 18 Orada onu ve kendisiyle birlikte iki kişiyi daha, biri bir yanda, öbürü öbür yanda ve İsa ortada olarak çarmıha gerdiler. 19 Ve Pilatus bir yafta yazıp çarmı- hın üzerine koydu. Ve yazılan şuydu: NAZARETLİ İSA, YAHUDİLER'İN KRALI. 20 Ve Yahudiler'in birçoğu bu yaftayı okudular; çünkü İsa'nın çarmıha ge- rildiği yer kente yakındı; ve o yafta İbranice, Yunanca ve Latince yazıl- mıştı. 21 Ve Yahudiler'in başkâhinleri Pila- tus'a dediler: Yahudiler'in Kralı, diye yazma; Ama kendisi, Ben Yahudi- ler'in Kralı'yım dedi, diye yaz. 22 Pilatus cevap verdi: Ne yazdımsa, yazdım. 23 Askerler İsa'yı çarmıha gerdikten sonra onun giysilerini alıp her bir askere birer pay düşecek biçimde dört parçaya böldüler; mintanını da aldı- lar; mintan baştan başa dikişsiz bir dokumaydı. 24 Bu nedenle birbirlerine, Bunu yırt- mayalım, ama kimin olacak diye kura çekelim, dediler; öyle ki, Giysilerimi aralarında paylaştılar, ve elbisem üze- rine kura çektiler, diyen yazı yerine gelsin. Askerler bu şeyleri yaptılar. 25 Ve İsa'nın çarmıhının yanında annesi, ve annesinin kızkardeşi, Klo- pa'nın karısı Meryem, ve Mecdelli Meryem duruyorlardı. 26 Ve İsa, annesiyle sevdiği öğrenci- nin yakınında durduğunu görünce an- nesine, Kadın, işte oğlun! dedi. 27 Sonra öğrenciye, İşte annen! dedi. Ve o saatten sonra bu öğrenci onu kendi evine aldı. 28 Bundan sonra İsa, her şeyin artık tamamlandığını bilerek yazının yerine gelmesi için, Susadım, dedi. 29 Ve oraya sirke dolu bir kap konul- muştu; ve sirkeyle bir sünger doldu- rup zufa dalına takarak onun ağzına uzattılar. 30 İsa da sirkeyi alınca, Tamamlandı, dedi; ve başını eğip ruhu teslim etti. 31 Ve Hazırlık günü olduğundan, ce- setler Sept günü çarmıhta kalmasın diye, (çünkü o Sept günü büyük gündü,) Yahudiler Pilatus'tan onların bacakları kırılıp kaldırılmasını istedi- ler. 32 Bunun üzerine askerler gelip birin- cinin, sonra da onunla birlikte çar- mıha gerilmiş olan ötekinin bacakla- rını kırdılar. 33 Ama İsa'ya gelip onun zaten ölmüş olduğunu görünce bacaklarını kırma- dılar; 34 Ama askerlerden biri onun böğrü- nü mızrakla deldi, ve hemen kan ve su çıktı. 35 Ve bunu gören tanıklık etti, ve ta- nıklığı doğrudur; ve doğru söylediğini bilir, öyle ki, iman edesiniz. 36 Çünkü bu şeyler yazı yerine gelsin diye oldu: Onun hiç bir kemiği kırıl- mayacaktır. 37 Ve yine başka bir yazı, Bedenini deldikleri kişiye bakacaklar, der. 38 Ve bundan sonra, İsa'nın öğren- cisiyken Yahudiler'den korktuğundan kendisini gizleyen Arimatealı Yusuf, İsa'nın cesedini kaldırmak için Pila- tus'tan dilekte bulundu; ve Pilatus izin verdi. Bunun üzerine gelip İsa'nın cesedini kaldırdı. 39 Daha önce geceleyin İsa'nın yanına gelmiş olan Nikodimos da yüz litre kadar karaşık mür ve sarısabır özü alarak geldi. 40 O vakit İsa'nın cesedini alıp Yahu- diler'in gömme geleneğine uygun ola- rak onu baharatla keten bezlere sar- dılar. 41 Ve çarmıha gerildiği yerde bir bahçe, bahçede de içine henüz hiç kimsenin konulmadığı yeni bir mezar vardı. 42 Yahudiler'in Hazırlık günü oldu- ğundan, mezar da yakın olduğu için, İsa'yı oraya koydular. Yuhanna 20 Haftanın ilk günü erkenden, ortalık daha karanlıkken Mecdelli Meryem mezara geldi, ve taşın mezardan kal- dırılmış olduğunu gördü. 2 O zaman koşup Simon Petros'a ve İsa'nın sevdiği öbür öğrenciye geldi, ve onlara dedi: Rab'bi mezardan kal- dırmışlar, ve onu nereye koydular bil- miyoruz. 