Yuhanna 1
Başlangıçta Söz vardı, ve Söz Tan-
rı'yla birlikteydi, ve Söz Tanrı'ydı.
2 Başlangıçta o, Tanrı'yla birlikteydi.
3 Her şey onun aracılığıyla var oldu;
ve var olan hiç bir şey onsuz olmadı.
4 Yaşam ondaydı; ve yaşam insan-
ların ışığıydı.
5 Ve ışık karanlıkta parlar; ve karan-
lık onu kavramadı.
6 Tanrı'dan gönderilmiş bir adam
vardı, adı Yuhanna idi.
7 O, tanıklık için, Işık hakkında tanık-
lık etsin ve herkes onun aracılığıyla
iman etsin diye geldi.
8 Kendisi o Işık değildi, ama o Işık
hakkında tanıklık etmeye gönderildi.
9 Gerçek Işık dünyaya gelen her in-
sanı aydınlatandı.
10 O, dünyadaydı, ve dünya onun
aracılığıyla var oldu, ve dünya onu
bilmedi.
11 Kendininkilere geldi, ve kendinin-
kiler onu kabul etmediler.
12 Ama onu kabul edenlerin hepsine,
onun adına iman edenlere, Tanrı'nın
oğulları olma yetkisi verdi;
13 Onlar ne kandan, ne bedenin iste-
ğinden, ne de insanın isteğinden değil,
ama Tanrı'dan doğdular.
14 Ve Söz beden olup inayet ve ger-
çekle dolu olarak aramızda yaşadı,
biz de onun yüceliğini, Baba'dan
biricik doğmuş olanın yüceliği olarak
gördük.
15 Yuhanna onun hakkında tanıklık
etti, ve bağırarak dedi: Benden sonra
gelenin benden önceliği var; çünkü o
benden önce vardı, diye sözünü et-
tiğim kişi budur.
16 Ve hepimiz onun doluluğundan
aldık, ve inayet için inayet.
17 Çünkü yasa Musa aracılığıyla
verildi, ama inayet ve gerçek İsa
Mesih aracılığıyla geldi.
18 Hiçbir zaman hiç kimse Tanrı'yı
görmemiştir; Baba'nın bağrında olan
biricik Oğul onu bildirdi.
19 Ve Yahudiler, Sen kimsin? diye
kendisine sormak için Yeruşalem'den
kâhinlerle Levililer'i gönderdikleri
zaman Yuhanna'nın tanıklığı şudur;
20 Ve açıkça konuştu, ve inkâr etme-
di; ve, Ben Mesih değilim, diye açıkça
konuştu.
21 Onlar da kendisine, Öyleyse ne?
Sen İlyas mısın? diye sordular. O da,
Değilim, dedi. Sen o peygamber mi-
sin? Ve o cevap verdi: Hayır.
22 O zaman ona dediler: Sen kimsin?
öyle ki, bizi gönderenlere cevap
verelim. Kendin için ne diyorsun?
23 Ben, Yeşaya peygamberin dediği
gibi, Rab'bin yolunu düzeltin, diye
çölde bağıranın sesiyim, dedi.
24 Ve gönderilenler Ferisiler'dendi.
25 Ve ona sorup kendisine dediler:
Öyleyse, sen ne Mesih, ne İlyas, ne de
o peygambersen, neden vaftiz edi-
yorsun?
26 Yuhanna onlara cevap verip dedi:
Ben suyla vaftiz ediyorum, ama ara-
nızda tanımadığınız biri duruyor;
27 Benden sonra gelip benden önce-
liği olan odur, ben onun çarığının
bağını çözmeye layık değilim.
28 Bu şeyler Ürdün'ün ötesinde olan
Beytabara'da, Yuhanna'nın vaftiz et-
tiği yerde oldu.
29 Yuhanna ertesi gün İsa'nın ken-
disine doğru geldiğini görerek dedi:
İşte dünyanın günahını kaldıran Tanrı
Kuzusu.
30 Kendisi için, Benden sonra bir
adam geliyor ki, benden önceliği var;
çünkü o benden önce vardı, dediğim
kişi budur.
31 Ve ben onu tanımıyordum; ama o
İsrail'e açıklansın diye ben suyla
vaftiz ederek geldim.
32 Ve Yuhanna tanıklık edip dedi:
Ruh'un güvercin gibi gökten indiğini
gördüm, ve onun üzerinde durdu.
33 Ve ben onu tanımıyordum, ama
suyla vaftiz etmek için beni gönderen,
kendisi bana, Ruh'un kimin üzerine
inip durduğunu görürsen, Kutsal
Ruh'la vaftiz eden odur, dedi.
34 Ben de gördüm ve Tanrı'nın Oğlu
budur diye tanıklık ettim.
35 Ertesi gün Yuhanna yine duru-
yordu, ve öğrencilerinden ikisi de;
36 Ve İsa'ya yürürken bakarak, İşte
Tanrı Kuzusu! dedi.
37 Ve iki öğrenci onu konuşurken
işitip İsa'nın ardından gittiler.
38 Ve İsa dönüp ardından geldiklerini
görünce onlara, Ne arıyorsunuz?
dedi. Onlar ona, Rabbi, (ki tercüme
olunursa, Öğretmen, demektir,) nere-
de oturuyorsun? dediler.
39 Onlara, Gelin de görün, dedi.
Gidip onun nerede oturduğunu gördü-
ler, ve o gün onunla kaldılar; çünkü
onuncu saat sularıydı.
40 Yuhanna'nın dediğini işitip onun
ardından giden iki kişiden biri Simon
Petros'un kardeşi Andreas idi.
41 O önce kendi kardeşi Simon'u bu-
lup ona dedi: Biz Mesih'i bulduk, ki
çevirisi, Hristos'tur.
42 Ve onu İsa'ya getirdi. İsa da ona
bakıp dedi: Sen Yuna oğlu Simon'-
sun, Kifas diye çağrılacaksın, ki çevi-
risi, Taş'tır.
43 Ertesi gün İsa Galile'ye gitmek
isteyip Filippos'u buldu ve ona,
Ardımdan gel, dedi.
44 Filippos da Andreas ile Petros'un
kenti olan Beytsayda'dandı.
45 Filippos Natanael'i bulup ona
dedi: Musa'nın yasada ve peygamber-
lerin de hakkında yazdıkları kişiyi,
Yusuf'un oğlu Nazaretli İsa'yı bulduk.
46 Ve Natanael ona, Nazaret'ten iyi
bir şey çıkabilir mi? dedi. Filippos
ona, Gel de gör, dedi.
47 İsa Natanael'in kendisine doğru
geldiğini görüp onun için, İşte kendi-
sinde hile olmayan gerçek bir İsrailli!
dedi.
48 Natanael ona, Beni nereden tanı-
yorsun? dedi. İsa cevap verip ona
dedi: Filippos seni çağırmadan önce,
sen incir ağacının altındayken, seni
gördüm.
49 Natanael cevap verip ona dedi:
Rabbi, sen Tanrı'nın Oğlu'sun; sen
İsrail'in Kralı'sın.
50 İsa cevap verip ona dedi: Sana,
Seni incir ağacının altında gördüm,
dediğim için mi inanıyorsun? bunlar-
dan daha büyük şeyler göreceksin.
51 Ve ona dedi: Doğrusu, doğrusu
size derim, Bundan sonra göğün açıl-
dığını ve Tanrı'nın meleklerinin İn-
sanoğlu üzerinde yükselip indiklerini
göreceksiniz.
Yuhanna 2
Ve üçüncü gün Galile'nin Kana
kentinde bir düğün vardı; ve İsa'nın
annesi oradaydı;
2 İsa ve öğrencileri de düğüne çağrıl-
mışlardı.
3 Ve şarap tükenince İsa'nın annesi
ona, Şarapları kalmadı, dedi.
4 İsa ona, Kadın, benden sana ne?
benim saatim daha gelmedi, dedi.
5 Annesi hizmetçilere, Size ne derse
yapın, dedi.
6 Ve Yahudiler'in geleneksel temizliği
için oraya konmuş, her biri seksenle
yüz yirmi litre alan altı taş su küpü
vardı.
7 İsa onlara, Küpleri suyla doldurun,
dedi. Ve onları ağızlarına kadar dol-
durdular.
8 Ve onlara, Şimdi bundan alın, ve
şölen başkanına götürün, dedi. Onlar
da götürdüler.
9 Şölen başkanı şarap olmuş suyu
tadınca, ve onun nereden olduğunu
bilmiyordu, (oysa suyu çıkaran hiz-
metçiler biliyorlardı;) şölen başkanı
güveyi çağırıp
10 Ona dedi: Herkes önce iyi şarabı,
çok içildikten sonra da kötüsünü
sunar; ama sen iyi şarabı şimdiye dek
sakladın.
11 Mucizelerin bu başlangıcını İsa
Galile'nin Kana kentinde yaptı, ve
yüceliğini gösterdi; öğrencileri de ona
iman ettiler.
12 Bundan sonra Kapernahum'a
indi, kendisi, ve annesi, ve kardeşleri,
ve öğrencileri; ve orada birkaç gün
kaldılar.
13 Ve Yahudiler'in Fısıh bayramı
yakındı, İsa da Yeruşalem'e çıktı,
14 Ve tapınakta sığır ve koyun ve
güvercin satanlarla para bozanları
oturmakta buldu;
15 Ve iplerden bir kamçı yapıp hepsi-
ni, koyunları da sığırları da tapınak-
tan kovdu; ve para bozanların para-
larını döktü ve masalarını devirdi;
16 Ve güvercin satanlara, Bu şeyleri
buradan kaldırın; Babam'ın evini bir
ticaret evi yapmayın, dedi.
17 Öğrencileri de, Senin evinin gay-
reti beni yiyip bitirmiştir, diye yazıl-
mış olduğunu hatırladılar.
18 Bunun üzerine Yahudiler cevap
verip ona dediler: Mademki bu şeyleri
yapıyorsun, bize ne belirti gösterirsin?
19 İsa cevap verip onlara dedi: Bu
tapınağı yıkın, ve üç günde ben onu
yeniden yükselteceğim.
20 Bunun üzerine Yahudiler, Bu tapı-
nak kırk altı yılda yapıldı, ve sen onu
üç günde mi yükselteceksin? dediler.
21 Ama o, bedeninin tapınağından
söz ediyordu.
22 Onun için ölülerden dirildiği za-
man, öğrencileri bunu kendilerine
söylediğini hatırladılar; ve yazıya ve
İsa'nın söylediği söze iman ettiler.
23 Ve Fısıh'ta, bayram gününde, o
Yeruşalem'deyken, yaptığı mucizeleri
görerek birçokları onun adına iman
ettiler.
24 Ama İsa kendini onlara emanet
etmedi, çünkü bütün insanları bili-
yordu,
25 Ve insan hakkında kimsenin tanık-
lık etmesine ihtiyacı yoktu; çünkü
kendisi insanın içinde ne olduğunu
biliyordu.
Yuhanna 3
Nikodimos adlı, Ferisiler'den bir adam,
Yahudiler'in bir önderi vardı;
2 Bu adam geceleyin İsa'ya gelip ona
dedi: Rabbi, senin Tanrı'dan gelmiş
bir öğretmen olduğunu biliyoruz;
çünkü Tanrı kendisiyle olmadıkça hiç
kimse senin yaptığın bu mucizeleri
yapamaz.
3 İsa cevap verip ona dedi: Doğrusu,
doğrusu sana derim, Bir kimse yeni-
den doğmadıkça, Tanrı'nın krallığını
göremez.
4 Nikodimos ona dedi: Yaşlanmış bir
adam nasıl doğabilir? annesinin rah-
mine ikinci kez girip doğabilir mi?
5 İsa cevap verdi: Doğrusu, doğrusu
sana derim, Bir kimse sudan ve
Ruh'tan doğmadıkça Tanrı'nın kral-
liğina giremez.
6 Bedenden doğan bedendir; ve
Ruh'tan doğan ruhtur.
7 Sana, Yeniden doğmalısınız, dediği-
me şaşma.
8 Rüzgâr dilediği yerde eser, ve onun
sesini işitirsin, ama nereden gelip
nereye gittiğini bilmezsin; Ruh'tan
doğan herkes böyledir.
9 Nikodimos cevap verip ona, Bu
şeyler nasıl olabilir? dedi.
10 İsa cevap verip ona dedi: Sen
İsrail'in öğretmenisin de bu şeyleri
bilmiyor musun?
11 Doğrusu, doğrusu sana derim,
Bildiğimizi söylüyoruz, ve gördüğü-
müze tanıklık ediyoruz; ve tanıklığı-
mızı kabul etmiyorsunuz.
12 Size yeryüzüyle ilgili şeyleri söyle-
diğimde inanmazsanız, gökle ilgili
şeyleri size söylersem, nasıl inana-
caksınız?
13 Ve gökten inmiş olandan, yani
gökte olan İnsanoğlu'ndan başka hiç
kimse göğe çıkmamıştır.
14 Ve Musa çölde yılanı nasıl yu-
karı kaldırdıysa, İnsanoğlu'nun da öy-
lece yukarı kaldırılması gerekir;
15 Öyle ki, ona her kim iman ederse
mahvolmasın, ama sonsuz yaşamı
olsun.
16 Çünkü Tanrı dünyayı öyle sevdi
ki, biricik Oğlu'nu verdi, öyle ki, ona
her kim iman ederse mahvolmasın,
ama sonsuz yaşamı olsun.
17 Çünkü Tanrı, Oğlu'nu dünyayı
yargılamak için dünyaya göndermedi;
ama dünya onun aracılığıyla kurtul-
sun diye gönderdi.
18 Ona iman eden yargılanmaz;
iman etmeyen ise zaten yargılanmış-
tır, çünkü Tanrı'nın biricik Oğlu'nun
adına iman etmemiştir.
19 Yargı da şudur: dünyaya ışık
geldi, ve insanlar ışığın yerine ka-
ranlığı sevdiler, çünkü onların işleri
kötüydü.
20 Çünkü kötülük yapan herkes ışık-
tan nefret eder, ve işleri açığa çık-
masın diye ışığa gelmez.
21 Ama gerçeği uygulayan kişi, işleri
Tanrı'da yapıldığı belli olsun diye
ışığa gelir.
22 Bundan sonra İsa'yla öğrencileri
Yahudiye diyarına geldiler; ve orada
onlarla kalıyor ve vaftiz ediyordu.
23 Ve Yuhanna da Salim yakınında
Aynun'da vaftiz ediyordu, çünkü
orada bol su vardı; ve gelip vaftiz
oluyorlardı.
24 Çünkü Yuhanna henüz hapse atıl-
mamıştı.
25 O zaman Yuhanna'nın bazı öğ-
rencileriyle Yahudiler arasında temiz-
lenme konusunda bir tartışma çıktı.
26 Ve Yuhanna'ya gelip ona dediler:
Rabbi, Ürdün ötesinde seninle birlikte
olan, kendisi için tanıklık ettiğin kişi,
işte o vaftiz ediyor ve herkes ona
geliyor.
27 Yuhanna cevap verip dedi: İnsan,
kendisine gökten verilmedikçe hiçbir
şey alamaz.
28 Ben Mesih değilim, ama onun
önünce gönderildim, dediğime siz
kendiniz bana tanıklık edersiniz.
29 Gelin kiminse, güvey odur; ama
ayakta duran ve onu dinleyen güveyin
arkadaşı, güveyin sesinden çok se-
vinir; bunun için benim bu sevincim
tamam oldu.
30 Ona büyümek, banaysa küçülmek
gerekir.
31 Yukarıdan gelen hepsinden üstün-
dür; yerden olan yerseldir ve yerden
konuşur; gökten gelen hepsinden
üstündür.
32 Ve ne görmüş ve işitmişse buna
tanıklık eder; ve tanıklığını kimse
kabul etmez.
33 Onun tanıklığını kabul eden,
Tanrı'nın gerçek olduğunu mührünü
basmıştır.
34 Çünkü Tanrı'nın gönderdiği kişi
Tanrı'nın sözlerini söyler; çünkü
Tanrı ona Ruh'u ölçüyle vermez.
35 Baba Oğul'u sever ve her şeyi onun
eline vermiştir.
36 Oğul'a iman edenin sonsuz yaşamı
vardır; Oğul'a inanmayan ise yaşamı
görmeyecektir; ama Tanrı'nın gazabı
onun üzerinde kalır.
Yuhanna 4
Ferisiler'in İsa'nın Yuhanna'dan daha
çok öğrenci edinip vaftiz ettiğini
duyduklarını Rab öğrenince,
2 (Oysa İsa'nın kendisi değil, ama
öğrencileri vaftiz ediyordu,)
3 Yahudiye'den ayrılıp yine Galile'ye
gitti.