3 Bunun üzerine Petros'la öteki öğ- renci çıkıp mezara doğru gittiler. 4 Ve ikisi birlikte koşuyordu; ama öteki öğrenci Petros'tan daha hızlı koşarak mezara önce vardı. 5 Ve eğilip içeri baktı, keten bezleri yerde serili gördü; ama içeri girmedi. 6 Simon Petros da ardından gelip mezarın içine girdi, ve yerde duran bezleri, 7 Ve onun başına sarılmış olan men- dili, bezlerle birlikte olmayıp ayrı bir yerde dürülü gördü. 8 O zaman mezara ilk varan öteki öğenci de girip gördü, ve iman etti. 9 Çünkü onun ölülerden dirilmesi ge- rektir diye yazıyı henüz bilmiyorlardı. 10 Bundan sonra öğrenciler yine ev- lerine gittiler. 11 Ama Meryem mezarın dışında durmuş ağlıyordu; ve ağlarken eğildi ve mezarın içine baktı, 12 Ve beyazlara bürünmüş iki melek gördü, biri İsa'nın cesedinin yattığı yerin başucunda, öteki ayakucunda oturuyordu. 13 Ve onlar kendisine, Kadın, niçin ağlıyorsun? dediler. Onlara, Çünkü Rabbim'i kaldırmışlar, ve onu nereye koyduklarını bilmiyorum, dedi. 14 Ve bu şeyleri söyledikten sonra arkasına döndü ve İsa'nın orada dur- duğunu gördü, ama onun İsa olduğu- nu anlamadı. 15 İsa ona dedi: Kadın, niçin ağlıyor- sun? kimi arıyorsun? O da onu bahçı- van sanarak kendisine dedi: Efendi, eğer onu sen götürdünse, nereye koy- duğunu bana söyle de ben onu kal- dırayım. 16 İsa ona, Meryem, dedi. O da dö- nüp ona, Rabbuni, dedi; ki, Öğret- men, demektir. 17 İsa ona dedi: Bana dokunma, çün- kü daha Babam'ın yanına çıkmadım; ama kardeşlerime git ve onlara söyle, Benim Babam'ın ve sizin Babanız'ın; ve benim Tanrım'ın ve sizin Tanrı- nız'ın yanına çıkıyorum. 18 Mecdelli Meryem gelip öğrenci- lere Rab'bi gördüğünü ve kendisine bu şeyleri söylediğini bildirdi. 19 Ve o gün, haftanın ilk günü, ak- şam olunca, öğrencilerin toplandıkları yerin kapıları Yahudiler'in korkusun- dan kapalıyken İsa geldi, ve ortada durup onlara, Size esenlik olsun, dedi. 20 Ve bunu söyledikten sonra onlara ellerini ve böğrünü gösterdi. Öğrenci- ler Rab'bi görünce sevindiler. 21 Ve İsa yine onlara dedi: Size esen- lik olsun, Babam beni gönderdiği gibi, ben de sizi gönderiyorum. 22 Ve bunu söyledikten sonra, onların üzerine üfledi, ve onlara dedi: Kutsal Ruh'u alın; 23 Kimlerin günahlarını bağışlarsa- nız, onlara bağışlanmış olur; kimle- rinkini alıkoyarsanız, alıkonmuş olur. 24 Ama Onikilerden biri, Didimos denilen Tomas, İsa geldiğinde onlarla birlikte değildi. 25 Bunun için öbür öğrenciler ona, Rab'bi gördük, dediler. Ama o onlara, Onun ellerinde çivilerin izini görme- dikçe, ve çivilerin izine parmağımla dokunmadıkça, ve elimi böğrüne sok- madıkça inanmam, dedi. 26 Ve sekiz gün sonra onun öğren- cileri yine içerideydiler, Tomas da onlarla birlikteydi; kapılar kapalıyken İsa gelip ortada durdu, ve, Size esen- lik olsun, dedi. 27 Sonra Tomas'a dedi: Parmağını buraya getir, ve ellerime bak, elini de uzat, ve böğrüme koy; ve imansız olma, ama imanlı ol. 28 Ve Tomas cevap verip ona, Rabbim ve Tanrım, dedi. 29 İsa ona dedi: Tomas, beni gör- düğün için iman ettin; görmeden iman edenlere ne mutlu. 30 İsa öğrencilerinin önünde bu kitapta yazılı olmayan başka birçok belirti yaptı; 31 Ama İsa'nın Tanrı'nın Oğlu Mesih olduğuna iman edesiniz ve iman edip onun adıyla yaşama sahip olasınız diye bunlar yazılmıştır. Yuhanna 21 Bu şeylerden sonra Taberiye Denizi kıyısında İsa kendisini öğrencilere yine gösterdi; ve böylece gösterdi: 2 Simon Petros, ve Didimos denilen Tomas, ve Galile'nın Kana kentinden Natanael, ve Zebedi'nin oğulları, ve onun öğrencilerinden iki kişi daha birlikte bulunuyorlardı. 