4 Ve Samiriye'den geçmesi gerekti;
5 Böylece Yakup'un oğlu Yusuf'a ver-
diği toprağa yakın olan Samiriye'nin
Sihar denilen kentine geldi.
6 Yakub'un kuyusu da oradaydı.
Onun için İsa yolculuktan yorulmuş
olarak kuyunun yanına böylece otur-
muştu; altıncı saat sularıydı.
7 Samiriyeli bir kadın su çekmeye
geldi; İsa ona, Bana su ver, içeyim,
dedi.
8 (Çünkü öğrencileri yiyecek satın
almak için kente gitmişlerdi.)
9 Samiriyeli kadın da ona dedi: Sen
Yahudi'sin, bense Samiriyeli bir kadı-
nım, nasıl oluyor da benden su istiyor-
sun? çünkü Yahudiler'in Samiriyeli-
ler'le ilişkileri yoktur.
10 İsa cevap verip ona dedi: Eğer sen
Tanrı'nın armağanını ve sana, Bana
su ver, içeyim, diyenin kim olduğunu
bilseydin, sen ondan isterdin, o da
sana diri su verirdi.
11 Kadın ona dedi: Efendi, su çekecek
bir şeyin yok, kuyu da derin, böyle
olunca sende nereden o diri su olur?
12 Sen bu kuyuyu bize vermiş, ken-
disi, ve çocukları, ve davarları ondan
içmiş olan atamız Yakup'tan daha
büyük müsün?
13 İsa cevap verip ona dedi: Bu sudan
her içen yine susayacak;
14 Oysa kendisine benim vereceğim
sudan her kim içerse sonsuza dek
susamaz; ama ona vereceğim su ken-
disinde sonsuz yaşam için fışkıran bir
su kaynağı olacak.
15 Kadın ona dedi: Efendi, bu suyu
bana ver, böylece ne susayayım, ne de
su çekmek için buraya geleyim.
16 İsa ona, Git, kocanı çağır, ve
buraya gel, dedi.
17 Kadın cevap verip, Kocam yoktur,
dedi. İsa ona dedi: Kocam yoktur
demekle iyi söyledin,
18 Çünkü beş kocaya vardın; ve şimdi
sendeki, kocan değildir; bunda doğru
konuştun.
19 Kadın ona dedi: Efendi, görüyo-
rum ki, sen bir peygambersin.
20 Atalarımız bu dağda tapındılar;
ama sizler tapınılması gereken yer
Yeruşalem'dedir dersiniz.
21 İsa ona dedi: Kadın, bana inan,
saat geliyor ki, o zaman Baba'ya ne
bu dağda, ne de Yeruşalem'de tapına-
caksınız.
22 Siz bilmediğinize tapınıyorsunuz;
biz bildiğimize tapınıyoruz; çünkü
kurtuluş Yahudiler'dendir.
23 Ama gerçek tapınıcıların Baba'ya
ruhta ve gerçekte tapınacakları saat
geliyor, ve şimdidir; çünkü Baba
kendisine böyle tapınanları arıyor.
24 Tanrı Ruh'tur; ve ona tapınanların
ruhta ve gerçekte tapınmaları gerek-
tir.
25 Kadın ona dedi: Biliyorum ki,
Hristos denilen Mesih gelecektir; o
gelince, bize her şeyi bildirecektir.
26 İsa ona, Seninle konuşan ben,
oyum, dedi.
27 Ve bunun üzerine öğrencileri ge-
lip kadınla konuşmasına şaştılar; bu-
nunla birlikte hiç biri, Ne arıyorsun?
ya da, O kadınla neden konuşuyor-
sun? demedi.
28 Sonra kadın su testisini bıraktı ve
kente gidip halka dedi:
29 Gelin, yapmış olduğum her şeyi
bana söyleyen adamı görün; acaba
Mesih bu mudur?
30 Onlar da kentten çıkıp ona geli-
yorlardı.
31 Bu arada öğrencileri, Rabbi, ye,
diye rica ediyorlardı.
32 Ama o onlara, Benim, sizin bilme-
diğiniz bir yiyeceğim var, dedi.
33 Bu nedenle öğrenciler birbirlerine,
Acaba biri ona yiyecek mi getirdi?
dediler.
34 İsa onlara dedi: Benim yemeğim
beni gönderenin isteğini yapmak ve
onun işini tamamlamaktır.
35 Sizler, Ekinleri biçmeye daha dört
ay var, demiyor musunuz? işte, size
diyorum, Gözlerinizi kaldırın ve
tarlalara bakın; çünkü zaten biçilmek
üzere ağarmışlar.
36 Ve biçen ücret alır, ve sonsuz
yaşam için ürün toplar; öyle ki, eken
de, biçen de birlikte sevinsinler.
37 Çünkü, Biri eker, başkası biçer,
sözü bunda doğrudur.
38 Ben sizi emek vermediğiniz şeyi
biçmeye gönderdim; başkaları emek
verdiler, ve siz onların emeğine gir-
diniz.
39 Ve o kentten olan Samiriyeli-
ler'in birçoğu, Yaptığım her şeyi bana
söyledi, diye tanıklık eden kadının
sözü üzerine ona iman ettiler.
40 Böylece Samiriyeliler ona geldik-
leri zaman, yanlarında kalması için
ona yalvardılar; o da orada iki gün
kaldı.
41 Ve kendi sözü üzerine daha bir-
çokları iman etti;
42 Ve kadına dediler: Bizim iman
etmemiz artık senin söylemenle değil;
çünkü biz kendimiz işittik ve biliyoruz
ki, gerçekten dünyanın kurtarıcısı,
Mesih budur.
43 Ve iki gün sonra oradan ayrılıp
Galile'ye gitti.
44 Çünkü İsa'nın kendisi, bir pey-
gamberin kendi memleketinde saygın-
lığı olmadığına tanıklık etmişti.
45 Ve Galile'ye geldiği zaman, bay-
ramda onun Yeruşalem'de yaptığı her
şeyi görmüş olan Galileliler onu kabul
ettiler; çünkü onlar da bayrama git-
mişlerdi.
46 Bunun üzerine İsa yine, suyu şarap
yaptığı Galile'nin Kana kentine geldi.
Ve orada bir saray görevlisi vardı;
oğlu Kapernahum'da hastaydı.
47 İsa'nın Yahudiye'den Galile'ye gel-
diğini işitince yanına vardı ve inip
oğlunu iyileştirmesi için ona yalvardı;
çünkü ölmek üzereydi.
48 O zaman İsa ona, Belirtiler ve
harikalar görmedikçe iman etmeye-
ceksiniz, dedi.
49 Saray görevlisi ona, Efendi, ço-
cuğum ölmeden önce in, dedi.
50 İsa ona, Git, oğlun yaşıyor, dedi.
Ve adam İsa'nın kendisine söylediği
söze iman edip gitti.
51 Ve o daha inerken köleleri onu
karşılayıp, Oğlun yaşıyor, diye haber
verdiler.
52 O zaman onlara onun iyileşmeye
başladığı saati sordu. Onlar da kendi-
sine, Dün yedinci saatte ateşi düştü,
dediler.
53 Böylece baba, İsa'nın kendisine,
Oğlun yaşıyor, dediği saatte olduğunu
anladı; ve kendisi ile bütün ev halkı
iman etti.
54 Bu da İsa'nın Yahudiye'den Gali-
le'ye gelişinde yaptığı ikinci mucize-
dir.
Yuhanna 5
Bundan sonra Yahudiler'in bir bayra-
mı vardı; ve İsa Yeruşalem'e çıktı.
2 Ve Yeruşalem'de koyun kapısı ya-
nında, İbranice'de Beythesta denilen
beş eyvanlı bir havuz vardır.
3 Bunlarda, kör, topal, beden üyeleri
kurumuş hastalardan büyük bir kala-
balık yatıyor, suyun çalkalanmasını
bekliyordu.
4 Çünkü zaman zaman bir melek
havuzun içine iner suyu çalkalardı; ve
su çalkalandıktan sonra içine ilk giren
tutulduğu her hangi bir hastalıktan
kurtulurdu.
5 Ve orada otuz sekiz yıldan beri
hastalık çeken bir adam vardı.
6 İsa onu yatmakta görüp onun uzun
zamandır bu durumda olduğunu bile-
rek ona, İyi olmak ister misin? dedi.
7 Hasta ona cevap verdi: Efendi, su
çalkalandığı zaman beni havuza ko-
yacak bir kimsem yok; ve ben gelir-
ken başkası benden önce iniyor.
8 İsa ona, Kalk, döşeğini kaldır ve
yürü, dedi.
9 Ve adam hemen iyi oldu, ve döşe-
ğini kaldırıp yürüdü; ve o gün Sept
günüydü.
10 Bunun için Yahudiler iyileşene,
Bugün Sept günü; döşeğini kaldır-
man yasaktır, dediler.
11 O onlara cevap verdi: Beni iyi
eden, o bana, Döşeğini kaldır ve yürü,
dedi.
12 O zaman ona sordular: Sana,
Döşeğini kaldır ve yürü, diyen adam
kim?
13 İyileşen adam ise onun kim ol-
duğunu bilmiyordu; çünkü o yerde
kalabalık olduğundan İsa çekilmişti.
14 Bundan sonra İsa onu tapınakta
bulup kendisine, Bak, iyi oldun; artık
günah işleme ki başına daha kötü bir
şey gelmesin, dedi.
15 Adam gidip kendisini iyi edenin
İsa olduğunu Yahudiler'e bildirdi.
16 Ve bu yüzden Yahudiler İsa'ya
zulmediyor, ve onu öldürmeye çalı-
şıyorlardı, çünkü bu şeyleri Sept
gününde yapmıştı.
17 Ama İsa onlara cevap verdi:
Babam şimdiye dek çalışmaktadır,
ben de çalışıyorum.
18 İşte bu yüzden Yahudiler onu
öldürmeye daha çok çalışıyorlardı,
çünkü yalnız Sept gününü bozmakla
kalmamıştı, aynı zamanda Tanrı'nın
kendi Babası olduğunu söyleyerek
kendisini Tanrı'ya eşit kılıyordu.
19 Bunun için İsa cevap verip onlara
dedi: Doğrusu, doğrusu size derim,
Baba'nın yaptığını gördüğü şeyden
başka Oğul kendiliğinden hiçbir şey
yapamaz; çünkü o ne şeyler yaparsa,
Oğul da onları öylece yapar.
20 Çünkü Baba Oğul'u sever ve
yaptıklarının hepsini ona gösterir; ve
sizler şaşasınız diye ona bunlardan
daha büyük işler de gösterecektir.
21 Çünkü Baba nasıl ölüleri diriltip
onlara yaşam veriyorsa; Oğul da dile-
diği kimselere öylece yaşam verir.
22 Çünkü Baba kimseyi yargılamaz,
ama tüm yargılamayı Oğul'a vermiş-
tir;
23 Öyle ki, herkes Baba'ya saygi
gösterdiği gibi Oğul'a saygı göstersin.
Oğul'a saygı göstermeyen, onu gönde-
ren Baba'ya saygı göstermez.
24 Doğrusu, doğrusu size derim, Be-
nim sözümü dinleyenin ve beni gön-
derene iman edenin sonsuz yaşamı
vardır, ve yargılanmaz; ama ölümden
yaşama geçmiştir.
25 Doğrusu, doğrusu size derim, Ölü-
lerin Tanrı Oğlu'nun sesini işitecekleri
saat geliyor, ve şimdidir; ve işitenler
yaşayacaklar.
26 Çünkü Baba'nın kendisinde yaşam
olduğu gibi; böylece Oğul'a da ken-
disinde yaşam olmayı verdi.
27 Ve ona yargı uygulama yetkisini
de verdi, çünkü o İnsanoğlu'dur.
28 Buna şaşmayın; çünkü saat geliyor
ki, mezarda olanların hepsi onun
sesini işitecekler,
29 Ve iyilik yapanlar yaşam dirilişi-
ne, ve kötülük yapanlar yargı dirilişi-
ne çıkacaklar.
30 Ben kendiliğimden hiçbir şey
yapamam, işittiğim gibi yargılarım;
ve benim yargım adildir; çünkü ben
kendi isteğimi değil, ama beni gön-
deren Baba'nın isteğini ararım.
31 Eğer kendim için ben tanıklık eder-
sem, tanıklığım doğru değildir.
32 Benim için tanıklık eden başka
biri vardır; ve onun benim için ettiği
tanıklığın doğru olduğunu biliyorum.
33 Siz Yuhanna'ya adamlar gönderdi-
niz, ve o gerçeğe tanıklık etti.
34 Ben ise insandan tanıklık kabul
etmem; ama kurtulasınız diye bu
şeyleri söylüyorum.
35 O, yanan ve ışık saçan bir çıraydı;
siz de onun ışığında bir süre için
sevinmek istediniz.
36 Ama benim, Yuhanna'nınkinden
daha büyük tanıklığım var; çünkü
tamamlamam için Baba'nın bana
verdiği işler, şu yaptığım işler, beni
Baba'nın gönderdiğine tanıklık edi-
yor.
37 Beni gönderen Baba kendisi de
benim için tanıklık etmiştir. Siz hiçbir
zaman ne onun sesini işittiniz, ne de
onun şeklini gördünüz.
38 Ve onun sözü içinizde kalmıyor;
çünkü onun gönderdiği kişiye iman
etmiyorsunuz.
39 Yazıları araştırın; çünkü onlarda
sonsuz yaşama sahip olduğunuzu
sanıyorsunuz; bana tanıklık eden de
onlardır.
40 Ve siz yaşama kavuşmak için bana
gelmek istemiyorsunuz.
41 İnsanlardan yücelik kabul etmiyo-
rum.
42 Ama sizi biliyorum, içinizde Tanrı
sevgisi yoktur.
43 Ben Babam'ın adıyla geldim ve
beni kabul etmiyorsunuz; eğer başka
biri kendi adıyla gelirse, onu kabul
edeceksiniz.
44 Birbirinizden yücelik kabul eden
ve tek olan Tanrı'dan gelen yüceliği
aramayan sizler nasıl iman edebilir-
siniz?
45 Sanmayın ki, sizi Baba'nın önünde
suçlayacağım, sizi suçlayan biri var,
kendisine umut bağladığınız Musa.
46 Çünkü Musa'ya iman etmiş olsay-
dınız, bana da iman ederdiniz; çünkü
o benim hakkımda yazmıştır.
47 Ama onun yazılarına iman etmez-
seniz, benim sözlerime nasıl iman
edeceksiniz?
Yuhanna 6
Bu şeylerden sonra İsa Taberiye diye
tanınan Galile denizinin karşı yaka-
sına gitti.
2 Ve büyük bir kalabalık onun ardın-
dan gidiyordu, çünkü hastalar üzerin-
de yaptığı mucizelerini görmüşlerdi.
3 Ve İsa dağa çıkıp orada öğrenci-
leriyle birlikte oturdu.
4 Ve Yahudiler'in Fısıh bayramı ya-
kındı.
5 Ve İsa gözlerini kaldırıp büyük bir
kalabalığın kendisine doğru geldiğini
görünce Filippos'a, Bunların yemesi
için nereden ekmek alalım? dedi.
6 Bunu da onu denemek için söyledi,
çünkü kendisi ne yapacağını bili-
yordu.
7 Filippos ona cevap verdi: Her biri-
nin az bir şey alması için iki yüz
dinarlık ekmek bile yetmez.
8 Öğrencilerinden biri, Simon Petros'-
un kardeşi Andreas ona dedi:
9 Burada beş arpa ekmeğiyle iki kü-
çük balığı olan bir çocuk var, ama bu
kadar adam için bunlar nedir ki?
10 Ve İsa, Adamları yere oturtun,
dedi. O yerde bol çimen vardı. Böy-
lece, sayısı yaklaşık beş bini bulan
adam yere oturdu.
11 Ve İsa ekmekleri aldı, ve teşekkür
sunduktan sonra ögrencilere dağıttı,
ögrenciler de oturanlara; bunun gibi,
balıklardan da istedikleri kadar verdi.
12 Onlar doyunca öğrencilerine, Ar-
takalan parçaları toplayın, hiçbir şey
ziyan olmasın, dedi.
13 Onlar da topladılar, ve beş arpa
ekmeğini yiyenlerden artakalan par-
çalarla on iki küfe doldurdular.
14 O zaman o adamlar, İsa'nın yaptı-
ğı mucizeyi görünce, Gerçekten dün-
yaya gelecek olan peygamber budur,
dediler.