3 Simon Petros onlara, Ben balık tut- maya gidiyorum, dedi. Ona, Biz de seninle geliyoruz, dediler. Çıkıp he- men kayığa bindiler; ve o gece bir şey tutmadılar. 4 Ve artık sabah olunca İsa kıyıda durdu; ama öğrenciler onun İsa ol- duğunu anlamadılar. 5 Ve İsa onlara, Çocuklar, bir yiye- ceğiniz var mı? dedi. Ona, Yok, diye cevap verdiler. 6 O da onlara, Ağı kayığın sağ yanına atın ve bulursunuz, dedi. Bunun üze- rine ağı attılar, ve balıkların bollu- ğundan artık onu çekemez olmuşlardı. 7 Onun için İsa'nın sevdiği öğrenci Petros'a, Bu Rab'dir, dedi. Simon Petros da onun Rab olduğunu işitince balıkçı gömleğini giyip (çünkü çıp- laktı) denize atıldı. 8 Öbür öğrenciler de balık dolu ağı çekerek küçük kayıkla geldiler; çünkü karadan ancak iki yüz arşın kadar uzaktaydılar. 9 Ve karaya çıktıkları zaman, orada kömür ateşi, ve üzerine konulmuş balık ve ekmek gördüler. 10 İsa onlara, Şimdi tuttuğunuz ba- lıklardan getirin, dedi. 11 Simon Petros kayığa binip yüz elli üç iri balıkla dolu ağı karaya çekti; ve bu kadar çok olduğu halde ağ yırtıl- madı. 12 İsa onlara, Gelin, yemek yiyin, dedi. Ve öğrencilerden hiç biri ona, Sen kimsin? diye sormaya cesaret edemedi; çünkü onun Rab olduğunu biliyorlardı. 13 Ve İsa gelip ekmeği aldı, ve onlara verdi, aynı şekilde balığı da verdi. 14 Şimdi bu, İsa'nın ölülerden diril- dikten sonra öğrencilerine üçüncü görünüşüydü. 15 Böylece yemeği bitirince İsa Simon Petros'a dedi: Ey Yuna'nın oğlu Simon, beni bunlardan daha çok seviyor musun? Ona dedi: Evet, ya Rab, seni sevdiğimi bilirsin. Ona, Kuzularımı otlat, dedi. 16 İkinci kez yine ona, Ey Yuna'nın oğlu Simon, beni seviyor musun? dedi. Ona, Evet, ya Rab, seni sev- diğimi bilirsin, dedi. Ona, Koyunları- mı güt, dedi. 17 Üçüncü kez ona, Ey Yuna'nın oğlu Simon, beni seviyor musun? dedi. Kendisine üçüncü kez, Beni seviyor musun? demesine Petros üzüldü ve ona dedi: Ya Rab, sen her şeyi bilir- sin, seni sevdiğimi bilirsin. İsa ona dedi: Koyunlarımı otlat. 18 Doğrusu, doğrusu sana derim, Gençken kendi kendine kuşanıp iste- diğin yere giderdin; ama yaşlanınca ellerini uzatacaksın, ve başkası seni kuşatacak ve istemediğin yere götü- recek. 19 Bunu ne tür ölümle Tanrı'yı yücel- teceğini belirtmek için söyledi. Ve bunu söyledikten sonra ona, Ardım- dan gel, dedi. 20 Petros da arkasına dönüp İsa'nın sevdiği öğrencinin ardından gelmekte olduğunu gördü; akşam yemeğinde onun göğsüne yaslanıp, Ya Rab, seni ele verecek olan kimdir? diye öğren- ciydi bu. 21 Petros onu görünce İsa'ya dedi: Ya Rab, ya bu ne olacak? 22 İsa ona dedi: Eğer ben gelinceye dek onun kalmasını istiyorsam, bun- dan sana ne? Sen ardımdan gel. 23 Böylece, o öğrenci ölmeyecektir, sözü kardeşler arasında çıktı; oysa İsa ona, Ölmeyecektir, dememişti; ama, Eğer ben gelinceye dek onun kalma- sını istiyorsam, bundan sana ne? de- mişti. 24 Bu şeylere tanıklık eden ve bu şey- leri yazan öğrenci budur; ve onun ta- nıklığının doğru olduğunu biliyoruz. 25 Ve İsa'nın yaptığı daha başka bir- çok şey vardır, eğer bunlar tek tek ya- zılmış olsaydı, yazılan kitaplar dün- yaya bile sığmazdı sanırım. Amin.