15 İsa da onların gelip kendisini kral
yapmak için zorla götüreceklerini
bildiğinden, yalnız başına yine dağa
çekildi.
16 Ve akşam olunca öğrencileri deni-
ze indiler,
17 Ve bir kayığa binip denizin karşı
yakasına, Kapernahum'a doğru yol
aldılar. Ve zaten karanlık basmıştı, ve
İsa henüz yanlarına gelmemişti.
18 Güçlü bir rüzgâr estiğinden deniz
kabarıyordu.
19 Böylece yaklaşık üç dört mil kürek
çektikten sonra, İsa'nın deniz üstünde
yürüyerek kayığa yaklaştığını gördü-
ler; ve korktular.
20 Ama o onlara, Ben'im, korkmayın,
dedi.
21 Bunun üzerine onu kayığa almak
istediler, ve kayık hemen gitmekte
oldukları karaya vardı.
22 Ertesi gün denizin karşı yakasın-
da duran halk gördü ki, orada öğren-
cilerinin bindiği kayıktan başka kayık
yoktur, ve İsa öğrencileriyle birlikte
kayığa binmemişti, ama öğrencileri
yalnız gitmişlerdi;
23 (Ama Rab teşekkür sunduktan
sonra ekmek yedikleri yerin yakınına
Taberiye'den başka kayıklar geldi;)
24 Halk İsa'nın ve öğrencilerinin ora-
da olmadığını görünce, kendileri de
kayıklara binerek Kapernahum'a,
İsa'yı aramaya gitti.
25 Ve onu denizin karşı yakasında
bulunca kendisine, Rabbi, buraya ne
zaman geldin? dediler.
26 İsa onlara cevap verip dedi: Doğ-
rusu, doğrusu size derim, Mucizeler
gördüğünüz için değil, ama ekmek-
lerden yiyip doyduğunuz için beni
arıyorsunuz.
27 Geçici olan yiyecek için değil, ama
sonsuz yaşama kalıcı olan yiyecek
için çalışın, bunu size İnsanoğlu vere-
cek, çünkü Baba Tanrı ona mührünü
basmıştır.
28 O zaman ona, Tanrı'nın işlerini iş-
lemek için biz ne yapalım? dediler.
29 İsa cevap verip onlara dedi: Tanrı'-
nın işi şudur: onun gönderdiği kişiye
iman edesiniz.
30 Bunun üzerine ona dediler: Öy-
leyse ne belirti yapacaksın ki, görüp
sana iman edelim? Ne yapacaksın?
31 Atalarımız çölde man yediler, ya-
zılmış olduğu gibi, Yemeleri için on-
lara gökten ekmek verdi.
32 İsa da onlara dedi: Doğrusu, doğ-
rusu size derim, Gökten ekmeği size
Musa vermedi; ama gökten gerçek
ekmeği size Babam verir.
33 Çünkü Tanrı'nın ekmeği, gökten
inen ve dünyaya yaşam verendir.
34 Onlar da ona, Ya Rab, bize bu
ekmeği her zaman ver, dediler.
35 Ve İsa onlara dedi: Yaşam ekmeği
ben'im, bana gelen asla acıkmaz; ve
bana iman eden hiçbir zaman susa-
maz.
36 Ama ben size dedim ki, Beni
gördünüz, yine de iman etmiyorsu-
nuz.
37 Baba'nın bana verdiklerinin hepsi
bana gelecektir; ve bana geleni asla
dışarı atmam.
38 Çünkü kendi isteğimi değil, ama
beni gönderenin isteğini yapmak için
gökten indim.
39 Ve beni gönderen Baba'nın isteği
şudur: bana verdiklerinden hiçbirini
yitirmeyeyim, ama son günde onu
dirilteyim.
40 Ve beni gönderenin isteği şudur:
Oğul'u gören ve ona iman eden
herkesin sonsuz yaşamı olsun; ben de
onu son günde dirilteceğim.
41 Bunun üzerine, Gökten inen ek-
mek ben'im, dediği için Yahudiler ona
karşı söylenmeye başladılar.
42 Ve dediler: Annesini ve babasını
tanıdığımız, Yusuf oğlu İsa değil mi
bu? nasıl oluyor da, Ben gökten in-
dim, diyor?
43 Onun için İsa cevap verip onlara
dedi: Aranızda söylenmeyin.
44 Beni gönderen Baba onu çek-
medikçe, kimse bana gelemez; ben de
onu son günde dirilteceğim.
45 Peygamberlerde yazılıdır: Ve on-
ların hepsi Tanrı tarafından öğretil-
miş olacaklar. Onun için Baba'dan
işiten ve öğrenen herkes bana gelir.
46 Bu, kimsenin Baba'yı gördüğü
anlamına gelmez; ancak Tanrı'dan
olan Baba'yı görmüştür.
47 Doğrusu, doğrusu size derim,
Bana iman edenin sonsuz yaşamı
vardır.
48 Yaşam ekmeği ben'im.
49 Atalarınız çölde man yediler, ve
öldüler.
50 Bir kimse ondan yesin ve ölmesin
diye gökten inen ekmek budur.
51 Gökten inmiş olan diri ekmek
ben'im, eğer bir kimse bu ekmekten
yerse, sonsuza dek yaşayacak; ve
benim vereceğim ekmek, dünyanın
yaşamı için vereceğim bedenimdir.
52 Bunun üzerine Yahudiler, Bu
adam yememiz için bedenini bize
nasıl verebilir? diye birbiriyle çekiş-
tiler.
53 Bunun üzerine İsa onlara dedi:
Doğrusu, doğrusu size derim, İn-
sanoğlu'nun bedenini yiyip kanını
içmedikçe sizde yaşam olmayacak.
54 Bedenimi yiyenin ve kanımı içenin
sonsuz yaşamı vardır; ben de onu son
günde dirilteceğim.
55 Çünkü bedenim gerçek yiyecek,
kanım da gerçek içecektir.
56 Bedenimi yiyip kanımı içen bende
kalır, ben de onda.
57 Diri olan Baba beni gönderdiği ve
ben Baba'nın aracılığıyla yaşadığım
gibi, beni yiyen de benim aracılığımla
yaşayacaktır.
58 Gökten inmiş olan ekmek budur,
atalarınız man yiyip öldükleri gibi
değil, bu ekmeği yiyen sonsuza dek
yaşar.
59 Bu şeyleri Kapernahum'da öğretir-
ken havrada söyledi.
60 Ve öğrencilerinden birçoğu bunu
işitince, Bu söz çetindir, bunu kim
dinleyebilir? dediler.
61 İsa öğrencilerinin bu konuda söy-
lendiklerini içinden bilerek onlara
dedi: Bu sizi tökezlendiriyor mu?
62 Ya İnsanoğlu'nun önceden bulun-
duğu yere yükseldiğini görürseniz...?
63 Yaşam veren ruhtur, beden hiçbir
şeye yaramaz, size söylediğim sözler
ruhtur, ve yaşamdır.
64 Ama sizden bazıları var ki, iman
etmiyorlar. Çünkü İsa iman etmeyen-
lerin ve kendisini ele verecek olanın
kim olduğunu başlangıçtan biliyordu.
65 Ve dedi: Bunun için size dedim ki,
Babam'dan kendisine verilmedikçe
kimse bana gelemez.
66 Bunun üzerine öğrencilerinden
birçoğu geri döndüler, ve artık onunla
yürümediler.
67 İsa o zaman onikilere, Siz de mi
gitmek istiyorsunuz? dedi.
68 Simon Petros ona cevap verdi: Ya
Rab, biz kime gideceğiz? sonsuz
yaşamın sözleri sendedir.
69 Biz de iman ettik ve biliyoruz ki,
sen diri Tanrı'nın Oğlu Mesih'sin.
70 İsa onlara cevap verdi: Siz Oniki-
leri ben seçmedim mi? ve sizden biri
iblistir.
71 Simon'un oğlu Yahuda İskariyot'-
tan söz ediyordu, çünkü Onikilerden
biri olup onu ele verecek olan oydu.
Yuhanna 7
Bu şeylerden sonra İsa Galile'de ge-
ziyordu; çünkü Yahudiler onu öldür-
meye çalıştıkları için Yahudiye'de
gezmek istemiyordu.
2 Yahudiler'in Çardak Kurma bayra-
mı yaklaşmıştı.
3 Bunun için kardeşleri ona dediler:
Buradan çık, ve Yahudiye'ye git ki,
öğrencilerin de yaptığın işleri görsün-
ler.
4 Çünkü kendini açıkça tanıtmak
isteyen kimse gizlide bir şey yapmaz.
Eğer sen bu şeyleri yapıyorsan, ken-
dini dünyaya göster.
5 Çünkü kardeşleri bile ona iman
etmiyorlardı.
6 İsa onlara dedi: Benim zamanım
daha gelmedi, ama sizin zamanınız
her zaman hazırdır.
7 Dünya sizden nefret edemez, ama
benden nefret eder, çünkü ben onun
hakkında, işleri kötü olduğuna tanık-
lık ediyorum.
8 Siz bu bayrama çıkın, ben bu
bayrama daha çıkmam, çünkü benim
zamanım daha dolmadı.
9 Onlara bu sözleri söyleyerek Ga-
lile'de kaldı.
10 Ne var ki, kardeşleri bayrama
çıkınca, o zaman kendisi de, açıkça
değil, ama gizlice imiş gibi çıktı.
11 Yahudiler de onu bayram yerinde
arıyor ve, O nerede? diyorlardı.
12 Ve halk arasında kendisi için çok
mırıldanmalar oldu; bazıları, İyi
adamdır, diyordu; başkaları, Hayır,
ama halkı saptırıyor, diyorlardı.
13 Ama Yahudiler'in korkusundan
hiç kimse ondan açıkça söz etmi-
yordu.
14 Artık bayramın yarısı geçince,
İsa tapınağa çıktı, ve öğretiyordu.
15 Ve Yahudiler şaşırmışlardı, Bu
adam öğrenim görmeden nasıl bilgili
olabilir? diyorlardı.
16 İsa onlara cevap verip dedi:
Öğretişim benim değil, ama beni
gönderenindir,
17 Eğer bir kimse onun isteğini uygu-
lamak isterse, bu öğretişin Tanrı'dan
mı olduğunu, yoksa kendiliğimden mi
konuştuğumu bilecektir.
18 Kendiliğinden konuşan kendi yü-
celiğini arar, ama kendisini göndere-
nin yüceliğini arayan, o doğrudur, ve
onda haksızlık yoktur.
19 Musa size yasayı vermedi mi? yine
de hiçbiriniz yasayı uygulamıyorsu-
nuz. Neden beni öldürmeye çalışıyor-
sunuz?
20 Halk cevap verip dedi: Sende cin
var, kim seni öldürmeye çalışıyor?
21 İsa cevap verip onlara dedi: Ben
bir iş yaptım, ve hepiniz şaşıyorsunuz.
22 Bunun için Musa size sünneti
verdi; (Musa'dan olduğu için değil,
ama atalardan olduğu için;) ve siz
Sept günü birini sünnet edersiniz.
23 Musa'nın yasası bozulmasın diye
Sept günü adam sünnet ediliyorsa;
Sept günü bir adamı tamamen iyileş-
tirdiğim için mi bana kızıyorsunuz?
24 Görünüşe göre yargılamayın, yar-
gınız adil olsun.
25 Ve Yeruşalemliler'den bazıları
dediler: Öldürmek istedikleri adam bu
değil mi?
26 Ve işte, açıkça konuşuyor, ve ona
bir şey demiyorlar. Yoksa önderler
onun gerçekten Mesih olduğunu ger-
çekten biliyorlar mı?
27 Ama biz bu adamın nereden gel-
diğini biliyoruz, oysa Mesih geldiği
zaman onun nereden geldiğini kimse
bilmeyecek.
28 O zaman İsa tapınakta öğretirken
bağırıp dedi: Hem beni tanıyorsunuz,
hem de nereden olduğumu biliyorsu-
nuz; ve ben kendiliğimden gelmedim,
ama beni gönderen gerçektir, onu siz
tanımıyorsunuz.
29 Ama ben onu tanırım, çünkü ben
ondanım, ve beni o gönderdi.
30 Bunun üzerine onu yakalamak
istediler, ama kimse ona el sürmedi,
çünkü onun saati henüz gelmemişti.
31 Halktan birçoğu da ona iman edip
dediler: Mesih gelince, bunun yaptığı
mucizelerden daha mı çok yapacak?
32 Ferisiler halkın onun hakkında
bu şeyleri mırıldandıklarını işittiler;
ve Ferisiler'le başkâhinler onu yaka-
lamak için görevliler gönderdiler.
33 Ve İsa onlara dedi: Kısa bir süre
daha sizinleyim, ve sonra beni gönde-
rene gideceğim.
34 Beni arayacaksınız ve bulmaya-
caksınız; ve benim bulunduğum yere
siz gelemezsiniz.
35 Bunun üzerine Yahudiler kendi
aralarında dediler: Nereye gidecek de
biz onu bulmayacağız? Uluslar ara-
sına dağılmış olanlara gidip Uluslar'a
mı öğretecek?
36 Beni arayacaksınız ve bulmaya-
caksınız; ve benim bulunduğum yere
siz gelemezsiniz, dediği bu söz nedir?
37 Bayramın sonuncu büyük günü İsa
ayakta durdu ve bağırıp dedi: Eğer bir
kimse susarsa bana gelsin ve içsin.
38 Yazının dediği gibi, bana iman
edenin içinden diri su ırmakları aka-
caktır.
39 (Ama bunu, kendisine iman eden-
lerin alacakları Ruh'la ilgili olarak
söyledi; çünkü Kutsal Ruh henüz ve-
rilmemişti; çünkü İsa henüz yüceltil-
memişti.)
40 Halktan birçoğu bu sözü işitince,
Gerçekten bu o peygamberdir, dedi-
ler.
41 Başkaları, Bu Mesih'tir, dediler.
Ama bazıları dediler: Mesih Galile'-
den mi gelecek?
42 Yazı, Mesih, Davut'un soyundan
ve Davut'un olduğu Beytlehem kasa-
basından gelecek, dememiş midir?
43 Böylece ondan dolayı halk ara-
sında ayrılık oldu.
44 Ve onlardan bazıları onu yakala-
mak istediler; ama hiç kimse ona el
sürmedi.
45 Bu sırada görevliler başkâhin-
lerle Ferisiler'in yanına geldiler; ve
onlara, Niçin onu getirmediniz? dedi-
ler.
46 Görevliler cevap verdiler: Hiç
kimse hiçbir zaman bu adam gibi
konuşmamıştır.
47 Bunun üzerine Ferisiler onlara ce-
vap verdiler: Yoksa siz de mi aldan-
dınız?
48 Önderlerden ya da Ferisilerden hiç
biri ona iman etti mi?
49 Ama yasayı bilmeyen bu halk
lanetlidir.
50 (Onlardan biri, geceleyin İsa'ya
gelmiş olan) Nikodimos onlara dedi:
51 Yasamız dinlemeden ve ne yap-
tığını bilmeden insanı yargılar mı?
52 Cevap verip ona dediler: Yoksa
sen de mi Galile'densin? Araştır, ve
bak, Galile'den peygamber çıkmaz.
53 Ve herkes kendi evine gitti.
Yuhanna 8
İsa da Zeytin dağına gitti.
2 Ve sabah erken yine tapınağa geldi,
ve bütün halk onun yanına geldi, o da
oturup onlara öğretmekteydi.
3 Ve yazıcılarla Ferisiler ona zinada
yakalanmış bir kadın getirdiler; ve
onu ortaya koyarak
4 Ona dediler: Öğretmen, bu kadın
zina işlerken suçüstü yakalandı.
5 Ve Musa yasada bu gibilerin taş-
lanmasını bize emretti, sen ne dersin?
6 Bunu kendisini denemek için söylü-
yorlardı, öyle ki, onu suçlu çıkarabil-
sinler. Ama İsa eğilmiş, onları duy-
mamış gibi, parmağıyla toprağa yazı
yazıyordu.
7 Ve kendisine soru sormakta devam
etmeleri üzerine doğruldu ve onlara,
Aranızda kim günahsızsa, onun üzeri-
ne taşı önce o atsın, dedi.
8 Ve yine eğilip toprağa yazmaya
koyuldu.
9 Bunu işitenler kendi vicdanlarınca
susturulup yaşlılarda başlayarak so-
nuncusuna varıncaya dek birer birer
dışarı çıktılar; ve İsa tek başına kaldı,
kadın da orta yerde duruyordu.
10 İsa doğrulup kadından başka kim-
seyi görmeyince ona, Kadın, seni suç-
layanlar nerede? kimse seni yargıla-
madı mı? dedi.
11 O da, Hiç kimse, ya Rab, dedi. Ve
İsa ona, Ben de seni yargılamıyorum,
git ve artık bundan sonra günah işle-
me, dedi.
12 Bunun ardından İsa yine onlara
seslenip dedi: Ben dünyanın ışığıyım,
benim ardımdan gelen, karanlıkta
yürümez, ama yaşam ışığına sahip
olur.
13 Ferisiler ona, Sen kendin için
tanıklık ediyorsun; tanıklığın doğru
değil, dediler.
14 İsa cevap verip onlara dedi:
Kendim için ben tanıklık ediyorsam
da tanıklığım doğrudur; çünkü nere-
den geldiğimi ve nereye gittiğimi
biliyorum; oysa siz, nereden geldiğimi
de, nereye gittiğimi de bilmiyorsunuz.
15 Siz bedene göre yargılıyorsunuz,
ben hiç kimseyi yargılamam.
16 Ve eğer ben yargılasam bile,
benim yargım doğrudur; çünkü yalnız
değilim, ama ben ve beni gönderen
Baba.
17 Ve sizin yasanızda da iki kişinin
tanıklığının doğru olduğu yazılmıştır.
18 Kendim için tanıklık eden ben'im,
beni gönderen Baba da benim için
tanıklık ediyor.
19 O zaman ona, Baban nerede?
dediler. İsa cevap verdi: Siz ne beni
tanırsınız, ne de Babam'ı, eğer beni
tanısaydınız, Babam'ı da tanırdınız.
20 İsa bu sözleri tapınakta ögretirken,
para toplanan yerde söyledi; ve kimse
onu yakalamadı; çünkü saati henüz
gelmemişti.
21 İsa yine onlara, Ben gidiyorum, ve
siz beni arayacaksınız, ve günahınız
içinde öleceksiniz; benim gittiğim
yere siz gelemezsiniz, dedi.
22 Bunun üzerine Yahudiler dediler:
Yoksa kendini mi öldürecek? çünkü,
Benim gittiğim yere siz gelemezsiniz,
diyor.
23 Ve onlara dedi: Siz aşağıdansınız,
ben yukarıdanım; siz bu dünyadan-
sınız, ben bu dünyadan değilim.
24 Bu nedenle size, günahlarınız için-
de öleceksiniz dedim; çünkü benim o
olduğuma iman etmezseniz, günahla-
rınız içinde öleceksiniz.
25 Bunun için ona, Sen kimsin? dedi-
ler. Ve İsa onlara dedi: Başlangıçtan
beri size ne söyledimse, oyum.
26 Sizinle ilgili söyleyecek ve yargı-
layacak çok şeyim var; ama beni
gönderen gerçektir, ve ben ondan
işittiklerimi dünyaya bildiriyorum.
27 Kendilerine Baba'dan söz ettiğini
anlamadılar.
28 Bunun üzerine İsa onlara dedi:
İnsanoğlu'nu yukarı kaldırdığınız za-
man bileceksiniz ki, ben oyum, ve
kendiliğimden hiçbir şey yapmıyo-
rum; ama bu şeyleri Babam'ın bana
öğrettiği gibi söylüyorum.
29 Ve beni gönderen benimledir;
Baba beni yalnız bırakmadı; çünkü
ben her zaman onu hoşnut eden
şeyleri yapıyorum.
30 Bu sözleri söylerken, birçokları
ona iman ettiler.
31 O zaman İsa, kendisine iman etmiş
olan Yahudilere dedi: Eğer benim
sözümde durursanız, gerçekten benim
öğrencilerimsiniz;
32 Ve gerçeği bileceksiniz, ve gerçek
sizi özgür kılacak.
33 Ona cevap verdiler: Biz İbra-
him'in soyuyuz, ve hiçbir zaman kim-
seye kölelik etmedik; sen nasıl, Özgür
olacaksınız, diyorsun?
34 İsa onlara cevap verdi: Doğrusu,
doğrusu size derim, Günah işleyen
herkes günahın kölesidir.
35 Ve köle evde sonsuza dek kalmaz,
ama Oğul sonsuza dek kalır.
36 Bunun için eğer Oğul sizi özgür
kılarsa, gerçekten özgür olursunuz.
37 İbrahim'in soyu olduğunuzu bili-
yorum; ama beni öldürmeye çalışı-
yorsunuz, çünkü benim sözüm içiniz-
de yer tutmuyor.
38 Ben Babam'ın yanında gördükle-
rimi söylüyorum, siz de babanızın
yanında gördüklerinizi yapıyorsunuz.
39 Onlar cevap verip kendisine: Bi-
zim babamız İbrahim'dir, dediler. İsa
onlara dedi: İbrahim'in çocukları ol-
saydınız, İbrahim'in işlerini yapardı-
nız.
40 Ama şimdi beni, Tanrı'dan işit-
tiğim gerçeği size bildiren adamı,
öldürmek istiyorsunuz; İbrahim bunu
yapmadı.
41 Siz babanızın yaptıklarını yapıyor-
sunuz. Bunun üzerine onlar ona, Biz
zinadan doğmadık, bir tek Babamız
var, o da Tanrı'dır, dediler.
42 İsa onlara dedi: Tanrı Babanız
olsaydı, beni severdiniz, çünkü ben
Tanrı'dan çıkıp geldim, ve kendi-
liğimden gelmedim, ama beni o
gönderdi.
43 Söylediklerimi neden anlamıyor-
sunuz? çünkü sözümü dinlemeye
dayanamıyorsunuz.
44 Siz babanız İblis'tensiniz, ve baba-
nızın arzularını yapmak istiyorsunuz.
O başlangıçtan beri katildi, ve gerçek-
te durmadı, çünkü onda gerçek yok-
tur. Yalan söylediği zaman kendinin-
kinden söyler, çünkü yalancıdır, ve
yalanın babasıdır.
45 Ama ben size gerçeği söylediğim-
den bana iman etmiyorsunuz.
46 Hanginiz bende günah olduğunu
kanıtlar? Ve gerçeği söylüyorsam,
neden bana iman etmiyorsunuz?
47 Tanrı'dan olan Tanrı'nın sözlerini
dinler; Tanrı'dan olmadığınız için din-
lemiyorsunuz.
48 O zaman Yahudiler cevap verip
ona dediler: Sen Samiriyelisin, ve cine
tutulmuşsun demekte haklı değil mi-
yiz?
49 İsa cevap verdi: Bende cin yoktur;
ama Babam'a saygı gösterıyorum, ve
siz beni aşağılıyorsunuz.
50 Ve ben kendi yüceliğimi aramıyo-
rum; arayan ve yargılayan biri vardır.
51 Doğrusu, doğrusu size derim, Bir
kimse sözümü tutarsa, sonsuza dek
ölüm görmeyecektir.
52 O zaman Yahudiler ona dediler:
Şimdi anlıyoruz ki, sende bir cin
vardır. İbrahim öldü, peygamberler
de; ve sen, Bir kimse sözümü tutarsa,
sonsuza dek ölümü tatmayacaktır,
diyorsun.
53 Sen babamız İbrahim'den daha
büyük müsün? o öldü, peygamberler
de öldüler; sen kendini kim sanıyor-
sun?
54 İsa cevap verdi: Eğer ben kendimi
yüceltirsem, yüceliğim hiçtir, beni yü-
celten Babam'dır, ki siz onun hak-
kında Tanrımız'dır dersiniz.
55 Ve siz onu tanımıyorsunuz, ama
ben onu tanırım; ve eğer onu tanı-
mıyorum dersem, sizin gibi yalancı
olurum; ama ben onu tanırım, ve
sözünü tutarım.
56 Babanız İbrahim benim günümü
göreceği için sevinçle coştu, ve görüp
sevindi.
57 Bunun için Yahudiler ona, Daha
elli yaşında değilsin, İbrahim'i de mi
gördün? dediler.
58 İsa onlara, Doğrusu, doğrusu size
derim, İbrahim doğmadan önce ben
varım, dedi.
59 O zaman ona atmak için taşlar
kaldırdılar, ama İsa gizlendi, ve ara-
larından geçerek tapınaktan çıktı, ve
böylece gitti.
Yuhanna 9
Ve İsa geçip giderken, doğuştan kör
bir adam gördü.
2 Ve öğrencileri ona sorup dediler:
Öğretmen, kim günah işledi de bu
adam kör doğdu, kendisi mi, yoksa
annesi babası mı?
3 İsa cevap verdi: Ne o günah işledi,
ne de annesi babası; ama Tanrı'nın
işleri onda gösterilsin diye oldu bu.
4 Daha gündüzken beni gönderenin
işlerini yapmalıyım; gece geliyor, o
zaman kimse çalışamaz.
5 Ben dünyada olduğum sürece dün-
yanın ışığıyım.
6 Bu sözleri söyledikten sonra yere
tükürdü, ve tükürükle çamur yaptı, ve
çamuru kör adamın gözlerine sürdü,
7 Ve ona dedi: Git, Şiloha (Gönderil-
miş, diye tercüme olunur) havuzunda
yıkan, dedi. O da gidip yıkandı, ve
gözleri açılmış olarak geldi.
8 Bunun üzerine komşuları ve onun
kör olduğunu önceden görenler, Otu-
rup dilenen adam bu değil mi? dedi-
ler.
9 Kimi, Odur, dedi, kimi, Ona benzi-
yor, dedi, kendisi ise, Ben oyum, dedi.
10 Bunun için ona, Gözlerin nasıl
açıldı? dediler.
11 O cevap verip dedi: İsa adındaki
adam çamur yapıp gözlerime sürdü,
ve bana, Şiloha havuzuna git ve
yıkan, dedi; ben de gidip yıkandım, ve
gözlerim açıldı.
12 O zaman kendisine, Nerede o?
dediler. Bilmiyorum, dedi.
13 Önceleri kör olan adamı Ferisi-
ler'e getirdiler.
14 İsa'nın çamur yapıp onun gözlerini
açtığı zaman Sept günüydü.
15 Bunun için yine Ferisiler de nasıl
görüme kavuştuğunu ondan sordular.
O da onlara, Gözlerime çamur koydu,
ve yıkandım, ve görüyorum, dedi.
16 Bunun üzerine Ferisiler'den bazı-
ları, Bu adam Tanrı'dan değildir,
çünkü Sept gününü tutmuyor, dediler.
Başkaları da, Günahkâr bir adam na-
sıl böyle mucizeler yapabilir? dediler.
Ve aralarında ayrılık oldu.
17 Kör adama yine, Senin gözlerini
açtığına göre, onun hakkında sen ne
dersin? dediler. O da, Peygamberdir,
dedi.
18 Ama Yahudiler, gözleri açılmış
olan adamın anasıyla babasını çağı-
rıncaya dek, onun kör olup da göz-
lerinin açıldığına inanmadılar.
19 Ve onlara sorup dediler: Kör doğ-
du dediğiniz oğlunuz bu mu? nasıl
oluyor da şimdi görüyor?
20 Anasıyla babası onlara cevap ve-
rip dediler: Bunun bizim oğlumuz ol-
duğunu ve kör doğduğunu biliyoruz;
21 Ama şimdi nasıl gördüğünü bilmi-
yoruz, yahut gözlerini kimin açtığını
biz bilmiyoruz; ergin yaştadır; ona
sorun; kendisi için kendisi konuşsun.
22 Anası babası Yahudiler'den kork-
tukları için bu sözleri söylediler; çün-
kü onun Mesih olduğunu kim açıkça
söylerse, havra dışı edilsin diye
Yahudiler zaten söz birliği etmişlerdi.
23 Bundan dolayı onun anasıyla ba-
bası, Ergin yaştadır; ona sorun, dedi-
ler.
24 Bunun üzerine önceleri kör olan
adamı tekrar çağırıp ona, Tanrı'yı
yücelt, biz bu adamın günahkâr
olduğunu biliyoruz, dediler.
25 O da cevap verip dedi: Onun gü-
nahkâr olup olmadığını bilmiyorum;
bildiğim bir şey var, kördüm, şimdi
görüyorum.
26 O zaman ona yine, Sana ne yaptı?
gözlerini nasıl açtı? dediler.
27 Onlara cevap verdi: Size şimdi
söyledim, ve dinlemediniz; niçin yeni-
den işitmek istiyorsunuz? yoksa siz de
mi onun öğrencileri olmak istiyor-
sunuz?
28 Onun için ona sövüp dediler; Onun
öğrencisi sensin, biz ise Musa'nın
öğrencileriyiz.
29 Tanrı'nın Musa'yla konuştuğunu
biliyoruz; ama bu adamın nereden
olduğunu bilmiyoruz.
30 Adam cevap verip onlara dedi:
Şaşılacak şey şunda ki, siz onun nere-
den olduğunu bilmiyorsunuz, ama o
benim gözlerimi açtı.
31 Tanrı'nın günahkârları dinlemedi-
ğini biliriz, ama kişi Tanrı'ya tapar ve
isteğini uygularsa, onu dinler.
32 Dünya var olalı, bir kimsenin
doğuştan kör olan birinin gözlerini
açtığı duyulmamıştır.
33 Eğer bu adam Tanrı'dan olma-
saydı, hiçbir şey yapamazdı.
34 Cevap verip ona dediler: Tama-
men günahlar içinde doğdun, ve sen
mi bize öğreteceksin? Ve onu dışarı
attılar.
35 İsa onu dışarı attıklarını duydu; ve
onu bulup kendisine, Sen Tanrı'nın
Oğlu'na iman ediyor musun? dedi.
36 O cevap verip, Ya Rab, kimdir ki,
ona iman edeyim? dedi.
37 Ve İsa ona, Hem onu gördün, hem
de seninle konuşan odur, dedi.
38 Ve o, Ya Rab, iman ediyorum,
dedi. Ve ona tapındı.
39 Ve İsa dedi: Bu dünyaya yargıla-
mak için geldim, öyle ki, görmeyenler
görsünler, görenler de kör olsunlar.
40 Ve yanında bulunan Ferisiler'den
bazıları bu sözleri işitip ona, Yoksa
biz de mi körüz? dediler.
41 İsa onlara dedi: Kör olsaydınız,
günahınız olmazdı; ama şimdi, Görü-
yoruz, diyorsunuz; onun için günahı-
nız duruyor.
Yuhanna 10
Doğrusu, doğrusu size derim, Koyun
ağılına kapıdan girmeyip başka yer-
den tırmanan kişi hırsız ve hayduttur.
2 Kapıdan girense koyunların çobanı-
dır.
3 Kapıcı ona açar; ve koyunlar onun
sesini işitirler, o da kendi koyunlarını
adlarıyla çağırır, ve onları dışarı götü-
rür.
4 Ve kendi koyunlarını dışarı çıka-
rınca önlerinden gider, koyunlar da
onu izler, çünkü onun sesini tanırlar.
5 Ve bir yabancının ardından gitmez-
ler, ama ondan kaçarlar; çünkü ya-
bancıların sesini tanımazlar.
6 İsa onlara bu benzetmeyi anlattı;
olduğunu anlamadılar.
7 Bunun üzerine İsa yine onlara dedi:
Doğrusu, doğrusu size derim, Ben
koyunların kapısıyım.
8 Benden önce gelenlerin hepsi hırsız
ve hayduttur, ama koyunlar onları
dinlemedi.
9 Kapı ben'im; eğer bir kimse benim
aracılığımla içeri girerse kurtulur; ve
girer ve çıkar, ve otlak bulur.
10 Hırsız ancak çalmak, ve öldürmek,
ve yok etmek için gelir; bense onlarda
yaşam olsun, hem de bol yaşam olsun
diye geldim.
11 Ben iyi çobanım; iyi çoban koyun-
lar için canını verir.
12 Ama çoban olmayıp koyunlar
kendisinin olmayan ücretli adam,
kurdun geldiğini görünce koyunları
bırakıp kaçar, kurt da onları kapar, ve
koyunları dağıtır.
13 Ücretli adam kaçar, çünkü ücretli-
dir, ve koyunlar için kaygı çekmez.
14 Ben iyi çobanım, ve benimkileri
tanırım, benimkiler de beni tanırlar.
15 Baba beni tanıdığı gibi, ben de
Baba'yı tanırım; ve koyunlar için
canımı veririm.
16 Ve bu ağıldan olmayan başka
koyunlarım var, onları da getirme-
liyim, ve benim sesimi işitecekler; ve
tek sürü, tek çoban olacak.
17 Babam beni bunun için sever,
çünkü canımı veririm, öyle ki, onu
yeniden alayım.
18 Onu benden kimse almaz, ama onu
ben kendiliğimden veririm. Onu ver-
meye yetkim vardır, ve onu yeniden
almaya yetkim vardır. Bu buyruğu
Babam'dan aldım.
19 Bu sözlerden dolayı Yahudiler
arasında yine ayrılık doğdu.
20 Ve onlardan birçoğu, Onda cin
var, delidir; niçin onu dinliyorsunuz?
dediler.
21 Başkaları, Bunlar cine tutulmuş
birinin sözleri değildir. Cin körlerin
gözlerini açabilir mi? dediler.
22 Yeruşalem'de Kutlama bayramı
gelmişti, ve mevsim kıştı.
23 Ve İsa tapınakta Süleyman'ın ey-
vanında yürüyordu.
24 Yahudiler çevresini sarıp kendisine
dediler: Bizi daha ne kadar zaman
kuşkuda bırakacaksın? Eğer Mesih
isen, bize açıkça söyle.
25 İsa onlara cevap verdi: Size söyle-
dim, ve iman etmiyorsunuz. Babam'ın
adıyla yaptığım işler bana tanıklık
ediyor.
26 Ama siz iman etmiyorsunuz, çün-
kü size dediğim gibi, koyunlarımdan
değilsiniz.
27 Koyunlarım sesimi işitirler, ben de
onları tanırım, ve ardımdan gelirler.
28 Ve onlara sonsuz yaşam veririm;
ve onlar sonsuza dek mahvolmaya-
caklar, hiç kimse de onları elimden
kapmayacak.
29 Onları bana veren Babam hepsin-
den büyüktür; ve onları Babam'ın
elinden kapmaya kimsenin gücü yet-
mez.
30 Ben ve Babam biriz.
31 Bunun üzerine Yahudiler onu taş-
lamak için yerden yine taş aldılar.
32 İsa onlara cevap verdi: Size
Babam'dan birçok iyi işler gösterdim,
bu işlerden hangisi için beni taşlı-
yorsunuz?
33 Yahudiler ona cevap verip dediler:
Seni iyi iş için değil, ama küfür için,
ve sen bir insanken, kendini Tanrı
yaptığın için taşlıyoruz.
34 İsa onlara cevap verdi: Yasanızda,
Siz ilahlarsınız, dedim, diye yazılı
değil mi?
35 Eğer kendilerine Tanrı'nın sözü
gelenleri ilahlar diye adlandırırsa, ve
yazı bozulamaz;
36 Tanrı'nın Oğlu'yum, dediğim için,
Baba'nın kutsayıp dünyaya gönder-
diği kişiye mi, Küfür ediyorsun, di-
yorsunuz?
37 Eğer Babam'ın işlerini yapmıyor-
sam, bana iman etmeyin.
38 Ama yapıyorsam, bana iman
etmeseniz bile, yaptığım işlere iman
edin, öyle ki, Baba'nın bende, benim
de onda olduğumu bilesiniz ve iman
edesiniz.
39 Bunun üzerine, onu yine yaka-
lamaya çalıştılar, ama o, ellerinden
sıyrılıp gitti.
40 Ve yine Ürdün ötesine, Yuhanna'-
nın ilk vaftiz ettiği yere gitti; ve orada
kaldı.
41 Ve birçokları ona gelip dediler:
Yuhanna hiç mucize yapmadı, ama
Yuhanna'nın bu adam için söylediği
her şey doğruydu.
42 Ve orada birçokları ona iman etti.
Yuhanna 11
Meryem ile kız kardeşi Marta'nın
kasabası olan Beytanya'dan Lazar
adında bir adam hastalanmıştı.
2 (Hasta Lazar, Rab'be hoş kokulu
yağ sürüp saçlarıyla onun ayaklarını
silen Meryem'in kardeşiydi.)
3 Onun için kız kardeşleri ona, Ya
Rab, işte, sevdiğin kişi hastadır, diye
haber gönderdiler.
4 İsa bunu işitince, Bu hastalık ölüm
için değil, ama Tanrı'nın yüceliği
içindir, öyle ki, Tanrı'nın Oğlu bu-
nunla yüceltilsin, dedi.
5 İsa Marta'yı, ve kız kardeşini, ve
Lazar'ı severdi.
6 Ve onun hasta olduğunu işitince
bulunduğu yerde iki gün daha kaldı.
7 Sonra öğrencilerine, Yine Yahudi-
ye'ye gidelim, dedi.
8 Öğrencileri ona, Öğretmen, Yahu-
diler az önce seni taşlamak iştiyor-
lardı; ve yine oraya mı gidiyorsun?
dediler.
9 İsa cevap verdi: Günde on iki saat
yok mu? Eğer bir kimse gündüz yü-
rürse sendelemez, çünkü bu dünyanın
ışığını görür.
10 Ama bir kimse gece yürürse sen-
deler, çünkü kendisinde ışık yoktur.
11 Bu şeyleri söyledi; ve sonra onlara
dedi: Dostumuz Lazar uyumuştur,
ama ben onu uyandırmaya gidiyo-
rum.
12 Bunun üzerine öğrencileri, Ya
Rab, uyumuşsa iyileşecektir, dediler.
13 İsa onun ölümünden söz ediyordu;
ama onlar uyku uyumasından söz
ettiğini sandılar.
14 Bunun üzerine İsa onlara açıkça,
Lazar ölmüştür, dedi.
15 Ve iman edesiniz diye orada bu-
lunmadığıma sizin için seviniyorum;
ama yanına gidelim.
16 Didimos denilen Tomas öğrenci
arkadaşlarına, Biz de gidelim, onunla
birlikte ölelim, dedi.
17 İsa gelince, onu zaten dört gündür
mezarda yatmakta buldu.
18 Ve Beytanya Yeruşalem'e yakındı,
yaklaşık on beş ok atımı uzaklıktaydı.
19 Ve Yahudiler'in birçoğu, kardeş-
leri için onları teselli etsinler diye
Marta ve Meryem'e gelmişlerdi.
20 Marta, İsa'nın geldiğini duyunca
onu karşılamaya çıktı; Meryem ise
evde oturuyordu.
21 Marta İsa'ya dedi: Ya Rab, burada
olsaydın, kardeşim ölmezdi.
22 Ama şimdi bile, Tanrı'dan her ne
dilersen Tanrı'nın sana vereceğini
biliyorum.
23 İsa ona, Kardeşin dirilecektir,
dedi.
24 Marta ona, Son gün, dirilişte onun
dirileceğini biliyorum, dedi.
25 İsa ona dedi: Diriliş ve yaşam
ben'im, Bana iman eden ölmüş olsa
da yaşayacaktır.
26 Ve kim yaşar ve bana iman ederse
sonsuzluk boyunca hiç ölmeyecektir.
Buna iman ediyor musun?
27 Ona, Evet, ya Rab, senin dünyaya
gelecek olan Tanrı'nın Oğlu Mesih
olduğuna iman ettim, dedi.
28 Ve bunu söyledikten sonra gidip
kız kardeşi Meryem'i gizlice çağıra-
rak, Öğretmen burada seni çağırıyor,
dedi.
29 O bunu işitince çabuk kalkıp onun
yanına gitti.
30 İsa daha kasabaya varmamıştı,
ama Marta'nın kendisini karşıladığı
yerdeydi.
31 Meryem'le birlikte evde bulunan
ve onu teselli eden Yahudiler, onun
hızla kalkıp dışarı çıktığını görünce,
Orada ağlamak için mezara gidiyor,
diyerek ardından gittiler.
32 Meryem İsa'nın bulunduğu yere
varıp onu görünce, ayaklarına kapa-
narak, Ya Rab, burada olsaydın, kar-
deşim ölmezdi, dedi.
33 İsa onun ağladığını ve onunla ge-
len Yahudiler'in de ağladığını görün-
ce, ruhunda inledi, ve yüreği sıkıldı,
34 Ve, Onu nereye koydunuz? dedi.
Ona, Ya Rab, gel de gör, dediler.
35 İsa ağladı.
36 Bunun üzerine Yahudiler, Bakın,
onu ne kadar seviyormuş! dediler.
37 Onlardan bazıları da, Körün göz-
lerini açan bu kişi, bunun ölümünü de
önleyemez miydi? dediler.
38 Bunun üzerine İsa yine içinden
inleyerek mezara vardı. O bir mağa-
raydı, ve onun üzerine bir taş konul-
muştu.
39 İsa, Taşı kaldırın, dedi. Ölenin kız
kardeşi Marta ona, Ya Rab, o artık
kokmuştur, çünkü öleli dört gün oldu,
dedi.
40 İsa ona, Sana, iman edersen Tan-
rı'nın yüceliğini göreceksin demedim
mi? dedi.
41 Bunun üzerine ölünün yatırılmış
olduğu yerden taşı kaldırdılar. Ve İsa
gözlerini yukarı kaldırıp dedi: Ey
Baba, beni işittiğin için sana şükre-
derim.
42 Ve beni her zaman işittiğini bili-
yordum; ama bunu, çevrede duran
halk için, beni senin gönderdiğine
iman etsinler diye söyledim.
43 Ve bu şeyleri söyledikten sonra
yüksek sesle, Lazar, dışarı gel, diye
bağırdı.
44 Ve ölü, elleri ve ayakları sargılarla
bağlı ve yüzü mendille sarılmış olarak
dışarı çıktı. İsa onlara, Onu çözün ve
bırakın gitsin, dedi.
45 Bunun üzerine, Meryem'e gelen ve
İsa'nın yaptıklarını gören Yahudiler'in
birçoğu ona iman etti.
46 Ama onlardan bazıları Ferisilere
gidip İsa'nın yaptıklarını onlara bil-
dirdiler.
47 Bunun üzerine başkâhinlerle
Ferisiler bir meclis toplayıp dediler:
Ne yapacağız? çünkü bu adam birçok
mucizeler yapıyor.
48 Onu böyle bırakırsak, herkes ona
iman edecek; Romalılar da gelip hem
yerimizi hem de ulusumuzu ortadan
kaldıracaklar.
49 Ve onlardan biri, o yılın başkâhini
olan Kayafa, kendilerine dedi: Hiçbir
şey bilmiyorsunuz,
50 Ve hem de bütün ulusun mahvol-
maması için, halk uğruna bir tek
adamın ölmesinin bizim için daha
elverişli olduğunu düşünmüyorsunuz.
51 Ve bunu kendiliğinden söylemedi;
ama o yılın başkâhini olarak İsa'nın,
ulusun uğruna,
52 Ve yalnız ulusun uğruna değil,
ama Tanrı'nın dağılmış çocuklarını
toplayıp birleştirmek için de öleceğine
ilişkin peygamberlikte bulunuyordu.
53 Ve o günden sonra onu öldürmeyi
tasarladılar.
54 Bu yüzden İsa artık Yahudiler
arasında açıkça dolaşmadı; ancak
oradan çöle yakın bir yere, Efraim
denilen kente gitti, ve öğrencileriyle
birlikte orada kaldı.
55 Ve Yahudiler'in Fısıh bayramı
yakındı; ve taşradakilerin birçoğu
kendilerini arındırmak için Fısıh'tan
önce Yeruşalem'e çıktı.
56 Bunlar İsa'yı arıyor ve tapınakta
durup birbirlerine, Ne dersiniz, bay-
rama hiç gelmeyecek mi? diyorlardı.
57 Başkâhinlerle Ferisiler de onun
nerede olduğunu bilen varsa bildirsin
diye buyruklar çıkarmışlardı, öyle ki,
onu yakalayabilsinler.
Yuhanna 12
Ve Fısıh'tan altı gün önce, İsa ölmüş
olup da ölülerden dirilttiği Lazar'ın
bulunduğu Beytanya'ya geldi.
2 Orada kendisi için bir akşam ye-
meği düzenlediler. Ve Marta hizmet
ediyordu, ama Lazar onunla birlikte
sofrada oturanlardan biriydi.
3 Bu arada Meryem çok değerli hint-
sümbülü yağından bir litre alıp İsa'nın
ayaklarına sürdü, ve saçlarıyla ayak-
larını sildi; ve ev yağın kokusuyla
doldu.
4 Ama öğrencilerinden biri, onu ele
verecek olan Simon'un oğlu Yahuda
İskariyot,
5 Bu yağ neden üç yüz dinara satılıp
yoksullara verilmedi? dedi.
6 Bunu, yoksulları kayırdığı için
değil, ama hırsız olduğu için, ve para
kesesi kendisinde olup içine konulanı
taşıdığı için söyledi.
7 Bunun üzerine İsa dedi: Kadını
bırak, bunu benim gömüleceğim gün
için sakladı.
8 Çünkü yoksullar her zaman aranız-
dadır, ama ben her zaman aranızda
olmayacağım.
9 Yahudiler'den büyük bir kalabalık
onun orada olduğunu öğrendi; ve
yalnız İsa için değil, ama ölülerden
dirilttiği Lazar'ı da görmek için gel-
diler.
10 Başkâhinler ise Lazar'ı da öl-
dürmeyi tasarladılar.
11 Çünkü onun yüzünden birçok
Yahudi gidip İsa'ya iman ediyordu.
12 Ertesi gün bayrama gelen büyük
bir kalabalık İsa'nın Yeruşalem'e
gelmekte olduğunu işitince,
13 Hurma dalları alarak onu karşı-
lamaya çıktılar, ve, Hosanna, Rab'bin
adıyla gelen İsrail'in Kralı kutludur,
diye bağırıyorlardı.
14 Ve İsa bir sıpa bulup üzerine
bindi, yazılmış olduğu gibi,
15 Korkma, Sion kızı, işte, Kralın bir
eşek sıpasına binmiş geliyor.
16 Öğrencileri ilkin bu şeyleri anla-
madılar; ama İsa yüceltilince, bunla-
rın onun hakkında yazıldığını, ve bu
şeyleri ona kendileri yaptıklarını
hatırladılar.
17 Lazar'ı mezardan çağırıp onu ölü-
lerden dirilttiği vakit kendisiyle bir-
likte bulunan halk tanıklık ediyordu.
18 Halk da bundan dolayı onu karşı-
lamaya çıktı, çünkü onun bu mucizeyi
yaptığını duymuşlardı.
19 Bunun üzerine Ferisiler birbirle-
rine, Görüyorsunuz ya, hiçbir şeye
yaramıyorsunuz; işte, dünya onun ar-
dından gitti, dediler.
20 Bayramda tapınmaya çıkanlar
arasında bazı Yunanlılar vardı.
21 Bunlar Galile'nin Beytsayda ken-
tinden olan Filippos'a gelip, Efendi,
İsa'yı görmek istiyoruz, diye rica etti-
ler.
22 Filippos gelip Andreas'a söyledi,
Andreas ve Filippos da İsa'ya bildir-
diler.
23 İsa onlara cevap verip dedi:
İnsanoğlu'nun yüceltileceği saat geldi.
24 Doğrusu, doğrusu size derim,
Buğday tanesi toprağa düşüp ölme-
dikçe yalnız kalır, ama ölürse çok
ürün verir.
25 Canını seven onu yitirecek; ve bu
dünyada canından nefret eden onu
sonsuz yaşam için saklayacak.
26 Bir kimse bana hizmet ederse,
ardımdan gelsin, ve ben neredeysem
hizmetçim de orada olacak; kim bana
hizmet ederse Babam onu onurlan-
dıracaktır.
27 Şimdi canım çok sıkılmaktadır; ve
ne diyeyim? Ey Baba beni bu saatten
kurtar; ama ben bunun için bu saate
geldim.
28 Ey Baba, adını yücelt. Bunun
üzerine gökten bir ses geldi: Hem
yücelttim, hem de yine yücelteceğim.
29 Orada durup bunu işiten halk, Gök
gürledi, diyordu; başkaları, Bir melek
onunla konuştu, diyordu.
30 İsa cevap verip dedi: Bu ses benim
için değil, ancak sizin için geldi.
31 Bu dünyanın yargısı şimdidir; bu
dünyanın reisi şimdi dışarı atılacaktır.
32 Ve ben yerden yukarı kaldırılır-
sam, bütün insanları kendime çeke-
ceğim.
33 Bunu nasıl bir ölümle öleceğini
belirtmek için söyledi.
34 Halk ona cevap verdi: Yasadan
Mesih'in sonsuza dek kalacağını
işittik; ve sen nasıl, İnsanoğlu yukarı
kaldırılmalıdır, diyorsun? kimdir bu
İnsanoğlu?
35 Bunun üzerine İsa onlara dedi:
Kısa bir süre daha ışık sizinledir.
İşığınız varken yürüyün ki, karanlık
sizi basmasın; çünkü karanlıkta yürü-
yen nereye gittiğini bilmez.
36 Sizde ışık varken, ışığa iman edin
ki, ışığın oğulları olasınız. İsa bunları
söyledikten sonra gidip onlardan giz-
lendi.
37 Önlerinde bunca mucize yaptığı
halde ona iman etmediler;
38 Öyle ki, Yeşaya peygamberin
söylediği söz yerine gelsin: Ya Rab,
verdiğimiz habere kim inandı? ve
Rab'bin pazısı kime gösterildi?
39 Bu nedenle iman edemiyorlardı,
çünkü Yeşaya yine demiştir:
40 Onların gözlerini kör etti, ve yü-
reklerini katılaştırdı, öyle ki, gözle-
riyle görmesin, ve yürekleriyle anla-
masın, ve dönmesinler, ben de onları
iyileştirmeyeyim.
41 Bu şeyleri Yeşaya, yüceliğini gö-
rüp onun hakkında konuştuğu zaman
söyledi.
42 Bununla beraber, önderlerin bile
birçoğu ona iman etti, ama Ferisiler
yüzünden, havra dışı edilmemek için
açıkça söylemediler.
43 Çünkü insan övgüsünü, Tanrı öv-
güsünden daha çok sevdiler.
44 İsa bağırıp dedi: Bana iman eden
bana değil, ancak beni gönderene
iman eder.
45 Ve beni gören, beni göndereni
görür.
46 Bana iman eden hiç kimse ka-
ranlıkta kalmasın diye, dünyaya ışık
olarak geldim.
47 Sözlerimi işitip de iman etmeyeni
ben yargılamam, çünkü ben dünyayı
yargılamak için değil, ancak dünyayı
kurtarmak için geldim.
48 Beni reddedip sözlerimi kabul et-
meyeni yargılayacak biri var; söyle-
diğim söz onu son günde yargıla-
yacaktır.
49 Çünkü ben kendiliğimden konuş-
madım; ama beni gönderen Baba'nın
kendisi ne diyeceğimi ve ne konuşa-
cağımı bana buyurdu.
50 Ve onun buyruğunun sonsuz ya-
şam olduğunu bilirim; bunun için ne
söylüyorsam, Baba'nın bana söylediği
gibi söylüyorum.
Yuhanna 13
Fısıh bayramından önce, İsa bu dün-
yadan ayrılıp Baba'ya gideceği saatin
geldiğini bilerek, dünyada kendisinin
olanları sevmiş olarak onları sonuna
kadar sevdi.
2 Ve akşam yemeği bitince, İblis
Simon oğlu Yahuda İskariyot'un yü-
reğine onu ele vermesini zaten koy-
muş bulunarak;
3 İsa, Baba'nın her şeyi kendi ellerine
verdiğini ve Tanrı'dan gelmiş olup
Tanrı'ya gittiğini bilerek;
4 Yemekten kalkıp giysilerini bir
yana koydu; ve bir havlu alıp kuşandı.
5 Sonra leğene su koyup öğrencilerin
ayaklarını yıkamaya ve kuşandığı
havluyla silmeye başladı.
6 Böylece Simon Petros'a geldi; ve
Petros ona, Ya Rab, ayaklarımı sen
mi yıkayacaksın? dedi.
7 İsa cevap verip ona dedi: Ne
yaptığımı şimdi anlamıyorsun; ama
sonra anlayacaksın.
8 Petros ona, Benim ayaklarımı asla
yıkamayacaksın, dedi. İsa ona cevap
verdi: Seni yıkamazsam, benimle
payın olmaz.
9 Simon Petros ona, Ya Rab, yalnız
ayaklarımı değil, ama ellerimi ve
başımı da yıka, dedi.
10 İsa ona dedi: Yıkanmış olan, ayak-
larının yıkanmasından başka ihtiyacı
yoktur, ama tamamen temizdir; siz de
temizsiniz, ama hepiniz değil.
11 Çünkü kendini ele verecek olanı
biliyordu; bu nedenle, Hepiniz temiz
değilsiniz, demişti.
12 Böylece onların ayaklarını yıkayıp
elbisesini aldıktan sonra, yine sofraya
oturunca, onlara dedi: Size ne yap-
tığımı biliyor musunuz?
13 Siz beni Öğretmen ve Rab diye
çağırıyorsunuz; ve iyi diyorsunuz;
çünkü ben oyum.
14 Şimdi ben, Rabbiniz ve Öğretme-
niniz olduğum halde, ayaklarınızı yı-
kadımsa; siz de birbirinizin ayaklarını
yıkamalısınız.
15 Çünkü benim size yaptığım gibi
siz de yapasınız diye size bir örnek
verdim.
16 Doğrusu, doğrusu size derim, Köle
efendisinden büyük değildir; ne de
gönderilen kendisini gönderenden
daha büyüktür.
17 Eğer bu şeyleri biliyorsanız, onları
yaparsanız size ne mutlu.
18 Hepiniz için söylemiyorum, ben
seçtiklerimi bilirim; ama yazı yerine
gelsin diye: Benimle ekmek yiyen
bana karşı ökçesini kaldırdı.
19 Size şimdiden, olmadan önce söy-
lüyorum ki, olunca benim o olduğu-
ma iman edesiniz.
20 Doğrusu, doğrusu size derim, Be-
nim gönderdiğim her hangi bir kim-
seyi kabul eden beni kabul eder; beni
kabul eden de beni göndereni kabul
eder.
21 İsa bu şeyleri söyledikten sonra
ruhta çok sıkıldı, ve tanıklık edip dedi:
Doğrusu, doğrusu size derim ki, siz-
den biri beni ele verecek.
22 Bunun üzerine öğrenciler kimden
söz ettiğine kuşkulanarak birbirlerine
bakıyorlardı.
23 Ve öğrencilerinden biri İsa'nın
bağrına yaslanmıştı; İsa onu severdi.
24 Bunun üzerine Simon Petros ona,
kimden söz ettiğini sorsun diye işaret
etti.
25 O da İsa'nın göğsüne yaslanmış
olarak ona, Ya Rab, kimdir o? dedi.
26 İsa cevap verdi: Lokmayı banıp
kime verirsem odur. Ve lokmayı
banıp Simon oğlu Yahuda İskariyot'a
verdi.
27 Ve lokmadan sonra Şeytan onun
içine girdi. İsa da ona, Yapacağını tez
yap, dedi.
28 Ama sofrada oturanlardan hiçbiri,
bunu neden ona söylediğini anlamadı.
29 Çünkü kese Yahuda'da olduğun-
dan, bazıları İsa'nın ona, Bayram için
bize gerekli şeyleri satın al, ya da,
Yoksullara bir şey ver, dediğini san-
dılar.
30 O da lokmayı alıp hemen dışarı
çıktı; ve gece idi.
31 O dışarı çıkınca İsa dedi: Şimdi
İnsanoğlu yüceltildi, Tanrı da onda
yüceltildi.
32 Eğer Tanrı onda yüceltildiyse,
Tanrı onu kendinde yüceltecektir, ve
onu hemen yüceltecektir.
33 Çocuklar, kısa bir süre daha sizin-
leyim. Beni arayacaksınız; ve Yahu-
dilere, Benim gittiğim yere siz gele-
mezsiniz, dediğim gibi, şimdi size de
diyorum.
34 Size yeni bir buyruk veriyorum:
Birbirinizi sevin; sizi sevdiğim gibi siz
de birbirinizi sevin.
35 Birbirinize sevginiz olursa, herkes
bununla benim öğrencilerim olduğu-
nuzu anlayacaktır.
36 Simon Petros ona, Ya Rab, nere-
ye gidiyorsun? dedi. İsa ona cevap
verdi: Gittiğim yere şimdi ardımdan
gelemezsin, ama sonra ardımdan ge-
leceksin.
37 Petros ona, Ya Rab, neden şimdi
senin ardından gelemeyeyim? senin
için canımı veririm, dedi.
38 İsa ona cevap verdi: Benim için
canını mı vereceksin? Doğrusu, doğ-
rusu sana derim, Sen beni üç kez
inkâr etmeden, horoz ötmeyecektir.
Yuhanna 14
Yüreğiniz sıkılmasın; siz Tanrı'ya
iman edersiniz, Bana da iman edin.
2 Babam'ın evinde yaşanacak çok
yerler vardır; öyle olmasa size söy-
lerdim. Size yer hazırlamaya gidiyo-
rum.
3 Ve gidip size yer hazırlarsam, siz de
benim bulunduğum yerde olasınız
diye, yine gelip sizi yanıma alacağım.
4 Ve benim nereye gittiğimi biliyor-
sunuz, ve yolu biliyorsunuz.
5 Tomas ona, Ya Rab, senin nereye
gideceğini bilmiyoruz, ve yolu nasıl
bilebiliriz? dedi.
6 İsa ona dedi: Yol, gerçek ve yaşam
ben'im, benim aracılığım olmadan
Baba'ya kimse gelmez.
7 Eger beni tanımış olsaydınız,
Babam'ı da tanırdınız; ve artık onu
biliyorsunuz, ve onu gördünüz.
8 Filippos ona, Ya Rab, Baba'yı bize
göster, ve bu bize yeter, dedi.
9 İsa ona dedi: Ey Filippos, bunca
zamandır sizinle birlikteyim, ve beni
daha tanımadın mı? beni görmüş
olan, Baba'yı görmüştür; ve sen nasıl,
Bize Baba'yı göster, diyorsun?
10 Benim Baba'da, Baba'nın da bende
olduğuna inanmıyor musun? size
söylediğim sözleri kendiliğimden
söylemiyorum; ama bende yaşayan
Baba'nın kendisi işleri yapıyor.
11 Bana inanın: ben Baba'dayım,
Baba da bendedir; hiç değilse bu
işlerden dolayı bana inanın.
12 Doğrusu, doğrusu size derim,
Bana iman eden, yaptığım işleri ken-
disi de yapacaktır; bunlardan daha
büyüklerini de yapacaktır; çünkü ben
Babam'a gidiyorum.
13 Ve benim adımla her ne dilerseniz
yapacağım; öyle ki, Baba Oğul'da
yüceltilsin.
14 Eğer benim adımla bir şey diler-
seniz, ben onu yapacağım.
15 Eğer beni seviyorsanız, buyruk-
larımı tutun.
16 Ben de Baba'dan dileyeceğim, ve o
sonsuza dek sizinle birlikte kalsın diye
size başka bir Tesellici,
17 Yani gerçek Ruhu'nu verecek;
dünya onu kabul edemez, çünkü onu
ne görür, ne de tanır; ama siz onu
tanırsınız, çünkü o sizinle kalıyor, ve
içinizde olacaktır.
18 Sizi öksüz bırakmayacağım, size
geleceğim.
19 Az bir zaman daha ve dünya artık
beni görmez; ama siz beni görür-
sünüz; ben yaşadığım için, siz de
yaşayacaksınız.
20 O gün bileceksiniz ki, ben Babam'-
dayım, ve siz bendesiniz, ve ben siz-
deyim.
21 Buyruklarım kendinde olup onları
tutan, beni seven odur; ve beni seven
Babam tarafından sevilecektir, ben de
onu seveceğim ve kendimi ona göste-
receğim.
22 Yahuda-İskariyot değil-ona dedi:
Ya Rab, nasıl olur da kendini dünya-
ya göstermeyip bize göstereceksin?
23 İsa cevap verip ona dedi: Bir
kimse beni severse, sözümü tutacak;
Babam da onu sevecek, ve biz ona
gelip yanında konut kuracağız.
24 Beni sevmeyen, sözlerimi tutmaz;
ve işittiğiniz söz benim değil, ama
beni gönderen Baba'nındır.
25 Ben daha yanınızdayken size bu
şeyleri söyledim.
26 Ama Baba'nın benim adımla gön-
dereceği Tesellici, Kutsal Ruh, size
her şeyi öğretecek ve bütün söyle-
diklerimi size hatırlatacaktır.
27 Size esenlik bırakıyorum, size
kendi esenliğimi veriyorum; ben size
dünyanın verdiği gibi vermiyorum.
Yüreğiniz sıkılmasın ve korkmasın.
28 Size, Giderim, ve size yine gelirim,
dediğimi işittiniz. Eğer beni sevseydi-
niz, Baba'ya gidiyorum, dediğim için
sevinirdiniz; çünkü Babam benden
büyüktür.
29 Ve bunu size şimdi, olmadan önce
söyledim, öyle ki, olunca iman ede-
siniz.
30 Artık sizinle çok konuşmayaca-
ğım; çünkü bu dünyanın reisi geliyor,
ve bende onun hiçbir şeyi yoktur.
31 Ama dünya Baba'yı sevdiğimi an-
lasın diye; ve Baba'nın bana buyur-
duğu gibi, öylece yapıyorum. Kalkın,
buradan gidelim.
Yuhanna 15
Ben gerçek asmayım ve Babam bağ-
cıdır.
2 Bende meyve vermeyen her çubuğu
keser; her meyve vereni de daha çok
meyve versin diye budar.
3 Size söylediğim sözle siz şimdiden
temizsiniz.
4 Bende kalın, ben de sizde. Çubuk
asmada kalmazsa kendiliğinden mey-
ve veremediği gibi, siz de bende kal-
mazsanız meyve veremezsiniz.
5 Ben asmayım, siz çubuklarsınız.
Bende kalan, benim de kendisinde
kaldığım kişi çok meyve verir; çünkü
bensiz hiçbir şey yapamazsınız.
6 Bir kimse bende kalmazsa, çubuk
gibi dışarı atılır, ve kurur; ve insanlar
onları toplayıp ateşe atarlar, ve yanar.
7 Eğer bende kalırsanız ve sözlerim
sizde kalırsa, her ne isterseniz dileye-
ceksiniz, ve size verilecektir.
8 Babam bununla, yani çok meyve
vermenizle yüceltilir; böylece öğren-
cilerim olursunuz.
9 Baba'nın beni sevdiği gibi ben de
sizi sevdim; benim sevgimde kalın.
10 Eğer buyruklarımı tutarsanız, sev-
gimde kalırsınız, nasıl ki ben de
Babam'ın buyruklarını tutup onun
sevgisinde kalıyorum.
11 Bu şeyleri size, sevincim sizde
kalsın ve sevinciniz tamamlansın diye
söyledim.
12 Benim buyruğum şudur: Sizi sev-
diğim gibi birbirinizi sevin.
13 İnsanın dostları uğruna canını ver-
mesinden daha büyük sevgi kimsede
yoktur.
14 Eğer size buyurduklarımı yapar-
sanız dostlarımsınız.
15 Artık size kul demem; çünkü kul
efendisinin ne yaptığını bilmez; ama
size dost dedim; çünkü Babam'dan
bütün işittiklerimi size bildirdim.
16 Siz beni seçmediniz, ama ben sizi
seçtim, ve gidip meyve veresiniz,
meyveniz de kalıcı olsun diye sizi
atadım, öyle ki, benim adımla Baba'-
dan her ne dilerseniz size versin.
17 Bu şeyleri size buyuruyorum ki,
birbirinizi sevesiniz.
18 Eğer dünya sizden nefret ederse,
bilin ki, sizden önce benden nefret
etmiştir.
19 Eğer dünyadan olsaydınız, dünya
kendisinin olanı severdi; ama dünya-
dan değilsiniz, ancak ben sizi dünya-
dan seçtim, bunun için dünya sizden
nefret ediyor.
20 Benim size söylediğim sözü hatır-
layın: Köle efendisinden büyük değil-
dir. Eğer bana zulmettilerse, size de
zulmedecekler; eğer sözümü tuttular-
sa, sizinkini de tutacaklar.
21 Ama bütün bu şeyleri size benim
adımdan ötürü yapacaklar, çünkü
beni göndereni tanımıyorlar.
22 Eğer gelmemiş ve onlara söyleme-
miş olsaydım, günahları olmazdı; ama
şimdi günahları için özürleri yoktur.
23 Benden nefret eden, Babam'dan da
nefret eder.
24 Başka hiç kimsenin yapmadığı
işleri onların arasında yapmamış
olsaydım, günahları olmazdı; ama
şimdi hem gördüler, hem de benden
ve Babam'dan nefret ettiler.
25 Ama bu oldu ki, yasalarında yazılı
söz yerine gelsin: Benden sebepsiz
nefret ettiler.
26 Ama Baba'dan size göndereceğim
Tesellici, yani Baba'dan çıkan gerçek
Ruhu geldiği zaman, o bana tanıklık
edecek.
27 Ve siz de tanıklık edeceksiniz,
çünkü başlangıçtan beri benimle bir-
liktesiniz.
Yuhanna 16
Bu şeyleri size, sürçmeyesiniz diye
söyledim.
2 Sizi havra dışı edecekler. Evet, saat
geliyor ki, sizi öldüren herkes
Tanrı'ya hizmet ettiğini sanacak.
3 Ve bu şeyleri size yapacaklar,
çünkü ne Baba'yı tanıdılar, ne de
beni.
4 Ama size bu şeyleri bildirdim, öyle
ki, saati gelince bu şeyleri size söy-
lediğimi hatırlayasınız. Ve size bu
şeyleri başlangıçta söylemedim, çün-
kü sizinle birlikteydim.
5 Ama şimdi beni gönderene gidiyo-
rum; ve içinizden hiçbiri bana, Nere-
ye gidiyorsun? diye sormuyor.
6 Ama size bu şeyleri söylediğim için
yüreğinizi elem doldurdu.
7 Ama size gerçeği söylüyorum;
Gitmem sizin için yararlıdır; çünkü
gitmezsem Tesellici size gelmez; ama
gidersem, onu size gönderirim.
8 Ve o gelince dünyayı günah için, ve
doğruluk için, ve yargı için azarlaya-
caktır.
9 Günah için, çünkü bana iman et-
mezler.
10 Doğruluk için, çünkü Babam'a
gidiyorum, ve artık beni görmezsiniz.
11 Ve yargı için, çünkü bu dünyanın
reisi yargılandı.
12 Size söyleyecek daha çok şeyim
var, ama şimdi bunlara dayanamaz-
sınız.
13 Ama o, gerçek Ruhu, gelince, sizi
tüm gerçeğe yöneltecek; çünkü ken-
diliğinden konuşmayacak; ama her ne
işitirse, onu söyleyecek; ve gelecek
şeyleri size bildirecek.
14 O beni yüceltecek; çünkü benim
olandan alacak ve size bildirecek.
15 Baba'nın her nesi varsa benimdir;
bu nedenle benimkinden alıp size
bildirecek dedim.
16 Kısa bir süre, ve beni görmeyecek-
siniz; ve yine, kısa bir süre, ve beni
göreceksiniz, çünkü Baba'ya gidiyo-
rum.
17 Bunun üzerine öğrencilerinden
bazıları birbirlerine dediler: Bu bize
dediği nedir? Kısa bir süre, ve beni
görmeyeceksiniz; ve yine, kısa bir
süre, ve beni göreceksiniz; ve, Çünkü
Baba'ya gidiyorum.
18 Böylece, Bu, Kısa bir süre, dediği
nedir? söylediklerini anlamıyoruz,
diyorlardı.
19 Ve İsa kendisine soru sormak
istediklerini biliyordu, ve onlara dedi:
Kısa bir süre, ve beni görmeyeceksi-
niz; ve yine, kısa bir süre, ve beni
göreceksiniz, dediğim bu söz için mi
birbirinize soruyorsunuz?
20 Doğrusu, doğrusu size derim: Siz
ağlayıp dövüneceksiniz, ama dünya
sevinecektir; ve elem çekeceksiniz,
ama eleminiz sevince dönüşecek.
21 Kadın doğuracağı zaman elem
çeker, çünkü saati gelmiştir; ama
çocuğu doğurunca, dünyaya bir insan
doğmasının sevinciyle çektiği acıyı
artık anmaz.
22 Bunun için siz de şimdi elem çeki-
yorsunuz; ama sizi yine göreceğim, ve
yüreğiniz sevinecek, ve sevincinizi
kimse sizden almaz.
23 Ve o gün benden hiçbir şey sor-
mayacaksınız. Doğrusu, doğrusu size
derim, Baba'dan benim adımla her ne
dilerseniz, size verecektir.
24 Şimdiye dek benim adımla bir şey
dilemediniz; dileyin, ve alacaksınız,
öyle ki, sevinciniz tamamlansın.
25 Size bu şeyleri mesellerle anlattım;
ama saat geliyor ki, sizinle artık me-
sellerle konuşmayacağım, ama size
Baba hakkında açık bilgi vereceğim.
26 O gün benim adımla dileyeceksi-
niz; ve size, sizin için Baba'dan istekte
bulunacağım demem;
27 Çünkü beni sevdiğiniz ve Tanrı'-
dan çıktığıma iman ettiğiniz için
Baba'nın kendisi sizi seviyor.
28 Ben Baba'dan çıktım, ve dünyaya
geldim; yine dünyayı bırakıp Baba'ya
gidiyorum.
29 Öğrencileri ona, İşte, şimdi açıkça
konuşuyorsun, ve hiç mesel kullanmı-
yorsun.
30 Şimdi anlıyoruz ki, her şeyi bili-
yorsun, ve kimsenin sana soru sorma-
sına ihtiyacın yoktur; Tanrı'dan çık-
tığına bunun için iman ediyoruz.
31 İsa onlara cevap verdi: Şimdi iman
ediyor musunuz?
32 İşte, her birinizin kendininkilere
dağılacağı ve beni yalnız bırakacağı
saat geliyor, geldi bile; ama ben
yalnız değilim, çünkü Baba benimle
birliktedir.
33 Bende esenliğiniz olsun diye size
bu şeyleri söyledim. Dünyada sıkıntı-
nız olacak; ama cesur olun, ben dün-
yayı yendim.
Yuhanna 17
İsa bu sözleri söyledi, ve gözlerini
göğe kaldırıp dedi: Ey Baba, saat
geldi; Oğlu'nu yücelt ki, Oğlun da
seni yüceltsin;
2 Nitekim sen ona tüm insanlık üze-
rinde yetki verdin, öyle ki, ona verdik-
lerinin hepsine sonsuz yaşam versin.
3 Sonsuz yaşam da şudur: seni, tek
gerçek Tanrı'yı ve gönderdiğin İsa
Mesih'i bilsinler.
4 Seni yeryüzünde yücelttim; yap-
mam için bana verdiğin işi tamam-
ladım.
5 Ve şimdi, Ey Baba, dünya var ol-
madan önce senin yanında sahip ol-
duğum yücelikle beni yanında yücelt.
6 Dünyadan bana verdiğin insanlara
senin adını açıkladım; senindiler, ve
onları bana verdin; ve senin sözünü
tuttular.
7 Şimdi biliyorlar ki, bana verdiğin
her şey sendendir.
8 Çünkü bana verdiğin sözleri onlara
verdim; onlar da kabul ettiler, ve
senden çıktığımı gerçekten anladılar,
ve beni senin gönderdiğine iman
ettiler.
9 Onlar için yalvarıyorum; dünya için
değil, ama bana verdiğin kimseler için
yalvarıyorum; çünkü onlar senindir.
10 Ve benimkilerin tümü senindir,
seninkiler de benimdir; ve ben onlarda
yüceltildim.
11 Ve ben artık dünyada değilim,
ama onlar dünyadadır, ve ben sana
geliyorum. Kutsal Baba, bana ver-
diğin kimseleri adınla koru ki, bizim
gibi bir olsunlar.
12 Dünyada onlarla birlikte olduğum
sürece, onları senin adınla korudum;
bana verdiğin kimseleri sakladım, ve
helâk oğlundan başka onlardan hiç-
biri mahvolmadı; öyle ki, yazı yerine
gelsin.
13 Ama şimdi sana geliyorum; ve
sevincim kendilerinde tamamlansın
diye bu şeyleri dünyada söylüyorum.
14 Ben onlara senin sözünü verdim;
ve dünya onlardan nefret etti, çünkü
ben dünyadan olmadığım gibi, onlar
da dünyadan değiller.
15 Onları dünyadan kaldırmanı değil,
ama kötü olandan korumanı diliyo-
rum.
16 Ben dünyadan olmadığım gibi,
onlar da dünyadan değiller.
17 Onları gerçeğinle kutsal kıl; senin
sözün gerçektir.
18 Sen beni dünyaya gönderdiğin
gibi, ben de onları dünyaya gönder-
dim.
19 Ve onların uğruna kendimi kutsal
kılıyorum, öyle ki, onlar da gerçekle
kutsal kılınsınlar.
20 Ve yalnız onlar için değil, ama
onların sözüyle bana iman edecek
olanlar için de yalvarıyorum;
21 Öyle ki, hepsi bir olsunlar; senin
bende olduğun ve benim sende ol-
duğum gibi, ey Baba, onlar da bizde
bir olsunlar, dünya da beni senin
gönderdiğine iman etsin.
22 Ve bana verdiğin yüceliği onlara
verdim; öyle ki, bizim bir olduğumuz
gibi onlar da bir olsunlar;
23 Ben onlarda, sen de bende, öyle ki,
bir olmak üzere tamamlanmış olsun-
lar; ve dünya beni senin gönderdiğini,
ve beni sevdiğin gibi onları da sev-
diğini anlasın.
24 Ey Baba, bana verdiklerinin de
bulunduğum yerde benimle birlikte
olmalarını istiyorum; öyle ki, bana
verdiğin yüceliğimi görsünler; çünkü
sen beni dünyanın kuruluşundan önce
sevdin.
25 Ey adil Baba, dünya seni bilmedi;
ama ben seni bildim, bunlar da beni
senin gönderdiğini anladılar.
26 Ve adını onlara bildirdim, ve bil-
direceğim; öyle ki, bana olan sevgin
onlarda olsun, ben de onlarda olayım.
Yuhanna 18
İsa bu sözleri söyledikten sonra,
öğrencileriyle birlikte Kidron deresi-
nin karşı yakasına geçti, orada bir
bahçe vardı, kendisiyle öğrencileri
oraya girdiler.
2 Ve onu ele veren Yahuda da bu yeri
biliyordu; çünkü İsa öğrencileriyle
çoğu kez orada buluşurdu.
3 Böylece Yahuda, yanına bir asker
bölüğü ve başkâhinlerle Ferisiler'den
görevlileri alıp fenerler ve meşalelerle
ve silahlarla oraya geldi.
4 Ve İsa, başına geleceklerin hepsini
bilerek öne çıkıp onlara, Kimi arıyor-
sunuz? dedi.
5 Nazaretli İsa'yı, diye ona cevap
verdiler. İsa onlara, Ben'im, dedi. Ve
onu ele veren Yahuda da onlarla bir-
likte duruyordu.
6 Ve onlara, Ben'im, dediği anda geri-
leyip yere düştüler.
7 Bunun üzerine onlara yine, Kimi
arıyorsunuz? diye sordu. Onlar da,
Nazaretli İsa'yı, dediler.
8 İsa cevap verdi: Size söyledim,
ben'im; bunun için eğer beni arıyor-
sanız, bunları bırakın gitsinler.
9 Söylediği şu söz yerine gelsin diye
oldu bu: Senin bana verdiklerinden
hiçbirini yitirmedim.
10 O zaman Simon Petros yanında
taşıdığı kılıcı çekti ve başkâhinin
kölesine vurup sağ kulağını kesti. Ve
kölenin adı Malhus'tu.
11 Ve İsa Petros'a, Kılıcını kınına
koy; Babam'ın bana verdiği kâseyi
içmeyeyim mi? dedi.
12 Bunun üzerine bölükle komutanı
ve Yahudiler'in görevlileri İsa'yı tutup
bağladılar,
13 Ve onu önce Hanna'ya götürdüler;
çünkü o yılın başkâhini olan Kayafa'-
nın kayınbabasıydı.
14 Ve halkın uğruna bir tek adamın
ölmesi daha elverişlidir diye Yahudi-
ler'e öğüt veren Kayafa idi.
15 Ve Simon Petros'la başka bir
öğrenci İsa'nın ardından gidiyorlardı;
o öğrenci başkâhinin tanıdığıydı, ve
İsa'yla birlikte başkâhinin avlusuna
girdi.
16 Ama Petros dışarıda, kapının ya-
nında duruyordu. O vakit başkâhinin
tanıdığı öbür öğrenci dışarı çıkıp ka-
pıcı kızla konuştu ve Petros'u içeri
getirdi.
17 Kapıcı kız da Petros'a dedi: Sen de
bu adamın öğrencilerinden biri değil
misin? O da, Hayır, değilim, dedi.
18 Ve köleler ve görevliler yaktıkları
kömür ateşinin yanında duruyorlardı;
Petros da onlarla birlikte durmuş ısı-
nıyordu.
19 O vakit Başkâhin İsa'ya, öğrenci-
leri ve öğretişiyle ilgili sorular sordu.
20 İsa ona cevap verdi: Ben dünyaya
açıkça konuştum; Yahudiler'in daima
toplandıkları havrada ve tapınakta her
zaman öğrettim; ve gizlide hiçbir şey
söylemedim.
21 Neden beni sorguya çekiyorsun?
kendilerine ne söylediğimi beni işiten-
lerden sor; işte, onlar ne söylediğimi
biliyorlar.
22 O bu şeyleri söyleyince, orada
duran görevlilerden biri, Başkâhine
böyle mi cevap veriyorsun? diyerek
İsa'ya bir tokat attı.
23 İsa ona cevap verdi: Eğer kötü bir
şey söyledimse, kötülüğüne tanıklık
et; ama iyiyse neden bana vuruyor-
sun?
24 Ve Hanna onu bağlı olarak baş-
kâhin Kayafa'ya göndermişti.
25 Ve Simon Petros orada durmuş
ısınıyordu. Kendisine, Sen de onun
öğrencilerinden değil misin? dediler.
Hayır, değilim, diyerek inkâr etti.
26 Başkâhinin kölelerinden biri, Pet-
ros'un kulağını kestiği adamın bir
akrabası, Seni bahçede onunla bir-
likte görmedim mi? dedi.
27 Bunun üzerine Petros yine inkâr
etti; ve hemen horoz öttü.
28 O vakit İsa'yı Kayafa'dan vali
konağına götürdüler; ve sabah erken-
di; ve kirlenmesin, ama Fıshı yiye-
bilsinler diye kendileri vali konağına
girmediler.
29 Bunun üzerine Pilatus dışarı, on-
ların yanına çıkıp, Bu adamı neyle
suçluyorsunuz? dedi.
30 Cevap verip kendisine dediler: Bu
adam kötülük eden biri olmasaydı,
onu sana teslim etmezdik.
31 Bunun üzerine Pilatus onlara, Onu
siz alın ve yasanıza göre onu yar-
gılayın, dedi. Yahudiler de ona, Bizim
kimseyi öldürmeye yetkimiz yoktur,
dediler;
32 Bu, İsa'nın ne tür ölümle öleceğini
belirtmek için söylediği söz yerine
gelsin diye oldu.
33 Bunun üzerine, Pilatus yine vali
konağına girdi ve İsa'yı çağırıp ona,
Sen Yahudiler'in Kralı mısın? dedi.
34 İsa ona cevap verdi: Bunu ken-
diliğinden mi söylüyorsun, yoksa
benim hakkımda başkaları mı sana
söyledi?
35 Pilatus cevap verdi: Ben Yahudi
miyim? Seni bana kendi ulusun ve
başkâhinler teslim ettiler; ne yaptın?
36 İsa cevap verdi: Benim krallığım
bu dünyadan değildir; krallığım bu
dünyadan olsaydı, hizmetçilerim Ya-
hudiler'e teslim edilmemem için sava-
şırlardı; ama şimdi benim krallığım
buradan değildir.
37 Pilatus da ona, Öyleyse sen kral
mısın? dedi. İsa cevap verdi: Kral
olduğumu sen söylüyorsun. Ben bu-
nun için doğdum, ve bunun için dün-
yaya geldim ki, gerçeğe tanıklık ede-
yim. Gerçekten olan herkes benim
sesimi işitir.
38 Pilatus ona, Gerçek nedir? dedi.
Ve bunu söyledikten sonra yine dışa-
rıya, Yahudiler'in yanına çıkıp onlara
dedi: Ben onda hiçbir suç bulmuyo-
rum.
39 Ama sizin bir geleneğiniz var: her
Fısıh'ta sizlere birisini salıveriyorum;
şimdi size Yahudiler'in Kralını salı-
vermemi ister misiniz?
40 Bunun üzerine onların hepsi yine
bağırıp dediler: Bu adamı değil, ama
Barabbas'ı. Barabbas ise bir haydut-
tu.
Yuhanna 19
O zaman Pilatus İsa'yı tutup kamçı-
ladı.
2 Askerler de dikenlerden bir taç örüp
onun başına koydular, ve ona mor
renkte bir kaftan giydirdiler,
3 Ve, Selam, ey Yahudiler'in Kralı!
diyorlar; ve ona tokat atıyorlardı.
4 Pilatus yine dışarı çıkıp onlara dedi:
İşte, onu dışarıya, size getiriyorum,
öyle ki, kendisinde hiçbir suç bulma-
dığımı bilesiniz.
5 Böylece İsa, başındaki dikenli taç ve
üzerindeki mor kaftanla dışarı çıktı.
Ve Pilatus onlara, İşte o adam, dedi.
6 Başkâhinler ve görevliler onu gö-
rünce, Çarmıha ger, çarmıha ger, diye
bağırdılar. Pilatus onlara dedi: Siz
onu alıp çarmıha gerin; çünkü ben
onda bir suç bulmuyorum.
7 Yahudiler ona cevap verdiler: Bizim
bir yasamız vardır, ve yasamıza göre
onun ölmesi gerektir, çünkü kendini
Tanrı'nın Oğlu yaptı.
8 Pilatus bu sözü işitince daha çok
korktu;
9 Ve yine vali konağına girip İsa'ya,
Neredensin? dedi. Ama İsa ona cevap
vermedi.
10 Pilatus da ona dedi: Benimle ko-
nuşmayacak mısın? seni çarmıha ger-
meye yetkim olduğunu, salıvermeye
de yetkim olduğunu bilmiyor musun?
11 İsa cevap verdi: Sana yukarıdan
verilmemiş olsaydı, benim üzerimde
hiçbir yetkin olmazdı; onun için beni
sana teslim edenin günahı daha bü-
yüktür.
12 Bundan sonra Pilatus onu salıver-
meye çalıştı; ama Yahudiler bağırıp
dediler: Eğer bu adamı salıverirsen,
Kayser'in dostu değilsin; kendini kral
eden herkes Kayser'e karşı konuşur.
13 Pilatus bu sözü işitince İsa'yı
dışarı getirdi, ve Taş döşeme, ama
İbranice'de Gabbata, denilen yerde
yargı kürsüsüne oturdu.
14 Ve Fısıh'ın Hazırlık günüydü, ve
altıncı saat sularıydı; ve Yahudiler'e,
İşte Kralınız! dedi.
15 Ama onlar, Götür, götür, onu çar-
mıha ger, diye bağırdılar. Pilatus on-
lara, Kralınızı çarmıha gereyim mi?
dedi. Başkâhinler cevap verdiler:
Kayser'den başka kralımız yok.
16 O zaman onu, çarmıha gerilmek
üzere onlara teslim etti. Onlar da
İsa'yı alıp götürdüler.
17 Kendisi de çarmıhını taşıyarak
İbranice'de Golgota denilen Kafatası
yeri adındaki yere çıktı;
18 Orada onu ve kendisiyle birlikte iki
kişiyi daha, biri bir yanda, öbürü öbür
yanda ve İsa ortada olarak çarmıha
gerdiler.
19 Ve Pilatus bir yafta yazıp çarmı-
hın üzerine koydu. Ve yazılan şuydu:
NAZARETLİ İSA, YAHUDİLER'İN
KRALI.
20 Ve Yahudiler'in birçoğu bu yaftayı
okudular; çünkü İsa'nın çarmıha ge-
rildiği yer kente yakındı; ve o yafta
İbranice, Yunanca ve Latince yazıl-
mıştı.
21 Ve Yahudiler'in başkâhinleri Pila-
tus'a dediler: Yahudiler'in Kralı, diye
yazma; Ama kendisi, Ben Yahudi-
ler'in Kralı'yım dedi, diye yaz.
22 Pilatus cevap verdi: Ne yazdımsa,
yazdım.
23 Askerler İsa'yı çarmıha gerdikten
sonra onun giysilerini alıp her bir
askere birer pay düşecek biçimde dört
parçaya böldüler; mintanını da aldı-
lar; mintan baştan başa dikişsiz bir
dokumaydı.
24 Bu nedenle birbirlerine, Bunu yırt-
mayalım, ama kimin olacak diye kura
çekelim, dediler; öyle ki, Giysilerimi
aralarında paylaştılar, ve elbisem üze-
rine kura çektiler, diyen yazı yerine
gelsin. Askerler bu şeyleri yaptılar.
25 Ve İsa'nın çarmıhının yanında
annesi, ve annesinin kızkardeşi, Klo-
pa'nın karısı Meryem, ve Mecdelli
Meryem duruyorlardı.
26 Ve İsa, annesiyle sevdiği öğrenci-
nin yakınında durduğunu görünce an-
nesine, Kadın, işte oğlun! dedi.
27 Sonra öğrenciye, İşte annen! dedi.
Ve o saatten sonra bu öğrenci onu
kendi evine aldı.
28 Bundan sonra İsa, her şeyin artık
tamamlandığını bilerek yazının yerine
gelmesi için, Susadım, dedi.
29 Ve oraya sirke dolu bir kap konul-
muştu; ve sirkeyle bir sünger doldu-
rup zufa dalına takarak onun ağzına
uzattılar.
30 İsa da sirkeyi alınca, Tamamlandı,
dedi; ve başını eğip ruhu teslim etti.
31 Ve Hazırlık günü olduğundan, ce-
setler Sept günü çarmıhta kalmasın
diye, (çünkü o Sept günü büyük
gündü,) Yahudiler Pilatus'tan onların
bacakları kırılıp kaldırılmasını istedi-
ler.
32 Bunun üzerine askerler gelip birin-
cinin, sonra da onunla birlikte çar-
mıha gerilmiş olan ötekinin bacakla-
rını kırdılar.
33 Ama İsa'ya gelip onun zaten ölmüş
olduğunu görünce bacaklarını kırma-
dılar;
34 Ama askerlerden biri onun böğrü-
nü mızrakla deldi, ve hemen kan ve su
çıktı.
35 Ve bunu gören tanıklık etti, ve ta-
nıklığı doğrudur; ve doğru söylediğini
bilir, öyle ki, iman edesiniz.
36 Çünkü bu şeyler yazı yerine gelsin
diye oldu: Onun hiç bir kemiği kırıl-
mayacaktır.
37 Ve yine başka bir yazı, Bedenini
deldikleri kişiye bakacaklar, der.
38 Ve bundan sonra, İsa'nın öğren-
cisiyken Yahudiler'den korktuğundan
kendisini gizleyen Arimatealı Yusuf,
İsa'nın cesedini kaldırmak için Pila-
tus'tan dilekte bulundu; ve Pilatus izin
verdi. Bunun üzerine gelip İsa'nın
cesedini kaldırdı.
39 Daha önce geceleyin İsa'nın yanına
gelmiş olan Nikodimos da yüz litre
kadar karaşık mür ve sarısabır özü
alarak geldi.
40 O vakit İsa'nın cesedini alıp Yahu-
diler'in gömme geleneğine uygun ola-
rak onu baharatla keten bezlere sar-
dılar.
41 Ve çarmıha gerildiği yerde bir
bahçe, bahçede de içine henüz hiç
kimsenin konulmadığı yeni bir mezar
vardı.
42 Yahudiler'in Hazırlık günü oldu-
ğundan, mezar da yakın olduğu için,
İsa'yı oraya koydular.
Yuhanna 20
Haftanın ilk günü erkenden, ortalık
daha karanlıkken Mecdelli Meryem
mezara geldi, ve taşın mezardan kal-
dırılmış olduğunu gördü.
2 O zaman koşup Simon Petros'a ve
İsa'nın sevdiği öbür öğrenciye geldi,
ve onlara dedi: Rab'bi mezardan kal-
dırmışlar, ve onu nereye koydular bil-
miyoruz.
3 Bunun üzerine Petros'la öteki öğ-
renci çıkıp mezara doğru gittiler.
4 Ve ikisi birlikte koşuyordu; ama
öteki öğrenci Petros'tan daha hızlı
koşarak mezara önce vardı.
5 Ve eğilip içeri baktı, keten bezleri
yerde serili gördü; ama içeri girmedi.
6 Simon Petros da ardından gelip
mezarın içine girdi, ve yerde duran
bezleri,
7 Ve onun başına sarılmış olan men-
dili, bezlerle birlikte olmayıp ayrı bir
yerde dürülü gördü.
8 O zaman mezara ilk varan öteki
öğenci de girip gördü, ve iman etti.
9 Çünkü onun ölülerden dirilmesi ge-
rektir diye yazıyı henüz bilmiyorlardı.
10 Bundan sonra öğrenciler yine ev-
lerine gittiler.
11 Ama Meryem mezarın dışında
durmuş ağlıyordu; ve ağlarken eğildi
ve mezarın içine baktı,
12 Ve beyazlara bürünmüş iki melek
gördü, biri İsa'nın cesedinin yattığı
yerin başucunda, öteki ayakucunda
oturuyordu.
13 Ve onlar kendisine, Kadın, niçin
ağlıyorsun? dediler. Onlara, Çünkü
Rabbim'i kaldırmışlar, ve onu nereye
koyduklarını bilmiyorum, dedi.
14 Ve bu şeyleri söyledikten sonra
arkasına döndü ve İsa'nın orada dur-
duğunu gördü, ama onun İsa olduğu-
nu anlamadı.
15 İsa ona dedi: Kadın, niçin ağlıyor-
sun? kimi arıyorsun? O da onu bahçı-
van sanarak kendisine dedi: Efendi,
eğer onu sen götürdünse, nereye koy-
duğunu bana söyle de ben onu kal-
dırayım.
16 İsa ona, Meryem, dedi. O da dö-
nüp ona, Rabbuni, dedi; ki, Öğret-
men, demektir.
17 İsa ona dedi: Bana dokunma, çün-
kü daha Babam'ın yanına çıkmadım;
ama kardeşlerime git ve onlara söyle,
Benim Babam'ın ve sizin Babanız'ın;
ve benim Tanrım'ın ve sizin Tanrı-
nız'ın yanına çıkıyorum.
18 Mecdelli Meryem gelip öğrenci-
lere Rab'bi gördüğünü ve kendisine
bu şeyleri söylediğini bildirdi.
19 Ve o gün, haftanın ilk günü, ak-
şam olunca, öğrencilerin toplandıkları
yerin kapıları Yahudiler'in korkusun-
dan kapalıyken İsa geldi, ve ortada
durup onlara, Size esenlik olsun, dedi.
20 Ve bunu söyledikten sonra onlara
ellerini ve böğrünü gösterdi. Öğrenci-
ler Rab'bi görünce sevindiler.
21 Ve İsa yine onlara dedi: Size esen-
lik olsun, Babam beni gönderdiği
gibi, ben de sizi gönderiyorum.
22 Ve bunu söyledikten sonra, onların
üzerine üfledi, ve onlara dedi: Kutsal
Ruh'u alın;
23 Kimlerin günahlarını bağışlarsa-
nız, onlara bağışlanmış olur; kimle-
rinkini alıkoyarsanız, alıkonmuş olur.
24 Ama Onikilerden biri, Didimos
denilen Tomas, İsa geldiğinde onlarla
birlikte değildi.
25 Bunun için öbür öğrenciler ona,
Rab'bi gördük, dediler. Ama o onlara,
Onun ellerinde çivilerin izini görme-
dikçe, ve çivilerin izine parmağımla
dokunmadıkça, ve elimi böğrüne sok-
madıkça inanmam, dedi.
26 Ve sekiz gün sonra onun öğren-
cileri yine içerideydiler, Tomas da
onlarla birlikteydi; kapılar kapalıyken
İsa gelip ortada durdu, ve, Size esen-
lik olsun, dedi.
27 Sonra Tomas'a dedi: Parmağını
buraya getir, ve ellerime bak, elini de
uzat, ve böğrüme koy; ve imansız
olma, ama imanlı ol.
28 Ve Tomas cevap verip ona,
Rabbim ve Tanrım, dedi.
29 İsa ona dedi: Tomas, beni gör-
düğün için iman ettin; görmeden iman
edenlere ne mutlu.
30 İsa öğrencilerinin önünde bu
kitapta yazılı olmayan başka birçok
belirti yaptı;
31 Ama İsa'nın Tanrı'nın Oğlu Mesih
olduğuna iman edesiniz ve iman edip
onun adıyla yaşama sahip olasınız
diye bunlar yazılmıştır.
Yuhanna 21
Bu şeylerden sonra Taberiye Denizi
kıyısında İsa kendisini öğrencilere
yine gösterdi; ve böylece gösterdi:
2 Simon Petros, ve Didimos denilen
Tomas, ve Galile'nın Kana kentinden
Natanael, ve Zebedi'nin oğulları, ve
onun öğrencilerinden iki kişi daha
birlikte bulunuyorlardı.
3 Simon Petros onlara, Ben balık tut-
maya gidiyorum, dedi. Ona, Biz de
seninle geliyoruz, dediler. Çıkıp he-
men kayığa bindiler; ve o gece bir şey
tutmadılar.
4 Ve artık sabah olunca İsa kıyıda
durdu; ama öğrenciler onun İsa ol-
duğunu anlamadılar.
5 Ve İsa onlara, Çocuklar, bir yiye-
ceğiniz var mı? dedi. Ona, Yok, diye
cevap verdiler.
6 O da onlara, Ağı kayığın sağ yanına
atın ve bulursunuz, dedi. Bunun üze-
rine ağı attılar, ve balıkların bollu-
ğundan artık onu çekemez olmuşlardı.
7 Onun için İsa'nın sevdiği öğrenci
Petros'a, Bu Rab'dir, dedi. Simon
Petros da onun Rab olduğunu işitince
balıkçı gömleğini giyip (çünkü çıp-
laktı) denize atıldı.
8 Öbür öğrenciler de balık dolu ağı
çekerek küçük kayıkla geldiler; çünkü
karadan ancak iki yüz arşın kadar
uzaktaydılar.
9 Ve karaya çıktıkları zaman, orada
kömür ateşi, ve üzerine konulmuş
balık ve ekmek gördüler.
10 İsa onlara, Şimdi tuttuğunuz ba-
lıklardan getirin, dedi.
11 Simon Petros kayığa binip yüz elli
üç iri balıkla dolu ağı karaya çekti; ve
bu kadar çok olduğu halde ağ yırtıl-
madı.
12 İsa onlara, Gelin, yemek yiyin,
dedi. Ve öğrencilerden hiç biri ona,
Sen kimsin? diye sormaya cesaret
edemedi; çünkü onun Rab olduğunu
biliyorlardı.
13 Ve İsa gelip ekmeği aldı, ve onlara
verdi, aynı şekilde balığı da verdi.
14 Şimdi bu, İsa'nın ölülerden diril-
dikten sonra öğrencilerine üçüncü
görünüşüydü.
15 Böylece yemeği bitirince İsa
Simon Petros'a dedi: Ey Yuna'nın
oğlu Simon, beni bunlardan daha çok
seviyor musun? Ona dedi: Evet, ya
Rab, seni sevdiğimi bilirsin. Ona,
Kuzularımı otlat, dedi.
16 İkinci kez yine ona, Ey Yuna'nın
oğlu Simon, beni seviyor musun?
dedi. Ona, Evet, ya Rab, seni sev-
diğimi bilirsin, dedi. Ona, Koyunları-
mı güt, dedi.
17 Üçüncü kez ona, Ey Yuna'nın oğlu
Simon, beni seviyor musun? dedi.
Kendisine üçüncü kez, Beni seviyor
musun? demesine Petros üzüldü ve
ona dedi: Ya Rab, sen her şeyi bilir-
sin, seni sevdiğimi bilirsin. İsa ona
dedi: Koyunlarımı otlat.
18 Doğrusu, doğrusu sana derim,
Gençken kendi kendine kuşanıp iste-
diğin yere giderdin; ama yaşlanınca
ellerini uzatacaksın, ve başkası seni
kuşatacak ve istemediğin yere götü-
recek.
19 Bunu ne tür ölümle Tanrı'yı yücel-
teceğini belirtmek için söyledi. Ve
bunu söyledikten sonra ona, Ardım-
dan gel, dedi.
20 Petros da arkasına dönüp İsa'nın
sevdiği öğrencinin ardından gelmekte
olduğunu gördü; akşam yemeğinde
onun göğsüne yaslanıp, Ya Rab, seni
ele verecek olan kimdir? diye öğren-
ciydi bu.
21 Petros onu görünce İsa'ya dedi: Ya
Rab, ya bu ne olacak?
22 İsa ona dedi: Eğer ben gelinceye
dek onun kalmasını istiyorsam, bun-
dan sana ne? Sen ardımdan gel.
23 Böylece, o öğrenci ölmeyecektir,
sözü kardeşler arasında çıktı; oysa İsa
ona, Ölmeyecektir, dememişti; ama,
Eğer ben gelinceye dek onun kalma-
sını istiyorsam, bundan sana ne? de-
mişti.
24 Bu şeylere tanıklık eden ve bu şey-
leri yazan öğrenci budur; ve onun ta-
nıklığının doğru olduğunu biliyoruz.
25 Ve İsa'nın yaptığı daha başka bir-
çok şey vardır, eğer bunlar tek tek ya-
zılmış olsaydı, yazılan kitaplar dün-
yaya bile sığmazdı sanırım. Amin.